KBDH: Kadına şiddeti biz durduracağız!

KBDH, "Birleşik kadın mücadelesi ve milisleriyle kadına şiddeti biz durduracağız" dedi, öz gücün önemine dikkat çekti.

Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "25 Kasım, kadınlar ve ezilen cinsel kimlikler bakımından önemli bir mücadele günüdür. Tarihi insan, insanı tarih yapar. Tarih yazımında da erkekler tarafından adı yok sayılan kadınlar, tarihin akışında hep var oldular, önemli devrimci roller yerine getirdiler. Yıllar önce Dominik Cumhuriyeti'ndeki 30 yıllık askeri faşist darbe politikalarına karşı gelişen devrimci demokratik direnişin öncü sembolleri Mirabel Kızkardeşlerdi, Dominik kadın hareketiydi. Bugün de iktisadi ve siyasi krizi derinleşen faşizme karşı politik ve askeri mücadele veren Türkiyeli ve Kürdistanlı öncü kadınlar var. Birleşik kadın hareketi var" denildi.

DİRENEN KADINLAR SELAMLANDI

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
"Dominik Cumhuriyeti’ndeki mevcut Trujillo yönetimindeki faşist diktatörlük, cins olarak karakterini nasıl erkekten aldıysa, bugün de Erdoğan-Bahçeli yönetimindeki faşist Türk burjuva devleti, tam bir erkek zorbalığıdır. Faşist iktidarlar tarihinde, erkek cinsi öne çıkarken, faşizme karşı direniş ve mücadelelerde de kadınları görmek mümkündür. Evet, bu yönüyle 25 Kasım’ın tarihçesini oluşturan Mirabel yoldaşları, büyük bir saygı ve sevgiyle anıyoruz. Onların faşizm ve erkek egemenliği karşısında verdiği mücadelenin benzerlerini dünya genelinde dünden bugüne veren, enternasyonal kadın hareketini ve kadınları, ezilen cinsel kimlikleri selamlıyoruz.
25 Kasım faşizme ve erkek egemenliğine karşı mücadele günümüzdür. Üretim alanlarında, fabrikalarda kadın işçiler üzerinde, tüm çalışan emekçi kadınlara, ev emekçilerine, köylerde tarım emekçisi kadınlara yönelik uygulanan emek sömürüsüne karşı mücadele günümüzdür.
Yoksulluğun, kölece yaşam koşullarının, işsizliğin, açlığın altında ezilen kadınların mücadele günüdür. Kürdistan’daki işgal politikalarına, toplumda ve en başta da Türkiyeli kadınlar içinde bir devlet politikası olarak örgütlenmeye çalışılan ırkçılığa, şovenizme karşı mücadele günümüzdür.

'25 KASIM, ZORBALIĞI DURDURMA ÇAĞRISIDIR'

Tüm bunlarla birlikte yaşamda erkeğin cinsel sömürüsüne, baskısına maruz kalan kadınlar olarak direniş ve kavga günümüzdür. 25 Kasım, erkek tahakkümünü, zorbalığını, sömürüsünü, erkek tecavüzünü, tacizini, cinayetlerini durdurma çağrısıdır.
Toplumun yarısı olan erkekler,  zihniyetlerinde, faşist saray rejiminin, Türk burjuva devletinin kadına yönelik politikalarının izlerini taşımaktadır. Her ay milyonlarcamız, psikolojik şiddet, binlercemiz fiziki, cinsel şiddet, yüzlercemiz katliamla ölümle karşı karşıyadır. Erkek eliyle yaşamı son bulanlarımızdan oluşan kadına yönelik şiddet tablosunun yaratıcısı konumundaki erkek cinsi, elini kana bulaştıran, zihni yozlaştıran bu kapitalist sistemin, patriarkal, erkek egemen yapının temel kolonları rolündedir.

MÜCADELECİ ERKEKLERE YÜZLEŞME ÇAĞRISI

Faşizme, kapitalizme karşı mücadelede yer alan, öncü roller üstlenen erkeklere çağrımızdır: Kendindeki, cinsindeki erkek egemenliğine karşı da bir mücadele olmaksızın, faşizmi ve kapitalizmi yıkamayız. Egemen erkekliğe, iktidarcılığa karşı bir savaş yürütmeleri, ezilen cinslerin, kadınların onuruna ve özgürlüğüne sahip çıkan direnişleri, mücadeleleriyle daha bilinçli bir ittifaklaşma içine girmeleri, eylem gücü açığa çıkarmaları zorunludur. 25 Kasım sömürgeciliğe, faşizme, kapitalizme, emperyalizme karşı birlikte mücadele ettiğimiz tüm erkeklere de, gerici erkeklik hallerine karşı daha derinlikli bir yüzleşme, hesaplaşma, sonuç alıcı bir mücadele yürütme çağrısıdır.

'ÖZ GÜCÜMÜZE GÜVENMELİYİZ'

Kadına yönelik şiddeti kendi öz gücümüze güvenerek, öz savunma ve birleşik kadın mücadelesiyle ancak ve ancak biz durdurabiliriz. Erkek/devlet yasalarını bozan, politik eylem hattında ısrar eden kadın hareketimiz, en zor koşullarda sokakta, meydanlarda kendini var etti. Kazanılmış tüm mevzilerimizi savunarak, yeni mevziler kazanarak mücadelemizi daha ileriye taşıyacağız. Kadına yönelik şiddetin ortadan kalkması faşizme, erkek egemenliğine, kapitalizme karşı yürüteceğimiz militan mücadeleyle mümkün olacaktır. Deniz Poyraz’ı, İpek Er’i, Yeldana Kahraman’ı, Şule Çet’i katledenler, Gülistan Doku’yu kaybedenler, politik tutsak Garibe Gezer’e tecavüz edenler, Ayten Öztürk’e gözaltında işkence yapanlar, Şengalli, Efrînli kadınlara yönelik tecavüzün, katliamın, işkencenin sorumlusu işgalci faşist Türk burjuva devletini var edenler cezalandırılmalı, kadın adaletinin eylemli gücüyle karşılaşmalıdır. Örgütlü özgür mücadele yolunu seçen gerilla kadınlara vahşice saldıran erkek devletten misliyle hesap sorulmalıdır.
 23 Kasım günü,  ‘Hükümeti istifa’ sloganıyla başlayan, ekonomik krizi derinden yaşayan halkı sokağa çağıran eylemleri, birleşik bir halk direnişine, serhildana dönüştürmek faşizme karşı mücadeleyi yeni bir aşamaya sıçratacaktır. 25 Kasım ve de sonraki süreç,  harekete kadınlar olarak etkin ve kitlesel bir katılım için önemli bir fırsattır. Yasaklı alanları zapt eden, kadın ayaklanmasının hazırlayıcı iradesi yolumuzu açacaktır. Birleşik kadın direnişini yükselterek, erkek egemen faşist rejimi yıkacağız!
Dönemin parolası Kadın milisleri kurmak, kadın milislerinde eyleme geçmek ve hesap sormaktır. Kadına yönelik şiddeti biz durduracağız! Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Kuzey Kürdistan’da yaşamda ve direnişte her daim var olan milyonlarca kadına çağrımızdır:
Özgürlük için KBDH milislerine!
Adalet için KBDH milislerine!
Kadın dayanışması için KBDH milislerine!
Örgütlen, silahlan, savaş!
Erkek devlet şiddetine karşı savaşacak, patriarkal kapitalist düzeni yıkacak, özgürlüğümüzü kazanacağız!"