‘Mesele sadece saçlarımız değildi’

Geçtiğimiz yıl Rojhilatê Kurdistan’dan İsviçre’ye iltica etmek zorunda kalan Sirwa Ahmedi, "Mesele sadece saçlarımız değildi. Mesele ayrıca bizim Kürt ve kadın kimliğimizdi” dedi.

Rojhilatê Kurdistanlı 22 yaşındaki Jîna Emînî, geçen yıl Tahran'a yaptığı bir gezi sırasında, "başörtüsünü kurallara uygun şekilde takmadığı" bahanesiyle İran "ahlak polisi" tarafından karakola, birkaç saat sonra ise polis gözetiminde hastaneye götürülmüş, üç gün sonra da kaldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Katledilmesinden sonra Rojhilatê Kurdistan ve İran başta olmak üzere dünyanın her yerinden kadınlar, ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla direnişe geçti. Bu slogan Kurdistan dağlarında geliştirildi; demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmaya göre özgür bir toplum için verilen mücadelenin düsturunu oluşturdu.

İsviçre’ye İran’ın baskılarından dolayı göç etmek zorunda kalan iki Kürt kadın Sirwa Ahmedi, Afrik Razai, şimdi burada mücadeleye devam ediyor.

MESELE KÜRT VE KADIN KİMLİĞİMİZ

Geçtiğimiz yıl İsviçre’ye iltica etmek zorunda kalan Sirwa Ahmedi, Avrupa’daki bütün Jîna Emînî eylemlerine katılmış. Her seferinde gözyaşlarına boğulduğunu ve Kürt kadınları için ‘Jin jiyan azadî’ sloganının ne kadar önemli olduğunu bu süreçte bir kez daha anladığını belirten Sirwa Ahmedi, “Kendi topraklarımızdan kilometrelerce uzağa mülteci olarak geldik. Jîna değil de ben  öldürülebilirdim. Mesele sadece saçlarımız değildi. Mesele ayrıca bizim Kürt ve kadın kimliğimizdi. Elbette bu protestolarda öldürülen, tutuklanan Fars kadınlar da oldu. Mücadeleleri bizim de mücadelemiz, ancak bu meseleyi bir kadın cinayetinden fazlası olarak görmek zorundayız” dedi.

MİLYONLARIN KADERİ VAR

“Avazımız çıktığı kadar haykırdığımız bu üç kelimenin altında milyonca Kürt kadın ve kız çocuklarının kaderi var” diyen Ahmedi, şöyle devam etti: “Bizimle eylemlere gelenlere baktığımda, İsviçre’de yaşayan kadınların da bizimkinden farklı talepleri olmadığını gördüm. Demokrasi dedikleri bir elbisenin altındaki kadınlar, Avrupa’nın en iyi imkanlarına sahip ülkelerinde bile ikinci sınıf. Öyleyse bu küresel bir sorun. Bugün benimle omuz omuza olan kadınlarla ortak noktamız, bu slogan oldu. Büyüyeceğine de inanıyorum.”

TÜM ULUSLAR İÇİN BİR MANİFESTODUR

Afrik Razai, Rojhilatê Kurdistan’ın Sine şehrinden. Kadın Mücadele Örgütü ve Kadın Hakları faaliyetinin de yönetim kurulu üyelerinden. O da Ahmedi gibi bir sene önce İsviçre’ye gelmek zorunda kalmış. Afrik Razai, “Kanımca, kadınların özgürlüğü için sadece bir kavram ve slogan değil, haklarını elde etmek ve bağımsızlıklarını sağlamak için mücadele eden tüm uluslar için bir manifestodur. Bu, kadın özgürlüğü manifestosunun o kadar içerikle dolu olduğu anlamına gelir; ki özgürlüğü seven her ulus kendi haklarını bulabilir ve bir bakış açısıyla okuyabilir” diye konuştu. 

‘SİSTEME VURULAN ÖLÜMCÜL BİR DARBEDİR’

Kadınların kurtuluşunun ve toplumun özgürlüğünün kaynağının, kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal kararlarda özgürce yaşayabildikleri bir toplum olduğunu söyleyen Razai, ‘Jin jiyan azadî’nin sömürgeciliğe karşı da bir manifesto niteliğinde olduğunu belirtti.

Razai, şunları dile getirdi: “Diktatörlük ve ataerkil sisteme vurulan ölümcül bir darbedir. Bu nedenle Jîna Emînî'nin İranlı yetkililer tarafından öldürülmesinden sonra kadınların, yaşam özgürlüğünün mücadelesi bir alev olarak ortaya çıktı. Ardından İran faşist rejimi savaş haline getirdi şehirleri. Tabii ki düşmanlarımız Fars, Türk, Arap devletleri bu kavramı yok etmeye ve değiştirmeye çalışıyor ama tam tersine giderek daha fazla büyüdüğünü görüyoruz. Şimdi küresel ölçekteki bu manifesto, insan hakları ihlallerine karşı güçlü bir silah haline geldi. 

BAŞKAN APO'NUN KİTAPLARINDAN DÜNYAYA

Bir süreliğine bu slogan sadece Başkan Apo'nun kitaplarında ve Sine, Saqiz ve Kurdistan sokaklarının bir bölümünde kadın haklarının yükselişi üzerine dile getirilmiş olsa da şimdi tüm dünyada yankılanıyor. Bugün büyük bir birliğe yol açtı. Aynı zamanda Kurdistan'ın entelektüel topluluklarının bilinç düzeyini ve haklı taleplerini de yansıtıyor. Genel olarak Kurdistan'da, özelde Rojhilatê Kurdistan'da kadınların arzusu, kadınların özgürlük manifestosuna ulaşmaktır. Çünkü bu manifestoya göre, bir yasa yapmanın totaliter sistemden ve ataerkil toplumdan bir kurtuluş olabileceğini biliyorlar.”