TJK-E tarafından yapılan yazılı açıklamada “BAAS rejiminin sona ermesi ve HTŞ'nin yönetime geçmesi ile birlikte Suriye'de dengelerin yeniden değiştiği bir süreç başlamıştır. Bölgesel aktörler askeri gücüne güvenirken, uluslararası statükocu güçler çıkarlarını korumak için diplomatik yaklaşımlar izlemektedir. Kuzey ve Doğu Suriye de büyük bedeller verilerek demokratik yönetim modeline geçilmesi, bölgede Êzidî, Kürt, Arap, Ermeni, Türkmenlerin bir arada sistemin inşasında ve yaşatılmasında önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir.  Fakat Kürtlerin kazanımlarına karşı her defasında tahammülsüzlüğünü belirten faşist Erdoğan ve kabilesi bölgeyi insansızlaştırmak ve demografik yapıyı değiştirmek için bölge halklarını bombalamaktadır. Türk devletinin maaşa bağladığı paralı çeteler ÖSO, El Nusra, DAİŞ ve Çeçen cihatçılara verdiği destekle her gün Kürt Özerk Bölgesinde yeni katliamlar için planlar yapıyor ve Kürt halkının soykırımını 2014’te olduğu gibi devam ettirmeye çalışıyor” denildi.

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:

“Kobanê’nin kurtuluş yıl dönemi 25 Ocak 2014’te birlikte yaratılan sistemin yeniden tehlike altında olduğu tüm dünya tarafından bilinmektedir. Önderliğin geliştirdiği Demokratik Konfederalizmin yaşam bulduğu bölgede, kapitalist sistemin kendi çıkarlarına, çoğulcu yönetim anlayışına ters düştüğünün farkındalar. Bu yüzden sessizce olan biteni izleyerek, tüm bunlara tepkisizlikleri ile onay veriyorlar. Evrensel savaş kurallarını hiçe sayarak okul, hastane, ibadethane, ambar ve su depolarının barajların bombalanmasını görmezden geliyorlar. 

Kadın devrimi olan Rojava devrimine karşı geliştirilen bu saldırılarla kadınların özsavunmasını boşa çıkararak kadınlara yeniden toplumsal, sosyal, askeri ve siyasi kazanımlarına karşı karanlık bir dünya dayatılmak isteniyor. Köle pazarları kurmak, kadınları savaş ganimeti yapmak ve kadın soykırımları ile kadınları katletmek istiyorlar. 

EYLEMLERE ÇAĞRI

Kadın devriminin yaşamsal olduğu, halkların kardeşçe yaşadığı demokratik sisteme karşı kaos ve krizi yeniden yaratmak isteyen TC devletine karşı bölge halkları ve kadınlar direnerek Rojava'yı sahipleniyor. Kobanê‘nin  kurtuluşu Ortadoğu direnişinin bir sembolü olarak tarihteki önemini korumaya devam edecektir. 

Bu anlamda Küresel Eylemsellik günü olan 25 ve 26 Ocak’ta yapılacak eylem ve etkinliklerle ırkçılığa, kadın soykırımına, katliamlara ve savaşlara karşı ses çıkararak Rojava halkının direnişi bizim direnişimizdir demek için sokaklara çıkıyoruz. Siz değerli halkımızı, kadın ve gençleri, demokratik kurumları ve dostlarımızı dayanışmayı büyütmeye  çağırıyoruz.”