GÖRÜNTÜLÜ

Kadınlar İstanbul’dan sordu: Narin Güran nerede?

18 gündür kayıp olan 8 yaşındaki Narin Güran’ın akıbetini Eminönü'den Karaköy İskelesi'ne yaptıkları yürüyüşle soran Kadınlar Birlikte Güçlü, “Asla üstünün kapatılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Kadınlar Birlikte Güçlü platformunun çağrısıyla İstanbul Eminönü’nde bir araya gelen kadınlar, Amed’de 21 Ağustos’ta Kuran kursundan çıktıktan sonra kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran akıbetini sordu.

Kadınların Eminönü’nden Karaköy İskele Meydanı’na yapmak istediği pankartlı ve sloganlı yürüyüş, polis tarafından engellenemeye çalışıldı. Bu keyfi uygulamaya tepki gösteren kadınlar, “ Narin’e ne oldu?”, “Narin Güran Nerede?” yazılı pankartları açarak alkışlar eşiğinde yürüyüşe geçti. Kendilerini tekrar engellemeye çalışan polislere bir kadın, “Çocuklar katledilirken, kaybolurken sus öyle mi” diye tepki gösterdi.


Tüm engelleme girişimlerine rağmen yürüyen kadınlar, Karaköy İskele Meydanı’nda açıklama yaptı. Kadınlar Birlikte Güçlü adına açıklamayı okuyan Serenay S., "Bir çocuk günlerdir kayıp ve biz kayıp olmanın ne anlama geldiğini, nasıl iktidar ilişkileri sebebiyle dosyalara gizlilik verildiğini bu topraklarda iyi biliyoruz. Narin 8 yaşında bir çocuk. 21 Ağustos günü Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesindeki evinden kuran kursuna gitmek üzere çıktı ve bir daha eve dönmedi” diye hatırlattı.

Serenay S., Narin’in kaybolmasına ilişkin getirilen yayın yasağıyla köydeki cemaatle, iktidarla ilişkileri hiç konuşulmayan bir detay olarak kaldığına işaret etti.

Narin’in kaybolmasının üzerinden tam 18 gün geçtiğini, amcasının “kasten öldürme” şüphesiyle  tutuklandığını ama Narin’e hâlâ ne olduğu sorusunun orta yerde durduğunu vurgulayan Seranay S., “Dört bir yanı mobese kameraları ile izlenen, araç giriş çıkışlarının jandarma tarafından denetlendiği Kürt illerinden birinde, herkesin birbirini tanıdığı bir köyde kaybolan bir çocuk nasıl oluyor da bulunamıyor? Tüm köy neden sessiz? Bu suçun ortakları kim? Köydeki erkek ittifakının arkasında hangi iktidar, cemaat ilişkileri var, araştırılıyor mu?” sorularını yöneltti.

Narin’in ilk olmadığına, Türkiye kayıp çocuk vakalarında dünyada ilk sıralarda olduğuna işaret eden Serenay S., ancak devlet kurumlarının 2016 yılından beri verileri açıklamadığına dikkat çekti. İktidar aileyi güçlendirme politikaları izlerken, çocuğun üstün yararını gözetmediğini kaydeden Serenay S.,  “İktidar, hane içindeki kadınların çocukların canı pahasına koruyor aileyi. Oysa biz, kadın ve çocuklara yönelik şiddetin en fazla yaşandığı yerin allanıp pullanan, yaşamak için tek seçeneğimizmiş gibi sunulan kutsal aile olduğunu çok iyi biliyoruz. Aile içinde şüpheli kadın ölümleri, çocuk istismarı, erkek şiddeti, kadın emeği sömürüsü var” dedi.

“Erkek şiddetine, çocuk istismarına dönük cezasızlık politikası sürdüğü ve kadın ve çocuklar için önleyici-koruyucu tedbirler alınmadığı sürece hiçbirimiz güvende değiliz” vurgusunda bulunan Serenay S., şöyle konuştu: “ Şiddet ve istismar dolu ailelere sıkışmayı değil, eşit-özgür yaşamlarımızı kurabilmeyi; çocukların kaybolmadığı-kaybedilmediği, kadınların öldürülmediği-şiddet görmediği bir toplumda yaşamayı istiyoruz. Mücadelemiz bunun içindir. Narin Güran’ın kayıp olması Gülistan Doku’nun yıllardır bulunamaması ile benzerdir, benzer bir zihniyetle kaybedilmeye çalışılmaktadır; ya da Rabia Naz dosyası nasıl kapatılmaya çalışmışsa benzer şekilde bu dosya oldu bittiye getirilmeye çalışılmaktadır. İzin vermeyeceğiz. Bugün ve her gün sormaya devam edeceğiz. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok”