KJK'den Moskova'daki konferansa mesaj

KJK, başkent Moskova’daki 2. Kürt Kadın Konferansına gönderdiği mesajında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sunduğu demokratik mordernite projesinin temel çözüm olduğunu kaydetti.

Mesajda, “Ya 21. yüzyıl kadınların özgürleşmesiyle toplumun, doğanın kurtuluşunun sağlandığı bir yüzyıl ya da insanlığın karanlıklar içinde kaybolduğu bir yüzyıl olacaktır” denildi.

KJK Koordinasyonu, Rusya Federasyonu'nun başkenti Moskova’da yapılan 2. Kürt Kadın Konferansı'na yazılı mesaj gönderdi.

'KRİZ VE KAOSUN ÇÖZÜMÜ DEMOKRATİK ÖZERKLİK'

KJK'nin mesajı şöyle:

“Öncelikle baharla birlikte her karışında yeni umut tohumlarının filizlendiği Kürdistan dağlarından sınırsız özgürlük tutkumuz ile siz değerli konferans katılımcılarını selamlar, saygılarımızı sunarız. Hem Kürdistan’ın dört parçasında hem Ortadoğu hem de dünya ölçeğinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçte gerçekleştirdiğiniz konferansı selamlıyor, üstün başarı dileklerimizi ifade ediyoruz.

Dünyadaki bütün gözlerin Ortadoğu’ya, özellikle de Kürdistan’a çevrildiği bir süreçte bulunmaktayız. Bugün coğrafyamızda yaşanmakta olan, Üçüncü Dünya Savaşıdır. Ülkemiz Kürdistan, bu savaşın güncel merkezini teşkil etmektedir. Bu yeni paylaşım savaşı ile, insanlığın çıkış bulduğu, kadın öncülüğünde ilk toplumsallaşmanın yaşandığı ve Neolitik Devrimi’ne bir karşı devrimi biçiminde gelişen erkek egemenlikli uygar toplumunun şekil aldığı Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesi amaçlanmaktadır. Bu savaşın bir parçası olarak yaşanmakta olan Suriye’deki sürecin tıkanması, Rojava’da kadın öncülüğünde gelişen devrimle ortaya çıkan alternatif çözüm modeli ile doğrudan alakalıdır. Rojava’da start alıp bugün Kuzey Suriye’nin tümüne yayılan Demokratik Özerklik modeli, Ortadoğu kriz ve kaosunun yegane çözüm yolunu teşkil etmektedir.

'KOMPLO İLE BAŞLADI'

Üçüncü Dünya Savaşı, 9 Ekim 1998’de startı verilen ve 15 Şubat 1999’da Kenya’dan kaçırılıp Türkiye’ye teslim edilmesiyle sonuçlanan, Önderimiz Abdullah Öcalan’a karşı devletlerarası komplo ile başlamıştır. Önder Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılarak esir alınması ile Ortadoğu’da halkların demokratik çözüm modelinin hayat bulmasının önüne geçilmek istenmiştir. Kürt Özgürlük Hareketi’nin tasfiyesi ile Ortadoğu’yu 200 yıldır kan gölüne çeviren kriz ve kaos rejimi kalıcı kılınmak istenmiştir.

18 yılı aşkın bir süredir tek kişilik hücrede tecrit altında tutulan ve 5 Nisan 2015’ten bu yana hiç kimseyle görüştürülmeyen Önder Abdullah Öcalan, kendisi şahsında Ortadoğu halklarına karşı geliştirilen bu komployu boşa çıkarmıştır. Kadın özgürlüğüne dayanan özgür yaşam felsefesi, demokratik paradigması ve tarihte eşi benzeri görülmemiş direnişi ile Üçüncü Yolu bir model olarak geliştirmeyi başarmıştır. Bugün Rojava’da hayat bulup yayılan, O’nun geliştirmiş olduğu Demokratik Özerklik modelidir; Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Paradigmasıdır. Böylece Kapitalist Modernist güçler O’nun esareti ile Ortadoğu halklarının özgür yaşam umutlarını yok etmeye çalışırken, O esaret koşullarında yeni doğuşu gerçekleştirip Demokratik Modernite’nin vücut bulmasını sağlamıştır.

