KJK Koordinasyonu “Kadın kırımına karşı özgür kadını ve toplumu savunma zamanı” hamlesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
KJK Koordinasyonu açıklaması şöyle:
“KCK ve KJK hamleleri bir yılını doldurdu. “Tecride, Faşizme, İşgale Son Özgürlüğü Sağlama Zamanı”, “Dem Dema Azadiye” sloganları ile ortak yürüttüğümüz hamlemiz Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması konusunda çok önemli bir mücadele açığa çıkardı. TC devletinin Kürdistan’ın tüm parçalarına yönelik işgal saldırılarının durdurulması da önemli bir başarı sağladı. Bunun yanında halkımız, kadınların özgürleşme mücadelesinde tarihi bir rol oynadı. Kürt halkı ve Ortadoğu halkları arasında birliği geliştirdi. Önder APO’nun düşüncelerinin daha fazla yayılmasına sebep oldu. Dünya halkları arasında Önderliğimize ve hareketimize ilgi ve sempati gelişti. Önderliğimizin kadın özgürlüğü, demokratik konfederalizm konularındaki görüşlerimiz bu hamle vesilesi ile alternatif olarak kabul gördü. Dolayısı ile halklar, kadınlar nezdinde Önderliğimize, hareketimize karşı büyük bir umut ve inanç gelişti.
KCK-KJK HAMLELERİNE KATILANLARI SELAMLIYORUZ
KJK olarak 22 EYLÜL 2020’ de başlatmış olduğumuz “Kadın Kırımına Karşı, Özgür Kadını ve Toplumu Savunma Zamanı” hamlemiz ise ortak hamle hedeflerimiz yanında 21. yüzyılın bir kadın yüzyılı olması, cins çelişkisinin insanlığın temel çelişkisi olması vesilesi ile kadının yaşamış olduğu özgün sorunları ele alıp gündemleştirdi. Kadınların yaşamış olduğu cins kırımı özünde toplumsal, ekolojik kırımları da kapsamaktadır. Tarihsel olarak şiddet, zor, baskı, yalan ve sömürü önce erkek tarafından kadına uygulanmıştır. Topluma, doğaya yaklaşımdaki sömürü, talan, gasp bununla birlikte gelişmiştir. Dolayısı ile kadınların özgürleşmesi, toplumun özgürleşmesi, doğanın özgürleşmesini de birlikte sağlayacaktır.
Dolayısı ile çağımızın en temel sorunlarının başında kadınların yaşadığı sömürüye uğrama gerçeği vardır. Bu temelde gelişen kadın hamlemiz de büyük bir emek, çaba ile yürütülmüş ve Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada özgürlüğün, demokrasinin, yaşam ölçülerinin düzeyini yükseltmiştir. Alternatif yaşamın yaratımını büyük bir kavgayla, bedellerle geliştirmiştir.
Bu yönüyle öncelikle KCK-KJK hamlelerine katılan tüm kadınları, halkımızı, halklarımızı, tüm özgürlük ve demokrasi güçlerini sevgi ve saygı ile selamlıyor, kutluyoruz. Faşizme karşı önemli bir duruş gösterilmiş, düşmanın tüm saldırılarına karşı Önderliğimiz, özgürlük mücadelesine sahiplenme yaşanmıştır. Hamlelerimiz boyunca Kürdistan dağlarında çok değerli savaşçılarımızı, öncülerimizi şehit verdik. Hamlelerimizin başarısında bu şehitlerimizin emekleri, direniş ve özgürlük duruşları belirleyici oldu. Bu temelde hamle boyunca tüm varlığı ile sürece katılan ve şehit düşen tüm yoldaşlarımızı ve yurtseverlerimizi saygı ile selamlıyor, anılarına bir kez daha bağlılık ve başarı sözünü yeniliyoruz.
ÖNDERLİĞİMİZİN DURUMUNU GÜNDEMDE TUTTUK
Kürt kadın hareketi olarak tüm ideolojik, siyasi, sosyal, öz savunma olmak üzere tüm çalışmaların geliştirilmesinde, yürütülmesinde irade, kararlaşma ve söz gücüyüz. Mücadelenin geliştirilmesi, planlanması ve yürütülmesinden sorumluyuz. Dolayısı ile sadece bir eylem gücü değil, mücadelenin bütününden, geliştirilmesinden sorumlusu ve öncüsüyüz. Geçen bir yıllık hamle sürecine bu temelde yaklaştık. Ve önümüzdeki sürece yaklaşım da bu temelde bir sahiplenme ve sorumluluk ile olacaktır.
