Kongra Star Koordinasyonu, Diyarbakır zindanında Kemal Pir, Hayri Durmuş, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz öncülüğünde gerçekleştirilen direnişin 40’ncı yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Kongra Star açıklamasında, direnişin direnişin her yurtseverin yerine getirmesi ve yürümesi gereken kutsal yaşam çizgilerini belirlediği ifade edildi.

Açıklamada, Kürt halkının, Halk Savunma Güçleri'nin (HPG) ve özgürlük ve demokrasi çağrısı yapan tüm halkların, işgalci Türk devletinin insanlığa yönelik saldırı ve tehditlerine karşı direnişi sürdürdüğüne dikkat çekildi.

Amed zindanındaki 65 günlük ölüm orucunun onur ve özgürlük mücadelesinin önemli bir süreci olduğu belirtilen açıklamada, direnişin günümüzde de her türlü ihanet, baskı ve zulme karşı başarıya ulaşmada ısrar etmenin yolu olduğu kaydedildi.

Açıklama şöyle devam etti: "Bu direniş, demokratik muhalif devletleri, kadınların özgürlüğünü yok etmek isteyen devletlere karşı ruh ve ideolojiye dönüştü. Türk hükümeti direnişçilere karşı her türlü işkenceyi yaptı. Özel ve psikolojik savaş yöntemlerinin tümünü uyguladı. Hatta nefes almalarını bile engelledi. İşgalci devlet hapishane sınırlarının dışındaki insanlara umut veren bu ruh ve iradeye karşı direnemedi. Faşist Türk devleti Kürtlerin ve Kürdistan'ın adını yok etmeye yönelik tüm çabalarına rağmen, halkı ve özgürlük hareketini bitiremedi.”

İşgalci Türk devletinin o günden bu yana her türlü barış girişimini reddettiğine işaret edilen açıklamada, Rojava, Şengal, Mexmûr ve Medya Savunma Alanlarındaki halka yönelik saldırı ve soykırım saldırılarının arttığı ve kimyasal silah kullanıldığına dikkat çekildi.

Devamla, bölge halklarının katliam girişimlerine sessiz kalmadığı belirtilerek, “Şehitlerin izinden gideceğiz. Mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Diyarbakır Cezaevi direnişinde, Zap, Avaşîn ve Metîna direnişinde, Rojava’da; Kobanê, Êfrîn ve Serêkaniyê direnişinde eşi benzeri görülmemiş destansı direnişlere şahit olduk ve yeni destanlar yazacağız” denildi.

Kongra Star Koordinasyonu açıklamasının sonunda, tüm demokratik güçleri, saldırgan Türk devletine karşı 14 Temmuz ruhuyla direnme çağrısı yapıldı: “Örgütlü kadınların öncülüğünde, insanları, partileri ve kadın örgütlerini öncü bir rol oynamaya davet ediyoruz. Özellikle işgalci Türk devletinin tehditlerine karşı, mücadeleci yurtsever halkı topraklarına bağlılığını güçlendirmeye çağırıyoruz. Bölgede barışı sağlamanın sadece iki yolu var; direniş ve mücadeledir.”