KESK, kadın dayanışmasını örerek direnecek

KESK’li kadınlar, kamusal ve özel alanda kadına karşı uygulanan her türlü saldırı politikasının son bulmasına yönelik, kadın dayanışmasını örme temelinde bir yol haritası oluşturacaklarını söyledi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, yol haritası belirlemek üzere  10’uncu dönem 1’inci toplantısını gerçekleştiriyor.

Dün başlayan ve iki gün sürecek toplantıya ilişkin KESK Eşbaşkanı Şükran Kablan Yeşil ile ve KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun,  ANF’ye konuştu.

Toplantıyla yol haritası belirleyeceklerini belirten Kablan, KESK’li kadınlar olarak yoğun saldırılar yaşasalarda, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, kadına yönelik kamusal ve özel alanda uygulanan her türlü şiddet ve saldırı karşısında geri adım atmayacaklarını kaydetti. Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun ise; iktidarın kadın örgütlüğünün önüne set çekmeye çalıştığını ve kadınları çalışma hayatından uzaklaştırarak işsizliğin önüne bu yöntemle geçmeye çalıştığını belirtti. Koyun, ne olursa olsun kadınların geri adım atmayacağının da altını çizdi. 

ÇOKLU KRİZ

AKP-MHP blokunun faşist uygulamalarının sadece siyasal olarak ele alınamayacağını dile getiren Kablan şunları söyledi: “Son 20 yıllık bir AKP iktidarı ve 2015’ten bu yana da AKP-MHP faşist ittifakının ülkede yaratmış olduğu bir atmosfer var. Bunu sadece siyasal açıdan ele almamak gerekiyor. İktidarın ülkede yarattığı iklimin ekonomik, siyasal ve sosyal açıdan çok ciddi sonuçları oldu. Emek düşmanı politikalarla yoksulluğun daha fazla artmasına neden oldu, emekçiler açlıkla, yoksullukla daha fazla yüz yüze geldi. Kadın düşmanı politikalarla kadınlar her alanda, yaşamlarına, geleceklerine, kimliklerine, bedenlerine dair müdahaleler söz konusu. En basit örneğini, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca feshedilmesinde gördük. Doğaya düşman politikalarla, doğa katliamlarının hız aldığı, rantlarla, ormanların, derelerin yağmalanması sürecini hep beraber yaşıyoruz. Yani ülkede çoklu kriz var. 

YOL HARİTAMIZI OLUŞTURACAĞIZ

Kablan, yaşanan bu çoklu kriz karşısında daha güçlü ve  daha örgütlü olacaklarını anlattı. Kablan, şunları belirtti: “Biz kamu emekçisi kadınlar olarak bu alanlarda yaşanan her türlü baskı, sömürü ve ötekileştirmeye karşı dilimizi kurmak ve önümüzdeki dönemi planlamak için meclis toplantımızı yapıyoruz. Kadın emekçiler olarak her dönem görmezden gelinen, kulak kapatılan taleplerimizi biraz daha güçlü, örgütlü bir şekilde dile getirmek gibi bir ihtiyacımız var. Önümüzdeki dönemin örgütlenme programını hep birlikte çizeceğiz. Başta İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanmaya başlanması olmak üzere; kamusal ve özel alanda her türlü şiddete, tacize ve mobbinge karşı mücadeleyi yükseltme, ekonomik, sosyal, özlük haklarımız konusunda mevcut olan her türlü ayrıştırıcı, ötekileştirici uygulamalara son vermek, kamunun bütün alanlarındaki güvencesiz, liyakata dayalı olmayan çalışmaya, cinsiyet eşitlikçi olmayan uygulamalara son verilmesi noktasında bir mücadele ve yol haritası oluşturacağız. Pandemiyle beraber kamusal hizmetlerin kadınlar açısından ne kadar önemli ve hayati olduğu, bütün toplum nezdinde bir kez daha ortaya çıktı. Eşit, nitelikli, anadilde bir kamusal hizmetin hayata geçirilmesi, kamusal alandaki piyasalaştırma ve özelleştirme politikalarının son bulması konularında kadın meclisi olarak yol haritamızı oluşturacağız.”