Kadınlar olarak geçen hamle döneminde geliştirdiğimiz eylemlilikler ile Önderliğimizin durumunu, ideolojisi ve felsefesinin yaşamsallaşması çalışmalarımızı sürekli gündemde tuttuk. Bu son derece önemliydi. Çünkü Kapitalist modernist sistem büyük bir korku ve telaşla Önderliğimizi unutturmak, insanlık hafızasından silmek istiyor. En büyük çabası budur ve gerillanın, kadınların, halkımızın, dostlarımızın çabası, geliştirdiğimiz hamle ile bu politikaları başarısız kılınmıştır. Tam tersine Önderliğimizin düşünceleri dünyada bir çığ gibi giderek büyümekte bir sel olup akmaktadır. Önderliğimizin fikirlerine büyük bir bağlanma, sevgi ve saygı, kabullenme gelişiyor. Önderliğimiz Ortadoğu ve dünya halkları açısından evrensel bir önder haline gelmiş durumdadır. Bunda kadınlar olarak çaba ve emeklerimizi görmemiz önemlidir.
Önderliğimize uygulanan mutlak tecrit sistemine karşı hamlelerle yürüttüğümüz mücadele, kadın özgürlük yürüyüşümüzü, Kürdistan’ın demokrasi, hak ve özerklik mücadelesini, Ortadoğu halklarıyla birlikte eşit, özgür ve kardeşçe yaşama hedeflerimizi güçlendirmiş, canlı kılmıştır. Bu direnişimiz TC faşizmini bitirme noktasına getirmiştir. Bugün eğer AKP-MHP iktidarı önemli oranda gerilemiş ve başarısız kılınmışsa Önderliğimizin, kadınların, gerillanın, halkımızın ve demokrasi güçlerinin direnişi sayesindedir. Türkiye’de esas muhalif güç; Kürtlerin, kadınların özgürlük sorunlarına demokratik ve eşitlik çerçevesinde radikal yaklaşan HDP-HDK içinde yer alan ve destek veren demokratik güçlerdir, feministler ve kadın hareketleridir. Türkiye’de Kürtlerin ve kadınların sorunlarının demokrasi, hukuk, eşitlik ve özgürlük ölçüleri temelinde çözümüne yaklaşmayan, Kürtlerin kimlik, dil, yerel yönetim haklarını tanımayan, ekolojik mücadeleyi tali görenler ise sahte, sözde muhalif güçlerdir. Dolayısı ile kadınların sömürülmesine, tecride, faşizme, işgale karşı en başta kadınlar olarak yaşamın her alanında büyük bir mücadele ve direniş yürütüldü. Bu da hamlemizin önemli bir başarısı olmaktadır.
YJA STAR VE HPG’Yİ KUTLUYORUZ
Türk devletinin medya savunma alanlarında Kürdistan’ı işgal saldırıları bu süreçte yoğunlaştı. Gerillaya saldırının temel amacı kadınların, halkımızın, halklarımızın özgürlük mücadelesini bitirmektedir. HPG-YJA-STAR bu yönüyle insanlığın özgürleşmesi, alternatif özgür yaşamın yaratılması savaşımını vermektedir. Avaşin, Metina ve Zap’ta Türk devletinin işgaline karşı gelişen gerilla direnişinde YJA-STAR güçlerimiz Medya Savunma Alanlarında direnişin, fedailiğin öncülüğünü yapmaktalar. Bugün Kürdistan’da direnişin, fedailiğin adı YJA-STAR’dır. Demokratik gerillanın inşasında uygulanmasında kadınlar öncülük yapmıştır. Bu yönüyle YJA-STAR kadın ordulaşmasının bir üst aşamasına geçiş yapmıştır. Kadın özgürlüğünün tutku ve inancının dorukta temsili yapılmıştır. Gerillada kadınlar şahsında gelişen fedailik düzeyi aynı zamanda halkımızın özgürleşme tutkusudur. Kürdistan’da kadınlar özgür kadın kimliği ile özgür Kürdistan’da yaşama iddiası, tutkusu ve arzusunu gerilla savaşımında en görkemli bir biçimde temsil etmektedirler. 21. yüzyılın bir kadın yüzyılı olma gerçekliği en çok da YJA-STAR şahsında pratikleşmiştir. Tüm dünya kadınlarına, halklara, halkımıza, tüm insanlığa büyük bir moral, inanç ve umut kaynağı olmayı başarmışlardır. Başarının temel anahtarı Önderliğimizin düşüncelerini anlamak ve uygulamaktır. Bu yönüyle Önderliğimiz ruhsal ve pratik olarak işgale karşı savaşta yaşamış ve yaşatılmıştır. Kadın gerillacılığının başarıları, eylemleri ve duruşu şahsında kadınlar ve halklar açısından özgürlüğün nasıl geliştirilebileceğinin yol ve yöntemleri pratik olarak göstermişlerdir. Bu vesile ile KCK-KJK hamlelerine öncülük eden YJA-STAR, HPG sevgi ve saygıyla kutluyoruz.
