‘Navda kafasına koyduğunu yapardı’
Cenazesi 5 yıl sonra alınarak defnedilen Navda Dinç’in (Beritan Amed Evren) annesi, kızının kafasına koyduğu şeyi mutlaka sonuca ulaştırdığını söylüyor.
Cenazesi 5 yıl sonra alınarak defnedilen Navda Dinç’in (Beritan Amed Evren) annesi, kızının kafasına koyduğu şeyi mutlaka sonuca ulaştırdığını söylüyor.
Genç yaşta Kürdistan Özgürlük Mücadelesine katılan ve 2016’da Gever’deki öz yönetim direnişinde şehit düşen Navda Dinç’in ailesi, yaklaşık 5 yıl sonra kızlarının cenazesini alabildi.
Aile, Navda’nın çocukluğunu ve gençlik yıllarını ANF’ye anlattı.
Amedli olan Dinç Ailesi’nin kızları Navda Dinç (Beritan Amed Evren), İstanbul’da ikamet ederken bir gün evden çıkıyor ve artık geri gelmiyor. Birkaç sonra nerede olduğuna dair ailesine haber gönderiyor. Ailesi ise kendilerine haber gelene kadar endişeli bir şekilde beklerken, haberi aldıktan sonra hayatta olduğu ve kendi yolunu belirlediği için biraz rahatlamış oluyor.
HEM ÇALIŞIYORDU HEM MÜCADELE YÜRÜTÜYORDU
Navda’nın annesi Sebahat Dinç, kızı ile ilgili konuşurken özellikle çocukluk dönemine dair anektodlar paylaşıyor. Çünkü Navda, evden çıkarken 16 yaşındaymış. Çocuk yaşlarında bile iradeli ve oturaklı olan Navda, kendisine dayatılan hiçbir şeye rıza göstermemiş. Navda, daha küçük yaşlarda ailesinin ekonomisine katkıda bulunmak için çalışma hayatına atılıyor. Çeşitli işlerde çalışıyor. Hem Amed’de hem de İstanbul’da yaşadıkları yıllarda sürekli çalışan Navda, tekstil ve peyzaj işlerinde yoğun mesai harcıyor. Siyasi faaliyetler de yürüten Navda, belli saate kadar iş yerinde çalıştıktan sonra politik mücadele alanına da zaman ayırabiliyor.
KENDİSİNİ GENÇLİK ÇALIŞMALARINDA İLERLETTİ
Annesi Sebahat Dinç, kızının politik çalışmalara katılma sürecini şöyle anlatıyor: “Bir gece işten geldikten sonra bana gençlik çalışmalarına katılmak istediğini söyledi. Kendi kararını zaten vermişti. Bize de sadece destek sunmak kalmıştı. Tek çekincem, birkaç işi bir arada götüreceği için çabuk yorulacağı idi. Bunu onunla da paylaştım ama tüm bunları gönüllü yapacağını ve kesinlikle yorulmayacağını söyledi. Gençlik çalışmalarında çok ilerletti kendisini. Bir kış gecesi, hava çok soğuktu. Hepimiz sobanın etrafında toplanmıştık. Navda eve geldi, bir şeyler söylemek istiyordu ama bir türlü dile getiremiyordu. Odaya girip çıkıyordu sürekli. Kendisine sorduğumda da anlattı. Birkaç ay başka bir şehirde kalması gerektiğini söyledi. Ben ‘Gidebilirsin ancak burada gözümüzün önünde olsan daha iyi olur’ dedim am kararını verdiğini ve gideceğini söyledi. Ben de sen kararını vermişsen benim söyleyebileceğim bir şey yok, diyebildim.”
GERİLLAYA KATILIM SÜRECİ
Anne Dinç, kızı Navda’nın kafasına koyduğu şeyi mutlaka sonuca ulaştırdığını vurguluyor. O yüzden de bir karara vardığında mutlaka diyalogla isteğini kabul ettirdiğini söylüyor. Kızının gerillaya katılım sürecini ise şu sözlerle aktarıyor: “Bir gün evimizi boyamıştık, hepimiz yakınlarımızın evlerine dağılmıştık. Ben amcamın evine gitmiştim. Navda’ya da oraya gelmesini söyledim. ‘Belki gelmem’ dedi. Ben anlam veremedim ve gelmesini söyleyip çıktım evden. O akşam gelmedi. Diğer gün de gelmedi. Sağı solu aradık ama bulamadık. Biliyorsunuz, İstanbul büyük bir kent ve kadınlar için çok tehlikelidir. Son çare gençlerle toplandıkları bir yer vardı, oraya gittik sorduk. Onlar da akşam üzeri onu gördüklerini ondan sonra da ne olduğunu bilmediklerini söylediler. Sabaha kadar aradık ama bulamadık.”
