Kürt illerinde demokratik temsilin çöküşü: Kadınlara yönelik kırım siyaseti-4

Kayyumlarla birlikte şiddete karşı mücadele edebilecekleri kurumların kapatılması, kadın sığınma evleri, danışma merkezleri ve dayanışma ağlarının işlevsizleşmesi, şiddet mağduru kadınların destek mekanizmalarına ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getirdi

KAYYUMLAR VE KADINA YÖNELİK İHLALLER

Kayyum politikaları, yerel yönetimlerde kadınlara yönelik eşitlikçi politikaları tersine çevirerek, kadın hareketine ideolojik bir saldırıya dönüşmüş ve şiddet ile güvencesizlik sorunlarını artırmıştır. Sadece yerel demokrasi bazında değil, toplumsal eşitlik açısından da kadınların aleyhine işleyecek bir süreci beslemiştir. Kayyum politikaları, Kürt siyasetinin belediyelerdeki eşit temsiliyet anlayışını ve kadınların güçlendirilmesi için yapılan tüm yapıları ortadan kaldırmıştır. Özelikle eş başkanlık sistemi ve kadın daire başkanlıkları gibi alanlarda sağlanan eşit temsiliyetin önünü tıkamış, bu yapıları işlevsizleştirerek kadınların yerel yönetimlerdeki söz hakkını yok etmiştir.

Kayyum politikaları, kadınların yaşam hakkını ihlal eden, şiddeti ve ayrımcılığı derinleştiren bir kadın kırımına dönüşmüştür. Kadınların şiddete karşı mücadele edebilecekleri kurumların kapatılması, bu kırımın en somut göstergelerinden biridir. Kadın sığınma evleri, danışma merkezleri ve kadın dayanışma ağlarının işlevsiz hale getirilmesi, şiddet mağduru kadınların destek mekanizmalarına ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Bu durum, kadınları şiddet döngüsünde yalnız bırakarak daha fazla şiddet ve ölüm riskine maruz bırakmıştır. Özelikle Kürdistan’da kadın cinayetlerinin, şüpheli ölümlerin ve intihar vakalarının artması, kadın kırımının sistematik bir politika olarak sürdürüldüğünü göstermektedir. Bu mücadelenin önemi, yalnızca yerel demokrasi değil, toplumsal eşitlik için de kritik bir anlam taşımaktadır.

Kadınların sosyo-ekonomik bağımsızlıklarını engelleyen bu politikalar, toplumsal yapının temel dinamiklerini de hedef almıştır. Kadınların hak arama ve dayanışma mekanizmalarını yok eden kayyumlar, bir yandan kadınların kamusal alandaki varlıklarını sınırlandırmış, diğer yandan ataerkil yapıları güçlendirerek kadınları eve hapsetmeyi amaçlamıştır. Bu politikalar, yalnızca bireysel şiddeti artırmakla kalmamış, aynı zamanda kadınların eğitim, çalışma ve sosyal yaşamdan dışlanarak toplumsal kırılmanın derinleşmesine yol açmıştır.

*Kayyum atanma süreciyle birlikte, belediyeler bünyesinde bulunan toplam 17 kadın danışma merkezi kapatılmış veya işlevsiz hale getirilmiştir.

*Amed’te belediyelere bağlı 3 sığınma evi ile Wan Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir sığınma evi kapatılmıştır.

Şiddetle mücadelede erişim sorunları:

*Amed’te son 5 yılda 7 bin 950 kadına yönelik şiddet başvurusu yapılmış, 31 kadın katledilmiş, 21 şüpheli kadın ölümü yaşanmıştır.

*Kadınların başvurabileceği merkezlerin kapatılmasıyla birlikte şiddete uğrayan kadınların büyük bir kısmı destek alamaz hale gelmiştir.

*Kadınlar, kolluk kuvvetlerine ve resmî kurumlara olan güvensizlik nedeniyle STK’lara yönelmektedir.

*Karakollarda şiddet mağduru kadınların ifade verebileceği uygun fiziksel koşullar bulunmamakta, travma yaşayan kadınlarla iletişim kurulabilecek formasyona sahip personel eksikliği görülmektedir.

*ŞÖNİM’lere yönlendirilen kadınların birçoğu, sığınma evlerinde en fazla 3 gün kalabilmekte, ardından evlerine dönmek zorunda bırakılmaktadır.

Kapatılan Kadın Merkezleri ve Artan Şiddet

*Kadın merkezlerinin kapanmasıyla kadın katliamları, şüpheli ölümler ve intihara sürüklenen kadınların sayısında ciddi bir artış yaşanmıştır.

*Ekonomik ve sosyal destek mekanizmalarının yok edilmesi, özelikle genç kadınların bağımsız yaşam mücadelelerini zorlaştırmıştır.

*Dijital şiddet ve paramiliter yapıların fuhuş ile madde bağımlılığı yaratma çabaları kadınlar üzerinde ağır bir baskı kurmuştur.

*Cezasızlık politikaları erkekleri cesaretlendirmiş ve şiddet sarmalını daha da derinleştirmiştir.

BİTTİ