TÜRKİYE VE KUZEY KÜRDİSTAN
Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da kadınlar, gençler öncülüğünde önemli bir direniş düzeyi ortaya çıkmıştır. 8 Mart ve 21 Mart Newroz eylemliliklerinde her zaman olduğu gibi kadınlar en önde büyük bir cesaret ve kararlılıkla en önde bir katılım göstermişlerdir. Faşizmin yaratmak istediği karanlık ve suskunluk bu eylemlerle yırtıp atılmış, parçalanmıştır. Deniz Poyraz arkadaşın şehadetinde görüldüğü gibi büyük bir bağlılıkla çalışmalara sahip çıkılmıştır. Kürt anaları devletin tüm işkence, eziyetlerine karşı özgürlük değerlerini, Kürdistan kimliğini, dilini, şehitleri, zindandaki tutsakların haklarını korumuşlardır. Kürt analarımız şahsında halkımızın, kadınların özgürlük tutkuları büyütülmüş, beslenmiştir. Emine Şenyaşar ananın “adalet” mücadelesi tüm kadınların mücadelesidir.
Türk devleti Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da elde edilen kadın kazanımlarına bir bir el koydu, gasp etti. Kadın kurumları kapatıldı, İstanbul sözleşmesi kaldırıldı. Kürdistan’da haydutvari bir tarzda kayyumlar kaldırıldı. Eşbaşkanlık sistemi yasa dışı bir sistem sayıldı. Kadına yönelik şiddet arttı. Buna yönelik açılan davalarda erkekler serbest bırakıldı, cezaları indirildi. Kadın düşmanı politikalar normalleştirilmeye çalışıldı. Tüm bunlar direnen kadın siyasetçiler, kadın meclis yöneticileri, üyeleri, sivil toplum kuruluşunda çalışan, 70 yaşındaki analara kadar tutuklama yapıldı. En son Leyla Güven, Ayşe Gökhan arkadaşlar gibi kadınların ve halkımızın özgürlüğü için mücadele eden kadın öncüleri tutuklandı. Zindanlarda içeride yıllardan beri kalan PKK-PAJK tutsaklarına her türlü hukuksuz, adaletsiz, işkenceye varan tutumlar sergilendi. Ancak Kuzey Kürdistan’da başta PAJK’lı tutsaklar olmak üzere buna açlık grevi eylemleri ile karşılık verildi. PKK-PAJK militanlarının gerçekleştirmiş oldukları eylemi selamlıyor ve kutluyoruz. 300 güne yaklaşan açlık grevi eyleminin temel talebi Önderliğimizin üzerindeki tecridin kaldırılmasıydı. Bu anlamı ile tıpkı gerilla gibi halkımızın, kadınların özgürleşmesinde Önderliğimizin durumunun ne kadar kilit bir rol oynadığını bir kez daha göstermiş oldular. PKK-PAJK tutsakları bu eylemliliklerini sonlandırdılar. Ve mücadelelerini farklı yöntemlerle sürdürmektedirler. Zindanlarda yüzlerce kadın bu anlamı ile özgürlük için direnmektedir. Bunu duruşları, mahkemelerde geliştirdikleri savunmalarla yapmaktadırlar. Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınlar çeşitli platformlar, inisiyatifler, kampanyalar çerçevesinde çalışmalarını yürütmektedirler. Kadına yönelik şiddete, İstanbul sözleşmesinin kaldırılmasına, kaybedilen kadınlar için, Kürt kadınları öz savunma ve kadın yoksulluğuna ilişkin kampanyalar yürüttüler. Bu yönü ile Türkiye ve Kürdistan’da kadınlar özgürlük hareketimizi büyük bir sahiplenme ve pratikleştirme çalışmalarını yürütmüşlerdir.