ENGEL OLAMAYACAKLAR

“KESK olarak sürecin başından itibaren yoğun baskı ve sindirme politikasıyla karşı karşıya kaldık” diyen Eşbaşkan, “İhraçlar, OHAL KHK’ları yokmuş gibi görünse de 375 sayılı yasayla devam ediyor. Birkaç hafta önce TRT’de 22 yıldır çalışan Haber-SEN üyesi Deniz arkadaşımız ihraç edildi. SES üyesi kadın arkadaşlarımız ihraç edildi. Eşbaşkanlık düzeyinde yöneticiliğimizi yapmış, sendikal eylem ve etkinliklerinden dolayı Gönül arkadaşımız tutuklu. Ama biz, geçmişten bugüne bütün iktidarların sendikal örgütlenmenin önünde ciddi bariyerler oluşturduğunu, başta kadınlar olmak üzere bütün emekçiler üzerinde yaratmak istedikleri korku ve sindirme politikasını, bu ülkedeki demokrasi ve barış mücadelesinin önüne geçmek istediğini biliyoruz. Ne gözaltılar-tutuklamalar ne de ihraçlar-sürgünler dün olduğu gibi bugün ve yarın da KESK ve bağlı kurumlarımızın mücadelesine engel olamayacak. Bu mücadeledeki haklılığımızdan yola çıkıyoruz. Bu haklılığımız da onurlu mücadeleyi büyütmeye devam edecek” dedi. 

KADINLAR ÇALIŞMA YAŞAMININ DIŞINA İTİLİYOR

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, salgınla birlikte en çok etkilenen kesimin kadınlar olduğunu hatırlatarak, “Pandemiden kaynaklı geçen sene gerçekleştiremediğimiz kadın meclis toplantımızı, kadına yönelik yoğun saldırıların yoğun olduğu süreçte yürütüyoruz. Dönem itibarıyla baktığımızda kadının emeğine, bedenine, kimliğine dönük saldırılar her geçen gün artıyor. Bu saldırılar söylemlerle, iş yerlerimize, yaşamımızın her alanına yansıyor. Pandemi süreciyle birlikte evde yaşamın devam ediyor olması, evdeki şiddetin katmerleşmesi ve aslında şiddet karşısında kadının sosyal süreçlerin akışında olmasından kaynaklı, çığlık atmasının önüne geçen durumlarla karşılaştık. Emeğimize dönük saldırılar, tam da bu dönemde yoğun bir şekilde artmaya başladı. Yarı zamanlı çalışma, esnek çalışma diye tanımadıkları, aslında ailenin çalışma hayatıyla uyumlulaştırılması adı altında kadınların, çalışma yaşamında güvencesiz çalışmasını hedefleyen yasal düzenlemeler  bu dönemde çok daha fazla dile getirildi. Kadınların bakım emeği ve ev içi emeğinin dışında düşünmeyen, işsizliği de bu şekilde aşmaya çalışan bir algıyla hareket eden AKP-MHP iktidarı bugün itibarıyla bizleri çalışma yaşamının dışına itiyor” diye konuştu. 

DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Sendikal çalışma yürüttükleri gerekçesiyle tutuklanan ve ihraç edilen kadınları hatırlatan Koyun, saldırılar devam etse de vazgeçmeyeceklerini şu sözlerle kaydetti: “İktidar, hem örgütlenmemizin önüne set çekerken hem de kariyer anlamında yükselmemizi, emeklilik süreçlerimizi etkileyen kararlarla bu süreci işletecek. 

Emek alanına dönük KHK’lilerle başlattığı saldırılara, bu dönem de arttırarak devam ediyor. 375 sayılı 35. geçici maddesi üzerinden birçok arkadaşımıza dönük ihraç kararları gelmeye başladı. Devam edeceğini düşündüğümüz bu saldırılar, kadınların mücadelesinin önüne geçme üzerinden geliştirilen bir saldırıdır. Biz bu haksız hukuksuz uygulamalar karşısında geri adım atmayacağız. Bu haksız, hukuksuz uygulamaların takipçisi olacağız ve geri döndüreceğiz. Tüm bunların içinde yürüttüğümüz kadın mücadelesi oldukça anlamlı. Kadın meclisimizde önümüzdeki döneme dair çalışma programımızı hazırlayacağız ve yol haritamızı belirleyeceğiz. Önümüzdeki dönem kadın hareketiyle birlikte yürüteceğimiz mücadele programı, iki günlük yoğun tartışmalarımız sonucu açığa çıkacak. Bu tartışmalarımızın verimli geçeceğini düşünüyoruz. Sonuçta daha net kararlarımız, programımız hazır olacak. Sisteme karşı kadın dayanışmasını ören ve bağ kuran bir yerden direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”