Barış ve Güvenlik İçin, İşgale ve Kadın Kırımına Karşı Mücadele Girişimi ‘Tüm uluslararası kuruluşlara çağrı’ başlığı ile yayınladığı yazılı açıklamasında şunları belirtti: “Taliban, Afganistan’da başkent Kabil başta olmak üzere birçok yerleşim yerini ele geçirerek şeriat yönetimi ilan etti. Kadın haklarına ancak şeriat düzeninde saygı duyacaklarını açıklayan Taliban’ın, şimdiden kadınların temel haklarını yok sayan, onlara yaşam alanı bırakmayan bir dizi kararı uygulamaya başladığına dair bilgiler gelmeye başladı.
Dünya kamuoyunun da hatırlayacağı üzere 1996-2001 yılları arasında Afganistan, Taliban yönetimine girmiş; ilan edilen şeriat yönetimiyle birlikte, kadınların ve kız çocukların eğitim alması, siyasete katılması, kamusal alanda konuşması engellenmiş; bu kurallara uymayan kadınların ya parmağı kesilmiş ya da recm veya idam edilmişlerdir. Taliban’ın iktidardan uzaklaştırılması ve Afgan kadınların direniş ve mücadeleleri ile kız çocukları eğitim hakkına kavuşmuş, burka zorunluluğu kaldırılmış, kadına yönelik şiddetle mücadele yasası ve çalışma yasağının kaldırılması gibi birçok kazanım elde edilmiş ve bu kazanımlar Taliban’ın yönetimi el geçirmesine kadar süregelmiştir.
Dün El-Nusra, bugün IŞİD, ÖSO ve son olarak da Taliban’ın kadın özgürlük mücadelesine, kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere var oluşlarına karşı yıkıcı bir erkek egemen faşist zihniyete sahip olduklarına dair yüzlerce acı örnek verilebilir. 2011 yılında Suriye savaşıyla birlikte kendi öz gücüyle yeni ve ortak bir yaşamı ören Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Ermeni, Çerkez, Türkmen, Çeçen ve Keldani halklarının inşa ettiği ve bir kadın devrimi olan Rojava Devrimi, bütün Ortadoğu’da bir model oldu. Ancak IŞİD ve arkasındaki bölge güçleri, Ortadoğu’nun karanlık tarihini yırtan, kadınların, halkların, dini ve mezhep gruplarının birlikte, eşit ve ortak yaşamının örüldüğü Rojava devrimini boğmak amacıyla Kobanê’yi işgal etmeye çalıştılar, Şengal’da kaçırdıkları kadınlar için köle pazarları kurdular. Binlerce Êzidî, Kürt ve Arap kadın katledildi, göç ettirildi, kaçırıldı, tecavüz edildi, kadınların dışarı çıkması yasaklandı, sünnet zorunluluğu getirildi.
Kadınların özellikle Ortadoğu'da tarih boyunca büyük bir kırım ile karşı karşıya kaldığı gerçeği ortada iken bugün Afganistan’da temsilciliği bulunan ve uluslararası alanda faaliyet yürüten kimi kuruluşların Taliban temsilcilerini muhatap kabul ederek görüşmelerini şaşkınla izlemekteyiz. Afganistan’da Taliban yönetimini muhatap almak demek mevcut durumda yaşanan hak ihlallerini meşru görme tehlikesini de beraberinde getirmektedir.
Son olarak Taliban rejimi, kadınlar için eşitsizliğin, hak ihlallerinin ve ölümün bir diğer adıdır. Yakın zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sarf edilen sözlerin tam aksine, ‘Barış ve Güvenlik İçin, İşgale ve Kadın Kırımına Karşı Mücadele Girişimi’ olarak da kadınlar olarak da Taliban’ın inancıyla alakalı ters yanlarımız çok ve Taliban gibi kadın düşmanı bir örgütle anlaşacağımız yok! AKP iktidarının IŞİD gibi çetelere vermiş olduğu aktif destek nerdeyse tüm dünya tarafından biliniyorken; üstelik ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi' olan İstanbul Sözleşmesi henüz bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilmişken Türkiye’nin Afganistan’da Taliban ile ortak çalışma hevesi düşündürücü olduğu kadar kaygı vericidir de!
Buradan, ‘Barış ve Güvenlik İçin, İşgale ve Kadın Kırımına Karşı Mücadele Girişimi’ adına, uluslararası tüm kuruluşlara çağrı yapıyoruz:
-Taliban’ın bir an önce silahsızlandırılması için acilen harekete geçilmelidir!
-Taliban’ın silahlanmasına yardımda bulunan tüm güç ve devletlere karşı hemen yaptırımlar uygulanmalıdır!
-Afganistan’daki kadın ve çocuklar başta olmak üzere Taliban karşıtı tüm kesimlerin yaşam hakkı gözetilerek bu köktendinci rejiminin karşısında acilen her türlü önlem alınmalıdır!
-Bu önlemler alınırken aynı zamanda Taliban hükümetinin tanınmasına karşı durmaya ve Afgan kadınların gerici erkek faşizmine karşı direniş ve mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz.”