ROJAVA
Rojava’da Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması, TC’nin işgal saldırılarına, kadın kırımlarına karşı kitlesel eylemler geliştirilmiştir. Rojava devrimi bir kadın devrimidir. Şehit Sosın Birhat arkadaş şahsında YPJ bir kez daha kadınların ülkeyi savunmasında kararlılıklarını göstermişlerdir. Kadınlar toplumsal alanın her alanında öncü temelinde hem nitelik hem nicelik olarak çok güçlü bir katılım sağlamışlardır. Kadınlar öncülüğünde demokratik ulusun örgütlenmesi, inşası gerçekleşmektedir. Suriye’de Kürt-Arap-Ermeni-Asuri-Türkmen-Çerkez kadınların öncülüğünde demokratik ulus modeli, inşası geliştiriliyor. Kadınlar yaşamın her alanında eşit, özgür bir şekilde yerlerini almaktalar. Bu yönü ile Rojava kadın devrimi tüm insanlığa önemli bir model sunmaktadır.
ŞENGAL
Şengal’de Êzidî kadın meclisimiz, Êzidî kadınlar, Önderliğimizin düşüncelerinin yayılmasında, 9 Ekim 2020 de ABD öncülüğünde, Irak- KDP’nin imzalamış olduğu Şengal’in özerkliğini kaldırma hedefli antlaşmayı kabul etmemiş ve en önde mücadele etmişlerdir. Şengal’in özerkliğini savunmada, örgütlemede, faşist TC saldırılarına karşı eylemlerde aktif, önde olmuşlardır. Bu yönü ile Êzidî inancının, kültürünün ve kutsal Şengal topraklarının savunulmasında tarihi bir rol oynamışlardır.
Rojhilat Kürdistan ‘ında İran rejiminin baskı ve zulümlerine karşı en fazla kadınlar durmuşlardır. İran başta Zeynep Celaliyan olmak üzere birçok aktif kadını suçsuz yere zindana atmıştır. Kadın düşmanı, halklar düşmanı politikalarını sürdürmektedir. Kadınların tümüyle rejime, onun kurallarına teslim olmaları istenmektedir. Kadınların İran’da yaşadıkları toplumsal sorunlar bu süreçte gündemleştirildi. İdama, küçük yaşta evlenmelere karşı kampanyalar sürdürüldü. Kadını iradesizleştiren, köle haline getirilen yasalara karşı bir duruş gösterildi. Önderliğimizin düşünceleri Rojhilat’ta giderek gelişmekte ve büyümektedir. İran devrimi bir kadın devrimi olacaktır. İran’da her halktan kadınlar özgürlük bilinçlerini geliştirdikçe örgütlenmelerini, eylemlerini geliştirmektedirler.
GÜNEY KÜRDİSTAN
Güney’deki kadınlar tamamı bölge devletleri ile iş birliği halinde olan partilerin denetimine sokulmak istenmektedir. Bağımsız, kendi özgür iradesi ile yaşamak isteyen kadınlar çeşitli biçimlerde egemen erkek sistemin denetimine konulmaktadır. Birçok kadın kurumuna erkekler yöneticilik yapmaktadır. Kadın siyasette şekli bırakılmakta, söz sahibi olması istenmemektedir. Partiler özgün kadın örgütlülüklerine izin vermemekte, verenler de söz hakkı tanımamakta erkeğin gölgesi bir kadın tipi yaratılmak istenmektedir. Bu yönüyle özgürleşmek isteyen kadınların iradesine sürekli ket vurulmaktadır. Güney Kürdistan’da toplumsal, ekonomik sorunlar kriz düzeyindedir. Demokrasiye, düşünce özgürlüğüne düşman bir kültür halen sürdürülmektedir. Kadına yönelik şiddet, intiharlar, kadının eve kapatılması durumu sürmektedir. Güney’de kadınlar bunları kabul etmemekte ve direnmektedirler. Önderliğimizin, özgürlük hareketimizin kadın özgürlük çalışmaları Güney’i çok yakından etkilemektedir. Ulusal birliği hem kadın hem da halk boyutu ile en çok isteyen parçamızdır. Ruhsal olarak kadınlar sürekli bir arayış içindedir. Güney Kürdistan’da yurtseverlik duygularının gelişiminde, Güneyin daha fazla ihanet bataklığına batmaması için bir duruşa sahiptirler. Burada da kadınlar TC işgalini kabul etmemektedirler, kadınların bir tutum ve duruşları gözükmektedir.
