HBDH: Gün Rojava Devrimi'ni sahiplenme günüdür!
HBDH, "Gün Rojava Devrimi'ni sahiplenme ve işgalcilerin desteklediği çetelerin yenilgisi için seferber olma günüdür" dedi.
HBDH, "Gün Rojava Devrimi'ni sahiplenme ve işgalcilerin desteklediği çetelerin yenilgisi için seferber olma günüdür" dedi.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, Rojava'ya dönük işgal saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklama şöyle:
"Ortadoğu’da önemli gelişmelere tanıklık ettiğimiz bir dönem içerisindeyiz. Rejimler yıkılıyor, savaşlar derinleşiyor. Bu tarihsel süreçte Kürt sorunu yeniden Ortadoğu ve özel olarak da Türkiye halklarının gündeminde yoğun bir şekilde yer almaktadır.
Emperyalist güçler, tarih boyunca Kürt sorununun çözümsüzlüğünü ve buradan ortaya çıkan çatışmalı süreçleri desteklemişler ve bu süreçlerde sömürgeci güçlerle kapsamlı ittifak ilişkileri kurmuşlardır.
Bugün de Kuzey Doğu Suriye topraklarında faşist devlet ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu çeteleri tarafından kapsamlı işgal saldırıları yürütülmektedir. Esad rejiminin 8 Aralık tarihinde yıkılmasından sonra süreç Rojava Devrimi topraklarına dönük bir karşı devrimci saldırı sürecine dönüşmüştür.
'HEDEFLERİ KÜRT HALKININ KAZANIMLARINI TASFİYE ETMEK'
Faşist Erdoğan rejimi bütün olanaklarını kullanarak Rojava Devrimi'ni boğmak için cansiperane bir çaba içerisindedir. İktidar bütün dış politikasını esasen Kürt halkının elde ettiği kazanımları tasfiye etme politikası temelinde kurmuştur. Türkiye ve Kürdistan emekçi halkının vergileriyle SMO çeteleri ve işgal politikaları hayata geçirilmektedir. Bu yönüyle halkımızın içinde bulunduğu yoksulluğun en birinci sebeplerinden biri faşist iktidarın yürüttüğü kirli savaş politikalarıdır.
Yıllardır devam eden kirli savaş politikaları Türkiye işçi ve emekçilerin, halkların geleceğinden çalınan ekonomik ve toplumsal değerler, faşist iktidar tarafından Kürt halkına karşı yürütülen soykırım- savaşa aktarılmaktadır. Bu yönüyle kirli savaş ve faşist saldırılar yoksulluğu, sömürüyü derinleştirmektedir.
Faşist iktidar, Kürt halkına karşı savaş politikalarında ısrar ederken aynı zamanda ülke içerisinde Kürt sorununda yeni bir süreç başlatmaya hazır olduğuna dair işaretler vermektedir. Burada özellikle Kürt sorununun çözümsüzlük sürecinin artık bir açmaz haline aldığı gerçeğini daha güçlü bir şekilde kavramak gerekmektedir. Faşist iktidar açısından çözümsüzlük siyasetiyle ve imha saldırıları ile Kürt özgürlük mücadelesini yenilgiye uğratamayacağı gerçeği gözler önüne serilmiştir. Egemen güçlerin Kürt sorunundan bahsetmek zorunda bırakan esasen Kürt halkının ve Türkiye emekçi sınıfının, sosyalist güçlerinin yıllardır verdiği özgürlük mücadelesi ve bu uğurda ödediği bedellerdir. Bundan sonrası içinde sürecin esas belirleyeninin yine bu güçlerin mücadelesi olacağı gerçeğidir.
'ROJAVA'YA SAHİP ÇIKMAK TEMEL GÖREVDİR'
Bugün iktidar Türkiye siyasetinde çözüm sürecini işaret eden beyanlarda bulunurken aynı zamanda Rojava topraklarına dönük olarak işgal saldırılarını daha da artırmaktadır. Bu yönüyle Rojava Devrimi'nin savunulması aynı zamanda Ortadoğu halklarının geleceğinin savunulması anlamına gelmektedir.
Suriye halkları geleceksiz değildir. Suriye’de HTŞ ve SMO gibi selefi İslamcı çeteler dışında, gerçekten halkların demokratik ve özgür geleceğini temsil eden tek güç Rojava Devrimi ve onun fikriyatı etrafında oluşmuş olan özerk demokratik yönetim olmuştur.
Bizler, Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak, Rojava Devrimi'ni sahipleniyoruz. Bu temelde Rojava’ya dönük saldırılarda işgalci faşist iktidarın başarısız olması için bütün gücümüzle çalışacağız.
Bugün faşist iktidar Tişrîn, Qereqozax ve Kobanê hattında işgal saldırılarını protesto etmek için direnişe geçen sivil halka dönük katliamlar uyguluyor. Bu gelişmeler bile faşist iktidarın halkların özgürlük mücadelesine ne kadar düşman olduğunu gözler önüne seriyor.
Rojava’da sivil halkı katleden faşist iktidar aynı zamanda kendi sınırları içerisinde demokrasi ve özgürlük isteyen kesimlere dönük olarak her türlü baskıyı ve saldırıyı pratikleştiriyor.
Belediyelere kayyum atanıyor, siyasetçiler tutuklanıyor ve gazeteciler gözaltına alınıyor. Bütün bu gelişmeler faşist iktidarın Kürt sorununda çözümsüzlük ve savaş politikasında ısrar ettiğinin kanıtları niteliğindedir.
Bizler bütün bu saldırıların karşısında faşist iktidarın sınırlarını aşan bir enternasyonalist devrimci dayanışmayı örmeyi kendimize görev biliyoruz. Rojava Devrimi'ni sahiplenmek ve bu temelde işgalci rejimi kendi toprakları içerisinde her türlü yöntemle protesto etmek temel bir devrimci görevdir.
Faşizmin yenilgisi Türkiye ve Kürdistan Birleşik Devrim mücadelesinin önünü açacaktır. Bu temelde faşist iktidarın Rojava Devrimi'ne dönük işgal saldırısında başarısız olması için bütün imkanlarımızı seferber etmeliyiz.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine çağrımız, bu faşist işgale sessiz kalmamalarıdır. Bu temelde, Birleşik Devrim bayrağı etrafında birleşmeli işgalci güçlere karşı özgürlük ve halkların kardeşliği bayrağını yükseltmeliyiz.
Gün faşizme karşı örgütlenme, Rojava Devrimi'ni sahiplenme ve işgalcilerin desteklediği çetelerin yenilgisi için seferber olma günüdür.
HBDH Milisleri bulundukları bütün alanlarda işgalcileri ve onları destekleyen faşist soykırımcı odakları hedef almalıdır. Bu yönüyle Rojava Devrimi'nin simgesi olan Kobanê’ye dönük işgal saldırısı, Kobanê ruhuyla karşılanmalıdır."