Navda’nın nerede olduğunu öğrenememeleri aileyi daha çok korkutmuş. İstanbul’un keşmekeşinde başına bir şey gelecek olmasının kaygısı her geçen gün aileyi daha çok sarmış. Kızlarının ortadan kaybolmasından üç gün sonra, aileye bir telefon geliyor ve Navda’nın yüzünü dağlara döndüğü kendilerine söyleniyor. Anne Dinç, kızlarının kararına da saygı duyup, yolunun açık olmasını dilediklerini söylüyor.
GEVER’DE ŞEHADETE ULAŞTI
Navda, 16 yıl gerillada kalıyor. Farklı coğrafyalarda gerilla faaliyeti yürüten Navda, son olarak 2016’da Gever’de ilan edilen öz yönetim direnişlerinde yer alıyor. Orada emsalsiz bir savaşçılık pratiği gösteriyor. Ancak direniş devam ederken yaşanan çatışmalar esnasında şehit düşüyor.
YPS ve YPS-Jin savaşçılarının cenazeleri o dönem ailelerine bilgi verilmeden Erzurum’daki kimsesizler mezarlığına defnedildi. Navda’nın cenazesi de bunların arasındaydı.
Dinç Ailesi, kızlarının naaşını almak için defalarca girişimde bulunmasına rağmen sonuç alamadılar. Geçtiğimiz günlerce baba İsmet Dinç, kızının naaşını alıp Amed’e getirerek, defnedebildi.
BABA DİNÇ: KIZIMIN CENAZESİNİ ARADIK
Baba Dinç, 5 yıl boyunca kızının cenazesini almak için mücadele vermiş. Defalarca Erzurum yollarını arşınlamış. Emniyet, jandarma, savcı ve diğer yetkililerle görüşmelerinin hiçbiri sonuç vermemiş; kızlarının naaşını alamamış.
5 yıllık süreci anlatan Baba Dinç, “Biz Navda’nın yaşamını yitirdiğini televizyondan öğrendik. Tabii o günlerde yasaklı alanlar vardı, hiçbir yere gidemiyorduk. Birkaç gün bekledikten sonra Malatya’ya gittik orada olmadığını söylediler bize. Sonra Erzurum’a gittik, onlar da tekrar Malatya’ya gitmemizi söyledi. Biz oradan geldiğimizi ve orada da olmadığını söyledik. ‘Bizde de yok’ deyip göndermeye çalıştılar bizi. Acaba yaralı olarak mı yakalandı diye düşünmeye başladık” diye konuşuyor.
5 YIL BOYUNCA VERİLMEYEN CENAZE
Tam kızlarının yaşadığını düşünüp umutlanmaya başladıkları anda, Erzurum Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) çıkacakları sırada bir çalışanın kendilerini çağırıp, ‘Benden duymuş olmayın ama yaklaşık 12 kişinin cenazesini morga alıp kimsesizler mezarlığına gömdüler’ diye bilgi veriyor. Bu bilgi üzerine aile, savcılığa gidiyor, meselenin aydınlığa kavuşması için görüşmeler yapmaya başlıyor.
Baba Dinç, o görüşmeleri şöyle anlatıyor: “Savcılığa gittiğimiz yanında iki tane de asker vardı. Komutanlardı sanırım. Durumu anlattım ama ilgili olmadılar. Dışarıda beklememi istediler. Bir saat kadar bekledikten sonra tekrar kapıyı çaldım ve içeri girdim. Beni tersleyerek ne istediğimi sordu. Bende kızımın yaşamının yitirdiğini DNA testi yapmak istediğimi söyledim. Orada duran bir polise, kanımı almaları için görev verdi. Kanımı verdim, 40-50 gün içerisinde bana haber vereceklerini söylediler.”
KIZIMI NİHAYET GÖMEBİLDİK
DNA testi için kan verdikten sonra bekleyen aile, iki yıl boyunca haber alamamış. Bu iki yıl içerisinde defalarca Erzurum’a gitmelerine rağmen sağlıklı bir sonuç alamamışlar. Sürekli aileyi oyalamışlar. En son cenazenin Gever’de olabileceğini söyleyip aileyi oraya göndermişler. Gever’de de sonuç alamamışlar. 2016’daki devlet içi çatışmayı bahane ederek, dosyaların kaybolduğunu ileri sürmüşler. Aile, ATK ve savcılığı aradığında da kendilerine ‘Sen teröristin babası mısın?’ diye sorular sorulmuş.
Ailenin kızlarının cenazesini bulmak için yürüttükleri mücadele nihayetinde geçtiğimiz günlerde, 11 Kasım günü sonuç verdi ve Erzurum Kimsesizler Mezarlığı’ndan alınarak Amed’in Lice ilçesinde defnedildi.
Baba Dinç, nihayet kızlarını gömebildiklerini söylüyor.