AVRUPA
Avrupa’da “Diktatörü Yargılamak İçin Yüz Neden” temelinde yürütülen kadın hamlesi sadece Avrupa’da değil tüm Kürdistan, Ortadoğu ve Avrupa’da önemli bir gündem oluşturmuştur. Bu oldukça başarılı bir hamle idi. Bu tarz kadın hamleleri daha etkili, planlı bir şekilde geliştirilmelidir. Bu hamle de kadın sorunları da daha etkili gündemleştirilerek dünya kadınlarına öncülük yapılabilir. Avrupa’daki kadın meclislerimizin yüzü sürekli İmralı’da ve Kürdistan’da yürütülen savaştadır. Bu anlamı ile geliştirilen eylemlilikler, yürüyüşlerde sürekli en önde hazır olmuştur. Bu yönü ile özgürlüğün temel kaynağı haline getirmeyi başarmışlardır. Avrupa’daki kadın çalışmalarımız mücadelemizin çok önemli bir yükünü taşımakta ve önemli bir rol oynamaktadırlar.
Burada özelde hamlemize büyük katkı sunan enternasyonal çalışmalarını da değerlendirmek gerekir. Enternasyonal çalışmalarda nitel olarak kadınların sayısı daha fazladır. Yine Avrupa’da çok önemli sayıda dostlarımız var. Önemli sayıda parlamenter, akademisyen, sanatçı, aydın kadın sayısı vardır. Tüm bu arkadaşlarımız hem Rojava’nın hem de Kürdistan’ın savunulmasında bizi yalnız bırakmadılar. Kürdistan’ın özgürlüğünü kendi özgürlükleri olarak gördüler. Yine Önderliğimizin özgürleşmesi kampanyalarında özelde “zamanı geldi” hamleleri ile dünyada çok önemli bir gündem oluşturdular. İngiltere’deki sendikalar bu konuda öncü rolü oynadı. Jineoloji komitelerimiz bu temelde önemli bir emek harcadı. Özgürlük hareketimize bu şekilde içten ve candan bir katılım geliştirenler hareketimizi çok güçlendirmiştir. Özgür kadın çalışmalarımıza büyük güç vermiştir. Bu arkadaşların tümünü sevgi ile selamlıyoruz.
Bu dönemde KNK’ kadın komisyonu Kürt halkının ve kadınlarının ulusal birliğinin sağlanması çalışmalarını hem görüşmeler hem de toplantılar yaparak başarı ile yürüttüler. Bu arkadaşları da kutluyoruz. Kürt ulusal birliğini kadınlar yaratacaktır. T.C devletinin işgaline karşı Kürt kadınları birliklerini sağlayacaklardır.
MAXMUR
Maxmur’da kadınlar Önderliğimizin tecridinin kaldırılması için özel bir açlık grevi eylemi örgütlediler. Maxmur kadın meclisimiz Önderliğimizin, hareketimizin değerlerinin savunulmasında sürekli en önde ve etkili bir şekilde yer aldı.
RUSYA-ERMENİSTAN-LÜBNAN
Rusya ve Ermenistan’da yer alan kadınlar da dönemin ihtiyaçları çerçevesinde tüm çalışmalarını yürüttüler ve önemli bir özgürlük duruşu sahibi oldular.
Lübnan’da gelişen ‘2. Ortadoğu Kadın Konferansı’ da dönemin ruhuna uygun bir şekilde gerçekleştirildi. Bu konferansa katılan ve yürütenleri selamlıyor, kutluyoruz. Ortadoğu kadın birliği Kürt kadınlarının öncülüğünde gelişmektedir. Önderliğimizin fikirleri tüm Ortadoğu’ya yayılıyor. Bunun örgütlenmeye dönüşmesi tarihidir.
