Kadınların yeni Suriye anayasasında yer almaları ve yüzde 50 kota ile temsil edilmeleri gerektiğini vurgulayan Zenobiya Kadınlar Topluluğu Sözcüsü Xûd El Îsa, "Demokratik, eşit ve adaletli bir Suriye istiyorsak en doğru model Özerk Yönetim’dir" dedi.

ANF'ye konuşan Zenobiya Kadın Topluluğu Sözcüsü Xûd El Îsa, kadınların, yeni hükümette ve yeni anayasanın yazılmasında yer alması gerektiğini söyledi. Önümüzdeki süre zarfından Suriye halklarını kapsayacak bir ulusal çalıştay düzenleneceğini kaydeden Xûd El Îsa, "Çalıştayda, yüzde 50’lik kota kadına ayrılmalıdır. Kadınlar özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlar, DAİŞ ile yürüttükleri mücadele ardından elde ettikleri kazanımların önemini anlatabilmelidir. Bu mücadele ardından kadın yaşamın bir parçası oldu. Siyaset, diplomasi, ekonomi ile diğer tüm kurum ve kuruluşlarda yer aldı. En önemlisi de mücadelesi sonucunda eşbaşkanlık sistemini yaşamın her bir alanına uyguladı” dedi.

DEMOKRATİK SURİYE’NİN ADRESİ

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaratılan modelin tüm Suriye’ye uygulanması gerektiğine işaret eden Xûd El Îsa, şunları söyledi: “Özerk Yönetim altında uzun yıllar yaşamış olanlar, bu yönetim biçiminin ne anlama geldiğini ve Suriye halkının demokratik bir Suriye inşa etme arzusunda ne denli kritik bir rol oynadığını iyi bilir. Demokratik, eşit ve adaletli bir Suriye istiyorsak en doğru model Özerk Yönetim’dir. Kadınların haklarının korunmasını istiyorsak en iyi model Özerk Yönetim modelidir.”

KADIN TARİHİNİ YOK SAYMAK İSTİYORLAR

Eğitim müfredatından Kraliçe Zenobiya’nın adının çıkarılmasına dikkat çeken Xûd El Îsa, şöyle devam etti: “Zenobiya, özgürlüğün sembolüdür. Yönetici ve öncü bir kraliçeydi. Eşitlik ve demokrasinin temsilcisiydi. Halkının öncüsüydü. Bir kadın olarak da topluma öncülük etmeyi görev bilmişti. Bir tanrıça misali donanımlı, yetkin ve bilinçliydi. Zenobiya adının müfredattan çıkarılması, öncü kadınlara yönelik gerçekleştirilen bir saldırıdır. Bu uygulama ile kadınlara mesaj verilmek istendi. Öncü kadınların anılmalarına bile tahammülleri olmadığı bir kez daha görüldü. Bu uygulama, Suriye’deki kadın tarihinin ve kimliğinin yok sayıldığı anlamına da gelmektedir.”

KADIN KATLEDEN ADALET BAKANI

Kadınları infaz ettiği doğrulanan HTŞ yönetiminin Adalet Bakanı’nın mevkisini reddettiklerini söyleyen Xûd El Îsa, “Kadınlar katleden bir ideoloji kesinlikle kabul görülemez. Adalet Bakanı, toplumsal adaleti sağlayandır. Kadınları katleden bir bakan nasıl adaleti sağlayabilir? Bunun yanı sıra adalet, toplumun gücüdür. Toplumun öncüsü ise kadınlardır. Toplumun gücünü ve kadını yok sayan bir bakan, biz kadınlar nezdin de kabul görülmeyecektir" dedi.

TÜRK DEVLETİNİN SALDIRGANLIĞI

İşgalci Türk devletinin Demokratik Ulus paradigmasını ortadan kaldırmak için öncü kadınlar ile Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef aldığını hatırlatan Xûd El Îsa, şöyle konuştu: “Kuzey ve Doğu Suriye’de büyük kazanımlar elde eden kadınlar ve halklar, sürekli saldırılara maruz kalıyor. Hem özel savaş politikalarıyla hem de askeri teçhizatlarla öncü kadınlar hedef alınıyor. Kadınlar, bu saldırılara karşı bir gün olsun boyun eğmedi. Büyük bedeller verdiler. Bu son saldırılarda da Zenobiya Kadınlar Topluluğu üyeleri hedef alındı ve vahşice katledildi. Arap kadınların hedef alınması, Demokratik Ulus paradigmasının hedef alınmasıdır. Kadın örgütlülüğünden korkan işgalciler, göz korkutmaya amaçlayarak kadınları mücadeleden geri bırakmayı hedefliyor. Kadın örgütlülüğünü baltalamak istiyorlar. Ayrıca devrime öncü olan kadınları kendi çıkarlarına karşı büyük bir tehlike olarak görüyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye devrimine öncülük edenler kadınlardı. Kadınların mücadelesi sayesinde halklar bugünlere ulaştı ve özgürlüklerini elde edebildiler. Kadını hedef alarak aslında toplumu çürümeye terk etmek istiyorlar.”

İŞGALCİLER TOPRAKLARIMIZDAN ÇIKMALI

Cihadist ideolojilere karşı kadın kazanımlarından vazgeçmeyeceklerini, mücadelelerini büyüteceklerini vurgulayan Xûd El Îsa, şunları ekledi: “Suriye'de hiçbir varlığın tek başına yeri yoktur, her varlığın, her mezhebin, her dinin bir yeri vardır. Yeni Suriye'de bütün halklara saygı gösterilmesi gerekir. Ayrıca toplumların istek ve özgürlükleri ön planda tutulmalıdır. Özerk Yönetim modelinin esas alınması; demokratik, merkezi olmayan, talepleri karşılayan bir Suriye'nin inşa edilmesini umuyoruz. Tüm Suriye bileşenlerini kapsayan ve fitne yaratılmasını önleyen bir Suriye-Suriye diyaloğu geliştirilmelidir. Ayrıca Suriye dışından bir gücün ülkemize müdahale etmesini de engellemeliyiz ve işgal altındaki bölgeler kurtarılmalı ve bu bölgelerin vatandaşları şehirlerine geri dönmeli.”