'SİSTEM KENDİSİNİ YENİLEYEMİYOR'

Dünya çapında ataerkil dünya sisteminin kadınlara karşı saldırılarını yoğunlaştırdığı bir süreçten geçmekteyiz. Bu, ataerkil kapitalist sistemin yaşadığı yapısal kriz ile doğrudan alakalıdır. Kadınlara karşı sistematik bir savaş biçiminde yürütülen bu saldırıların biçimi coğrafyadan coğrafyaya farklılık gösterebiliyor. Ancak öz itibarıyla DAİŞ’in Êzidî kadınlarına karşı soykırımcı saldırıları ile Batı’da kadınların binbir emek ve mücadele ile elde etmiş olduğu hakların iptal edilmesi, Asya kıtasında cinsel saldırı ve toplu tecavüzlerin korkunç artışı ile Latin Amerika’da kadınların kırım düzeyinde katledilmesi aynı gerçeğin farklı ifadeleridir.

Sorunların çözümünde küresel hegemonik sistem, artık kendisini reformlarla, ara çözümlerle, restorasyonlarla yenileyebilecek durumda değildir. 21. yüzyıl gerçeğinde insanlık varoluş-yokoluş ikilemi ile karşı karşıyadır. Ya 21. yüzyıl kadınların özgürleşmesiyle toplumun, doğanın kurtuluşunun sağlandığı bir yüzyıl ya da insanlığın karanlıklar içinde kaybolduğu bir yüzyıl olacaktır. Geleceğimizi, özgürlüğümüzü yeniden kazanmak için kadın özgürleşmesi temelinde toplumsal özgürlükleri yaratma çağındayız. Bunun için tam da mücadeleyi yükseltmenin ve tüm dünya kadınlarıyla ortaklaşarak dünyayı kurtarmanın zamanıdır diyoruz.

'ALTERNATİF SİSTEMİ İNŞA EDİYORUZ'

Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Ortadoğu ve dünya kadınlarına öncülük edebilecek ve ortaklaştırabilecek bir düzeyi yakalayabildik. Özellikle bir kadın devrimi şeklinde gelişen Rojava devrimi, insanlık düşmanı DAİŞ ve faşist AKP’ye karşı direnişimiz ile bütün dünya kadınlarının savunma ve inşa gücü olduğumuz daha da netlik kazanmıştır. Özgürlük ve insanlık değerlerini sadece saldırılara karşı savunmuyoruz, aynı zamanda bu değerlerin hayat bulması için mücadele ediyoruz, bu değerlerimize dayanan alternatif sistemi bizzat inşa ediyoruz.

Her türlü baskı, şiddet, iktidar ve sömürüden arındırılmış özgür yaşam sistemini hep birlikte inşa edelim diyoruz. Bugün kriz halinde olup bize karşı sistematik bir savaş yürüten ataerkil kapitalist sistem, bir dünya sistemidir. Ona karşı alternatif sistem inşa mücadelesi de bu nedenle evrensel bir perspektife sahip olup dünya ölçeğinde verilmek durumundadır.

'KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN YILI YAPALIM'

Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak bu ağır sorumluluğu, 5 bin yıl boyu erkek sistemi tarafından hapsedilen, köleleştirilen, sömürülen, katledilen bütün kadınların özgür yaşam umutlarını da omuzlamaya hazırız. Gelin hep birlikte direnişi yükseltelim. Bulunduğumuz her alanda örgütlenerek, birlik olarak, mücadele ederek özgürleşelim. Bu şekilde 21. yüzyılı kadın özgürlüğünün sağlandığı yüzyıl haline getirelim.

Bu çağrı ile bir kez daha bütün konferans katılımcılarını selamlıyor, konferans düzenleyicileri kutluyor, hepinize başarılar diliyoruz.”