Suriye’de iktidarı ele geçiren Heyet Tahrir El Şam yönetimi, halkların ve kadınların yaşam haklarını kısıtlamaya devam ediyor. Halkların varlığını, kimliğini ve kültürünü yok sayan tekçi, radikal İslamcı ve cihatçı yaklaşımlarla soykırım politikaları uyguluyor. Ajansımıza konuşan Dürzi kadın aktivist Raqiye Meşel Al Şair, HTŞ’nin cihatçı politikalarını reddettiklerini belirterek, Süveyda'daki kadınların, özgürlük mücadelesinin öncüleri olduklarını vurguladı.
Baas rejiminin devrilmesinin ardından HTŞ yönetiminin iktidarı ele geçirmesiyle, Suriye’de belirsiz bir tablo oluştuğuna dikkat çeken Raqiye Meşel Al Şair, “HTŞ yönetiminin aldığı kararlara ve hareket tarzlarına bakacak olursak, siyasi bir misyondan uzak olduklarını görmek zor değil ve yönetim biçimleri oldukça zayıftır. İdlib’te kurulan sistemin ötesine gidemeyecekleri ortadadır. Suriye gibi farklı uluslara ve çeşitli kültürel farklılıklara sahip bir ülke için İdlib modeli kesinlikle uygun değildir” dedi.
‘SÜVEYDA HALKI KENDİ KENDİNİ YÖNETEBİLİR’
Süveyda şehri için HTŞ ile ilişkilerin sadece günlük yaşamı sürdürebilmek amacıyla yürütüldüğünü söyleyen Raqiye Meşel Al Şair, “Dar bir sınırda da olsa HTŞ heyeti, Süveyda’daki hizmet durumunu tespit etmek için geldi. Ayrıca şehrin rutin işlerini yürütmek üzere şehirde bir temsilcileri bulunuyor. Mohsena al-Mahithawi’nin vali olması teklif edildi, göreve başlamasını beklenmektedir” diye konuştu.
HTŞ ile Süveyda şehrinde tedbirli bir iletişimlerinin olduğunu dile getiren Raqiye Meşel Al Şair, “En dikkat çeken husus ise rejimin devrilmesinin ardından, güvenliği sağlaması amacıyla Süveyda’ya gönderilen HTŞ grubuydu. Fakat bu grubun şehre girmesine müsaade edilmedi ve geri çevrildiler. Süveyda’da HTŞ ile gözetim altında olan bir siyasi faaliyet sürdürülmektedir. Doğrudan, Dürzilerin lideri Şeyh Hikmet El Hicri’nin açıklamaları oldu. Bu açıklamalarda, silahsızlanma gibi bir durumunun yaşanmayacağı ve halkların hakları güvence altına alınmayana kadar da bu durumun geçerli olacağı ve en son adımın silahsızlanma olacağını belirtilmişti. Süveyda halkı, kendi kendini yönetebilme kabiliyetine ve tecrübesine sahiptir. Bu nedenle özgürlük mücadelesi verecektir” diye belirtti.
‘KADINLAR GÖRMEZDEN GELİNEMEZ’
HTŞ yönetimi tarafından yapılan açıklamalara işaret eden Raqiye Meşel Al Şair, şöyle devam etti: “HTŞ sözcüsü Ubeyde Arnavut ve Kadın İşleri Ofisi Başkanlığı’ndan Ayşe el-Dibs’in açıklamalarına baktığımızda, iyi bir tablonun bizleri beklediğini söylemek kesinlikle mümkün değildir. Kadınlara dönük uygulamalara dikkat çekmişlerdi. Kadının yerinin evi olduğu söylenmişti. Bu açıklamalar kabul edilemez. Kadının yaşamın her alanında, eşit koşullarda yaşamını sürdürmeye ve yaşama katılmaya hakkı bulunmaktadır. Suriye’de kadınların mücadelesi yıllardır sürüyor. Bu mücadeleyi yok saymak gibi bir durum yaşanamaz. Kadınlar, Suriye’nin geleceği için büyük adımlar attı. Somut örnek verecek olursak, yıllardır Kuzey ve Doğu Suriye’de mücadele eden ve kazanımları olan kadınlar var. Ayrıca 16 aydır Süveyda’da mücadele eden kadınlar görmezden gelinemez.”
SÜVEYDALI KADINLAR HTŞ UYGULAMALARINI KABUL ETMİYOR
HTŞ yönetiminin kadınlara dayattığı kuralları reddettiklerini ve buna karşı mitingler gerçekleştirdiklerini hatırlatan Raqiye Meşel Al Şair, “Süveyda’da, El Kerema Meydanı’nda görkemli protesto mitingleri oldu. Baas rejiminin dayatmalarını kabul etmeyen kadınlar ve Dürzi halkı, HTŞ yönetimine de boyun eğmeyecektir. Kadınların aktif olabilmesi, doğrudan kurum ve kuruluşlarda yer alması önerilerimiz de uygulamalara karşı büyük bir tepkimizin olduğunun somut örneğidir. Kadınların tüm hakları kabul edilmelidir. Haklarımızı kabul etmeyenleri bizler de kabul etmeyeceğiz. Kadınlar, yeni Suriye’nin geleceğinde öncü olmalıdır. Anayasada söz hakkına sahip olmalıdır. Anayasalarını, haklarını kendi elleriyle yazmalıdır” diye ifade etti.
‘ÖZERK YÖNETİM MODELİ SURİYE’DE UYGULANMALI’
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim sistemine atıfta bulunan Raqiye Meşel Al Şair son olarak, “Özerk Yönetim modeli dünyaya ses verdi. Gelişmiş ve en ideal modeli temsil etmektedir. Sözde, Suriye’de kadın temsiliyeti yüzde 30, o da uluslararası kanunlardan kaynaklı böyle. Fakat Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın temsiliyeti her bir kurum ve kuruluşta, yüzde 50’dir. Suriye’de sadece kâğıt üzerinde onaylanan kadın temsiliyeti, Kuzey ve Doğu Suriye’de hem kanunlarla güvence altına alınmış hem de pratikte uygulanmaktadır. Kuzey ve Doğu Suriye’de uygulanan model, Suriye’de de uygulanmalıdır” dedi.