Kadınlar OHAL’de bile susmadı

OHAL döneminde bile kadınlar olarak sokaklara çıktıklarını, susmadıklarını ve haklarından vazgeçmediklerini belirten HDK Kadın Meclisi’nden Fatma Kılıçaslan, bugün de bulundukları her yerde alanlarda olacaklarını söyledi.

HDK Kadın Meclisi Üyesi Fatma Kılıçaslan, kadınları kaçırma, tehdit etme, ajanlaştma ya da gözaltında cinsel işkencelerin AKP iktidarı döneminde çok daha arttığını belirterek, ne olursa olsun geri adım atmayacaklarını ve kadınların bugün de sokaklarda, meydanlarda olacağını söyledi.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDK) Kadın Meclisi’nden Fatma Kılıçaslan, Eylül ayında polis tarafından zorla arabaya bindirilerek kaçırılmak istendi, etraftan gelen insanların tepkisiyle bırakıldı. Polisler tarafından ‘devletle uğraşma’, ‘Sana Ankara’yı dar edeceğiz’ ‘Kendini bir dağ başında çırılçıplak bulursun’ şeklinde tehdit edilen Kılıçaslan, suç duyurusunda bulunmasına rağmen soruşturma başlatılmadı.

ANF’ye konuşan Kılıçaslan, AKP’nin iktidara geldiği günden beri kadın kazanımlarına saldırdığını belirterek, “Temmuz itibarıyla İstanbul Sözleşmesi tek adamın kararıyla feshedildi. Bir gece yarısı kararnamesiyle resmen kadınlara savaş ilan etti. Biz etkin bir şekilde uygulanması için mücadele ederken feshedildi. Kadınların, kendi iktidarı için bir tehlike arz ettiğini düşünüyor. Bu yüzden sürekli kadınlara saldırıyor. İktidara geldikleri günden beri kadını susturan, anneliği kutsayan, kadını sadece aile içerisinde var eden, toplumsal bir özne olmasına izin vermeyen bir politika uyguluyor” dedi.

HÜKÜMETİN KANLI MESAJLARI

İstanbul Sözleşmesi’nin feshinden sonra kadına yönelik şiddet ve katliamların daha da arttığını kaydeden Kılıçaslan, şöyle devam etti: “Neredeyse her gün bir kadın cinayetiyle uyanıyoruz. Bir sayı olarak görmüyoruz bunu ama bu ay içerisinde 22 kadın katledildi. İstanbul’da samuray kılıcıyla bir kadın katledildi ve katilin ifadesi ‘birisini öldürmek istedim kadınlar kendini savunacak durumda olmadıkları için bir kadını öldürmeye karar verdim’ şeklindeydi. Hiç tanımadığı bir kadını sırf kadın olduğu için çok rahat bir şekilde öldürebiliyor. Bunların sebebi tabiki de cezasızlık politikası. Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın İpek Er’e tecavüz etmesi ve intihara sürüklemesi olayında, Musa Orhan’ın ‘ben daha öncede yaptım, yine yaparım, bana bir şey olmaz’ demesine rağmen şu an tutuksuz yargılanıyor. Erkekler cezasızlık politikalarıyla aslında ödüllendiriliyor. Bizzat hükümet tarafından kadınlara, ‘sesinizi çıkarmayacaksınız, sizi evlere kapatacağız, sesi çıkanlar öldürülebilir, katiller ceza almaz, biz katilleri devletin şefkatli kollarında koruyacağız’ mesajı veriliyor. Bunu İzmir HDP İl binasında Deniz Poyraz yoldaşımızın katledilmesinden sonra polislerin katili ciddi koruma önlemleriyle oradan çıkarırken gördük. Biz bunları birçok kadın katliamında gördük.”

HER YERDE SOKAĞA ÇIKACAĞIZ

25 Kasım’da kadınlar olarak bulundukları her yerde sokağa çıkacaklarını söyleyen Kılıçaslan, “Kadın platformları içerisinde sokaklarda olacağız. Biz kadınların birlikte mücadele etmesinden yanayız. Birlikte mücadelemizi büyüttüğümüzde sesimizin gür çıkacağına inanıyoruz. Ankara Kadın Platformu olarak bu sene şiarımız ‘Savaşa, Yoksulluğa, Erkek Devlet Şiddetine Karşı Birlikte Mücadeleye’ şeklindedir. Bu dönem ön planda tuttuğumuz şey kadınların birlikte mücadele etmesi” şeklinde konuştu.

BASKI ALTINDA MÜCADELE EDİYORUZ

OHAL döneminde bile kadınlar olarak sokaklara çıktıklarını; bütün toplumun sindirilip susturulduğu bir dönemde kadınların susmadığını ve haklarını aramaktan vazgeçmediğini vurgulayan Kılıçaslan, şunları ifade etti: ”Adaletsizliğe, yoksulluğa karşı her zaman seslerini yükselttiler. Çok büyük baskılar altında bile sokaklardan asla vazgeçmedik. Biz ciddi bir baskı altında mücadele ediyoruz. Sokağa her çıktığımızda şiddete ve gözaltına maruz kalıyoruz. Ankara’da da kadınları kaçırma, ajanlaştırma ya da gözaltında cinsel işkenceyle tehdit ediyorlar. Bu politikalar kadınlara geri adım attıramıyor. Kadın hareketi içinde mücadele ederken çok büyük bedel ödeniyor.”

ROJAVA İLHAM VERİYOR

Rojava kadın devrimi deneyiminin ilham vermeye devam ettiğini kaydeden Kılıçaslan, “Bugün eve dönebilecek miyiz endişesiyle sokağa çıkıyoruz, arkamıza bakarak yürüyoruz, en meşru haklarımızı ararken illegal gösteriliyoruz ama biliyoruz ki; meşru olan biziz. Gücümüzü de meşruluğumuzdan, birbirimizden ve dünya kadın hareketinden alıyoruz” dedi.

CEZAEVLERİNDE DE DİRENİYORLAR

Rehin tutulan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ın ‘Biz kadınların en büyük kariyeri, sizin saltanatınızı yıkmakla olacak’ sözlerini hatırlatan Kılıçaslan, şunları ekledi: “Özellikle bu eril devlete kafa tutan, boyun eğmeyen, kimliğinden, fikirlerinden taviz vermeyen kadınlar, şu an cezaevinde intikam duygusuyla rehin alınmış durumdalar. Kadın koğuşlarından aldığımız bilgiler gerçekten çok kötü. İnanılmaz bir baskı ortamı var ama orada siyasi rehine olan kadınlar direnmeye devam ediyor. 25 Kasım’da onlar için de meydanlardan ve sokaklardan sloganlar atacağız, onların seslerini de duyuracağız.”