Newaya Jin 200‘üncü sayısını çıkardı

Yayın hayatına başladığı 2005 yılından itibaren 200 sayı çıkaran Newaya Jin gazetesi, bu sayıda ataerkil sistemin kadın, toplum ve doğa kırımı politikalarına dikkat çekiyor, kadınların mücadelesine geniş yer veriyor.

Kadın Gazetesi Newaya Jin’ın 200’üncü sayısı, “Kadınlar özgür yaşayacak” manşetiyle çıktı. Ataerkil sistemin kadın, toplum ve doğa kırımı politikalarına dikkat çekilen Kasım sayısında, kadınların mücadelesine de geniş yer verildi. 

Gazete, Türkiye’de devam eden kadın katliamları ve kadına dönük şiddetin sebeplerine dair Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Genel Sekreteri Fidan Ataselim’in değerlendirmesine yer verdi. Toplumsal ve politik bir sorun olan kadın katliamları ile siyasi iktidarın tutumu arasında doğrudan bir bağ olduğunu hatırlatan Fidan Ataselim, 25 Kasım’da “Kadınlar Özgür Yaşayacak” sloganıyla alanlarda olacaklarını belirtti. 

NEDEN KADIN YÜZYILI?

Kadının varlık ve özgürlük hakkı güvenceye alınmadan özgür eş yaşama kavuşmanın mümkün olmadığını belirten gazetenin yazarlarından Hêja Zerya,Zorbalık ve şiddetin her biçimi, kadının devrim ruhu ve bilinci ile aşılabilir” dedi.  

Münevver Azizoğlu ise kadın düşmanı politikalarda ırkçılık saikini irdeledi. 

Beritan Zagros, Başûrê Kürdistan, Rojîn Hêja Rojhilat ve İran’daki, Roza Metîna da Türkiye ve Bakûrê Kürdistan’daki egemenlerin kadın politikalarını ve buna karşı kadın mücadelesinin geldiği aşamayı ele aldı.

Gazetedeki bir diğer yazı ise bir göç anlatısı. Zorlu bir yolculuk sonrası Türkiye’den Yunanistan’a ulaşan Gulistan Bozdağ’ın hikayesinde, savaş ve şiddetin boyutlarından biri olan ‘zorunlu göç’ün nedenleri ve sonuçları işlendi. 

6’NCI YOK OLUŞ DEVRESİ

Gazetenin yazarlarından Yurdusev Özsökmenler, insan eliyle gerçekleştirilen çevresel yıkım politikalarına değindi. Dünyamızın 6. yok oluş evresine girmek üzere olduğu uyarısını yapan Özsökmenler, hükümetleri doğa karşıtı uygulamalardan vazgeçirecek ekolojik mücadelenin önemine vurgu yaptı.  

YENİ BİR PARADİGMA ŞART

Yeni sayıda dikkat çeken içeriklerden biri de Calabria Üniversitesi‘nde Cinsiyet Çalışmaları ve Araştırma Bölümü Profesörü Laura Corradi’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokrasi, ekoloji ve kadın özgürlüğüne dair fikirlerine ilişkin görüşleri. “Abdullah Öcalan’ın fikirleri cezaevi duvarlarını aşmış durumda. Dünyamızda, kalbimizde ve aklımızda geziyor” diyen Corradi, herkesin farklılıklarıyla yaşaması için dünyaya yeni bir paradigmanın şart olduğunu belirtti. 

SANATTA KENDİSİNİ YARATAN KÜRDİSTAN

Sanat kategorisinde ise Bermal Çem’in analizine yer verildi. Çem, bin yıllardır Ortadoğu ve Mezopotamya'da süregelen savaşın özünde bir kültür savaşı ve mücadelesi olduğu tespitini yaptı. “Devrim ve sanat ilişkisi et ile tırnak gibidir” belirlemesini yapan Çem, kültür ve sanat alanındaki direnişe sanatçı ve aydınların öncülük yapması gerektiği görüşünde. 

Kürtçe sayfalarda; Dengbêj Xalîde’nin Kürt tarihinde dengbêjliğin rolünü irdeleyen değerlendirmesine yer verildi. 

BİLİM-KURAM ALANINDA YENİ BİR SOLUK

Jineolojî sayfasında Jineolojî Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Elif Berk’in derginin yayın serüvenini anlatan makalesi yer aldı. 

İlk adımların, bilimsel bir dergi çıkarmanın zorlukları göze alınarak atıldığını paylaşan Berk, geçiciliğe, yüzeyselliğe, bilginin hızla tüketilmesine dayanan okuma alışkanlıkları karşısında Jineolojî Dergisi ile 6 yıldır kalıcılığı, derinliği, hakikat arayışında ısrarı geliştirmenin peşinde olduklarına işaret etti. 

KADINLAR YÜNDEN ÖRÜKLERLE KUTSANIR

Kasım sayısının dikkat çeken içeriklerden biri de Rojbîn Deniz’in kaleme aldığı Şengal’de yaşayan ve DAİŞ saldırılarından kurtulan Dayê Xunav’ın yaşam öyküsü. “Dağlarsız bir yaşam biz Ezidîler’i fermana götürür” diyen Dayê Xunav’ın acı, hüzün, direniş ve onur yüklü hikayesinin ilk bölümünü bir solukta okumak mümkün. 

ARAYIŞIN BULUŞMA NOKTASI YOLDAŞLIK

Kürtçe ve Türkçe Portre sayfalarında ise Kate Sheppard ile Mary Wollstonecraft’ın hayat hikayelerini anlatan yazılara yer verildi. 

Anı/anlatı kategorisinde Zîn Koçer, gerilla mekanlarında patika ve uzun yolculukların yolcuda yarattığı haz ve huzuru anlatıyor.