Kuzey ve Doğu Suriye’de, devrimden bu yana Türk devletinin ve ona bağlı çetelerin saldırıları durmaksızın devam ediyor. Son süreçte, Türk devletinin bölgede yürüttüğü işgal saldırılarına karşı Özerk Yönetim ve bölge halkı seferberlik ilan etti. Bu ilanın ardından tüm bölge halkları ve kurumlar, büyük bir direnişe geçerek saldırılara karşı seferberliğe katıldı. TEV-ÇAND da seferberlikte yerini alan kurumlardan biri olarak, direnişin parçası oldu.
Kuzey ve Doğu Suriye TEV-ÇAND Eşbaşkanı Sumeye Mihemed, seferberlik ve çalışmalarına dair ANF’ye konuştu. Sumeye Mihemed, şunları söyledi: “Yaşanan son süreç nedeniyle ilan edilen seferberliğin bir parçası olduk ve direnişte yerimizi alarak çalışmalarımızı genişlettik. Şehba’da bir göç durumunun yaşandığına tanık olduk. Buna dönük Kuzey ve Doğu Suriye’de çalışmalarımız oldu. TEV-ÇAND olarak, göçe zorlanan halkımızın yanında olmak ve destek verebilmek için komitelerimizi oluşturduk ve çalışmalarımızı ortaya çıkardık. Bölgede şu an hassas bir dönem yaşanıyor. Ancak işgalcilerin, devrimden bu yana bölgeye dönük saldırıları hiç durmadan devam etti. Efrin halkının bu sürece kadar kaç kez saldırılara maruz kaldığına ve göçe zorlandığına tanık olduk. Son olarak da Şehba’da aynı durumla karşı karşıya kaldık. Bölgede yaşanan göç ve saldırılara karşı kültür alanında birçok çalışmamızı da hayata geçirdik.”
SEFERBERLİK RUHUYLA SANAT ÇALIŞMALARI
Sumeye, son süreçte yaşanan saldırıların kazanımları hedef aldığına işaret ederek şöyle devam etti: “Son zamanlarda, bölge bileşenleri arasında fitne çıkarmak için birçok çabanın geliştiğini gördük. Biz TEV-ÇAND olarak, bu fitnelerin önünü almak ve QSD’yi desteklemek amacıyla, Raqqa şehrinde Hunergeha Welat tarafından devrimci halk savaşı ruhuyla oluşturulmuş iki şarkı yaptık. Bu şarkılardan biri Arapça dilindeydi. Ayrıca,kültür gruplarımız tarafından çeşitli klipler yapıldı. Bu seferberlikle yapılan çalışmalar, bütün gruplar ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeydi.
Bunun yanında, bütün bölge bileşenlerini kapsayan kültürel çalışmalar yapıldı. Birçok sanatçı yönünü TEV-ÇAND’a çevirerek kültür çalışmaları aracılığıyla QSD’ye desteklerini göstermek istedi. Çünkü onlar da fark ettiler ki QSD, tüm halklar için var. Çocuklar için de çok sayıda çalışmalarımız oldu. Özellikle savaşa tanık olmuş, zorluk ve zahmet yaşamış çocuklar için çalışmalarımız moral verici oluyor. Onlar için eğlence, gösteri ve festivaller de düzenlendi.”
‘SEFERBERLİK RUHUYLA TOPRAKLARIMIZI KORUYACAĞIZ’
Sumeye, TEV-ÇAND olarak savunmada yer aldıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “TEV-ÇAND olarak bölgede ortaya çıkan sanat çalışmalarında yer aldık. Seminerler düzenledik ve savunma taburlarında bulunduk. Ortaya çıkan çalışmalar tek bir bölge ile sınırlı kalmadı. Kobane’de de ilk günden bu yana birçok çalışmamız oldu. Seferberlik çalışmaları kapsamında çalışmalarımızı yürüttük. Küçükten büyüğe seferberlik ruhuyla sokaklarımızı ve mahallelerimizi koruduk. Ezidi halkımıza yönelik yapılan fermanların, Kürt halkı üzerinde bir kez daha yaşanmaması için direnişimizi büyüttük. Bu amaçla her alandan örgütlenmemizi sağladık. Dört parça Kürdistan’daki ve Kürdistan dışında olan sanatçılarımıza rollerini üstlenmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Çalışmalarda yer almalarını istiyoruz.”
Sumeye Mıhemed, kadınların direnişe öncülük ettiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Kadınlar yine direnişe öncülük ediyor. En ön saflarda yer alıyorlar. Tüm kadınlara da çağrı yapıyoruz; seferberlikte yerinizi alın ve iradenize sahip çıkın. Topraklarımızı savunalım. 70 yaşındaki annelerimiz bile direnişin ön safında yer alıyor. Silahlarını alıp topraklarını savunuyorlar ve büyük moral kaynağı da oluyorlar. Kurumlarda yer alan tüm kadınları bu direnişe katılmaya çağırıyoruz. Özellikle genç kadınlar direnişe katılsın. Kadınların renkleriyle ve sesleriyle direnişte nasıl yer aldığını görüyoruz. YPJ savaşçıları hepimize güç ve moral veriyor. Kadınların direnişine ilişkin çok sayıda sanat çalışması yapıldı, şarkılar seslendirildi. Bu çalışmalar, büyük bir moral kaynağı olmasının yanında, geleceğe de tarihi çalışmalar olarak kalacak.”