Bu temelde Kürt kadınları mücadelenin bu kritik döneminde Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada yaşayan halklardan kadınlarla birlikte çok önemli ve tarihi çalışmaları geliştirdiler. Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve TC devletinin işgal saldırılarına karşı gelişen eylemliliklerde sürekli en önde oldular. Yine birçok özgün eylemliliği de bu temelde gerçekleştirdiler. Halkımızın öz savunması başta olmak üzere, siyasi, sosyal, diplomatik, toplumsal, kültür-basın, emek ve yaşamın tüm alanlarında bir yandan direnişin en önünde olurken diğer yandan demokratik ulusun inşa çalışmalarında da aynı şekilde kadın öncülüğünün etkin bir temsili gerçekleştirilmiştir. Kürdistan’da ulusal birlik, Ortadoğu halkları ve kadınlarının birliği çalışmalarında da stratejik bir rol oynanmış aktif bir duruş gösterilmiştir.
ÖNDERLİĞİMİZİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ GELİŞECEK, DÜŞÜNCELERİ TÜM DÜNYADA PRATİKLEŞECEKTİR
Bütün bu çalışmalar yürütülürken öncülük düzeyinde olan tüm kadın arkadaşların, hepimizin özeleştiri vermesi önemli olmaktadır. Büyük ve görkemli bir direniş gerçekleştirdik. Ancak Önderliğimiz halen İmralı’da, Kürdistan halen işgal altındadır. Kadın özgürlük sorunları halen tüm ağırlığı ile devam etmektedir. Önderliğimizi, özgürlüğümüzü sahiplenmeyi çok daha güçlü, örgütlü bir şekilde geliştirebilirdik. Burada yapılması gereken direnişte ve örgütlenmede ısrar olmalıdır. Bu açıdan mücadeleyi, azmi, başarı tutkusunu büyütecek, bunda ısrar ve inadı geliştirecek şekilde temelde özeleştirimizi veriyoruz. Biz mücadeleyi büyüttükçe Önderliğimizin fiziki özgürlüğü gelişecek, düşünceleri ise dünyanın dört bir köşesinde büyüyüp pratikleşecektir.
HAMLEMİZ 2. YILINDA DEVAM EDECEK
Bu temelde hamlemizin ikinci yılına Eylül ayı ile giriş yaptık. KJK olarak “Kadın Kırımına Karşı Özgür Kadını ve Toplumu Savunma Zamanı” hamlemize devam etmekteyiz. Kürt kadın hareketi olarak planlamalarımız bu temelde, geçen yıldan çıkarılacak derslerle güçlendirilerek devam edecektir.
Birinci temel gündemimiz Önderliğimizin üzerindeki tecridin kaldırılması, Önderliğimizin özgürleştirilmesidir. Biz kadınlar Önderliğimizin özgürlüğünü kadın özgürlüğü, Kürdistan’ın özgürlüğü, halkların özgürlüğü olarak görmekteyiz. Önderliğimiz üzerindeki tecrit arttıkça kadınların, halkımızın, insanlığın üzerindeki tecrit de artmaktadır. İnsanlığın toplumsal krizleri, ekolojik krizlerle birleşerek büyümekte ve derinleşmektedir. İnsanlık krizlerin en altında ve en yoğun yaşayan kadınlardır. Bu anlamı ile Kadınların toplumsal sorunları başat sorunlardır. Kadın sorunları çözülmeden, kadın etrafında eşitlik ve demokratik bir ruh yaratılmadan hakiki bir çözüm gelişemez. Kadın sorunları temel, stratejik sorunlar haline getirilmeden direniş ve özgürlük ruhu büyütülemez. Dolayısı ile Kürt sorunun çözümü de kadın özgürlük problemlerinin gündeme getirilmesi, çözülmesi, alternatif yaşamın geliştirilmesi ile mümkündür. Bizim siyaset, diplomasi, toplumsal sorunların çözümü, öz savunma, hukuk, ekonomi anlayışımız ve yaklaşımımız kadınların, halkların özgürleşmesine eşitlikçi yaşamasına dayalıdır.
