YRJ, Türk devleti ve uluslararası sessizliği kınadı

Kadın Basın Birliği (YRJ), işgalci Türk devletinin sivil halkı ve gazetecileri hedef alan saldırıları ile bu saldırılar karşısındaki uluslararası sessizliği kınadı.

YRJ yaptığı açıklamada, "Türk devleti ve çetelerinin saldırı ve vahşeti karşısında 8 Ocak 2025'ten itibaren tüm Kuzey ve Doğu Suriye halkı Tişrin Barajı'nda en zor şartlarda seferber oldu. Çok sayıda gazeteci, Türk devletinin tarihi direnişini ve vahşi saldırılarını dünya kamuoyuna anlatmak için Tişrin Barajı'na gitti.” dedi. 

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:

“Uzun süredir Tişrin Barajı çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Türk devleti insanlık dışı yöntemlerle saldırılarını sürdürüyor. Uluslararası standartları ve yasaları açıkça ihlal ediyor ve insanlığa karşı suçlar işliyor. Doğrudan Kuzey ve Doğu Suriye’deki toplulukların toprağını, ülkesini, varlıklarını ve değerlerini hedef alıyor. Bölge halkının tüm kaynaklarını ve altyapısını, içinde yaşayan insanlarla birlikte vahşice yok etmek istiyor.

Saldırılara karşı büyük bir direnişin yanı sıra Kuzey ve Doğu Suriye halkı da Tişrin Barajı'nda değerlerine yönelik saldırılara karşı nöbetini sürdürüyor. Bu direnişi izlemek ve savaş suçlarını belgelemek amacıyla gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık 2024'te bölgedeki durumu izlerken işgalci Türk güçleri tarafından kasıtlı olarak hedef alınarak şehit edilmiştir. Aynı yerde o günden bu güne kadar halka ve gazetecilere yönelik sürekli saldırılar yaşandı.

Son olarak 16 Ocak 2025 günü öğleden sonra Tişrin Barajı'ndaki halk eylemini takip eden gazeteciler, barajdaki halk nöbetinde bir kez daha işgalci Türk devletinin savaş uçaklarının saldırısına uğradı. Saldırı sonucunda 3 gazeteci arkadaşımız yaralanırken, bir yurttaş da şehit oldu.

Saldırıda Ronahi TV muhabiri Leyla Ebdê, gazeteci Hîvda Hebun ve medya çalışanı Dijwar Elişêr yaralandı.    

Ne yazık ki dünya bu saldırılar karşısında sessizliğini koruyor. Mevcut sessizlik her an daha fazla saldırıya izin veriyor. Türk devletinin uluslararası hukuka göre yargılanması için gereken bu saldırılara karşı net bir duruş sergilemektir. Çünkü Birleşmiş Milletler (BM) beyanına ve Cenevre Sözleşmesine göre Türk devletinin saldırıları açıkça ihlal ve suçtur. Mevcut vahşet hiçbir yasayı ya da insan hakkını tanımıyor. Gazeteciler tüm dünyanın gözü önünde her türlü kirli ve insanlık dışı yöntemlerle tehdit ediliyor, katlediliyor. 

YRJ olarak bu saldırıları şiddetle kınıyor ve gerçekleri anlatmak adına bu saldırılara karşı asla geri adım atmayacağımızı söylüyoruz. Gerçeği, halkın haklı davasını duyurmak için halkımızla, kadınlarımızla omuz omuza mücadelemizi sürdüreceğiz.

Kadın gazeteciler olarak mücadeleyi yükselterek dostlarımızın yolunda, hakikat yolunda yürümeye devam edeceğiz. Bu temelde bu gerçeğin sonunda şehit olan tüm dostlarımızı anıyor, yaralılarımıza şifalar diliyoruz.

Kürdistan gazetecilerini, bölgesel ve uluslararası gazetecilik kurum ve kuruluşlarını, gazeteci arkadaşlarımıza yönelik bu vahşi eylemlere ve savaş suçlarına karşı sessiz kalmamaya, Türk devleti ve çetelerine karşı güçlü bir duruş sergilemeye çağırıyoruz. "