AKP-MHP İKTİDARINI SONLANDIRMAK TEMEL HEDEFİMİZDİR
Dolayısı ile hamlemizin ikinci aşamasında Önderliğimizin özgürleştirilmesi, TC işgalinin bitirilmesi için AKP-MHP iktidarının düşürülmesi, aynı zamanda kadınların ve halkımızın yaşadığı toplumsal, ekonomik sorunların çözümlenmesine ilişkin geliştireceğimiz mücadele temelinde yürütülecektir. Kadınlar olarak faşist Erdoğan-Bahçeli ikilisinin oluşturduğu kadınların, halkların düşmanı bu kirli ittifakının iktidarını sonlandırmak temel hedefimizdir. Türkiyeli, Ortadoğulu, dünya kadınlarının, halklarının birliği temelindeki mücadelemizle, Ortadoğu’da halkların özgürlüğünü, eski Osmanlıcı hayallerle işgalleri hedefleyen çirkin erkek egemen ittifakını kadınların birliği ve mücadelesi ile mutlaka bitireceğiz. Faşist Türk devleti tarafından işgal edilen dağlarımızı, ovalarımızı, kentlerimizi, köylerimizi başlatmış olduğumuz devrimci hamlelerle özgürleştireceğiz. Yeni Osmanlıcık hayalleri ile sağına, soluna saldıran bu faşist TC devleti ancak mücadele ve direniş ile durdurulabilir. Zaten bu çürümüş iktidar son demlerini yaşamaktadır. Özgürlük ve demokrasi ancak öz örgütlülük, öz yönetim, öz savunmanın gelişmesi ile sağlanabilir. Bu temelde hamlemizin ikinci aşamasında kadınlar olarak örgütlülüklerimizi, özyönetimimizi, öz savunmamızı geliştirerek Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasını savunabiliriz, eşit, özgür ve ekolojik bir yaşamı yaratabiliriz.
Diğer yandan kadın hareketi olarak bölgede ve dünyada gelişen olaylar ve durumlar da tutum sahibiyiz. Örneğin şimdi Afganistan’da Taliban’ın iktidara gelişi ile kadınlar tamamı ile bir karanlığa sokulmak isteniyor. Kadın bir insan olarak görülmüyor. Her türlü işkence, eve kapatma, kadını tam bir mal gibi görme ve tüm haklardan yoksun bırakma durumu vardır. Bu yönü ile biz Afgan kadınlarının yanındayız. Ve Afgan kadınlarının özgürleşme mücadelesi için eylem ve etkinlik geliştirmeliyiz. Afgan kadınlarının böyle baskıcı ve zorba bir sistemin ellerine bırakılması tesadüf değildir. Ortadoğu’da gelişen kadın uyanışını engellemek amaçlıdır. Afgan kadınları Kürt kadınlarına en fazla yakınlık gösteren, Rojava direnişine en çok destek sunan bir halkın kadınları idiler. Bu yönü ile Ortadoğu’nun egemen erkek sistemin kendisini derinlikli örgütlediği DAİŞ ve Taliban benzeri faşist erkek yapılanmalarının karşısındayız. Ve Ortadoğu’da kadın birliklerini her düzlemde geliştirerek mücadele edeceğiz.
Dolayısı ile kadınlar olarak Önderliğimizin ideolojisi temelinde kadın özgürlük çizgimizin pratikleşmesi için önümüzdeki yıl da hamle çalışmalarımızı çok daha fazla büyüteceğiz.
Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada kadın öncülüğünü, örgütlülüklerini aktif ve etkin bir şekilde geliştirme düzeyimiz halkımızın, halklarımızın, tüm dünya kadınlarının özgürlük düzeyini büyütme, geliştirme anlamına gelmektedir.
Halkımız bugüne kadar çok ağır bedeller ödeyerek, emek harcayarak paha biçilmez, önemli bir özgürlük düzeyini yarattı. Düşman halkımızı geriye düşürmek, teslim almak için her türlü yol ve yöntemi denedi. Kadınlara, halkımıza her türlü zülüm yapıldı. Ancak tüm bunlara rağmen başarılı olamadılar. Halen direnen Önderlik gerçeğimiz, kadın ve halk gerçekliği ve gerillalarımız vardır.
Faşist Erdoğan-Bahçeli rejimine son darbeyi kadınlar, gençler, halkımız, halklarımız vuracak, direnişi özgürlükle taçlandıracaklardır.
Bu temelde “Kadın Kırımına Karşı Özgür Kadını ve Toplumu Savunma Zamanıdır” diyoruz.
Özgürlük zamanlarını yaratabilmek için yeniden tüm kadınları, gençleri, halkımızı, halklarımızı tüm insanlığa, kadınlara umut veren mücadelemize, direniş hamlelerimize, saflarımıza katılmaya çağırıyoruz.”