Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), yaptığı yazılı açıklamada  şunları belirtti:

“Faşist ve işgalci Türk devleti başta Güney Kürdistan olmak üzere Rojava ve Kuzey Kürdistan’da Kürt halkına benzersiz bir soykırım politikası uygulamaktadır. Faşist Türk devleti soykırım politikalarında hiçbir sınır tanımamakta, siviller ile birlikte Kürdistan doğasını da yok etmekte, yakıp yıkmaktadır. Faşist ve işgalci Türk ordusu tarafından 20 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla Zaxo’nun Derkarê Beldesi’ne bağlı Perexê Köyü’ne gerçekleştirilen bombardımanda 8 turist hayatını kaybetmiş ve 23 turist yaralanmıştır. Bunlar ilk sivil kayıplar olmadığı gibi faşist Türk devleti durdurulmadığı takdirde son da olmayacaktır.

ULUSLAR ARASI GÜÇLER TC’NİN SAVAŞ SUÇLARINA ORTAKLIK ETMEMELİ

Unutulmamalıdır ki; faşist ve işgalci Türk devletine ait uçakların Güney Kürdistan ve Rojava hava sahasında dolaşmasına göz yuman başta BM olmak üzere AB ve ABD’nin başını çektiği uluslar arası güçler de faşist Türk devleti kadar bu katliamlardan sorumludur. Başta BM, ABD ve AB olmak üzere  uluslar arası güçler Türkiye’nin bu katliamcı ve ahlaksız saldırılarına karşı tutum almalı; TC’nin savaş suçlarına ortaklık etmemelidir. Bugün atılacak en önemli ve gerekli adım ise Güney Kürdistan ve Rojava hava sahasının işgalci ve faşist Türk devletine kapatılmasıdır.

Bu soykırımcı saldırılara karşı başta sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve kadın hareketleri olmak üzere uluslar arası kamuoyunu ortak tutum geliştirerek, halkımızın iradesini hedef alan kirli siyasetlere karşı, Kürt özgürlük gerillası etrafında birleşmeye, her yerde direnişi ve mücadeleyi büyütme çağrısı yapıyoruz.

Zap, Avaşîn ve Metîna’da, Kürt özgürlük gerillasının büyük direnişi karşısında tarihi bir yenilgi yaşayan faşist ve işgalci Türk devleti, yasaklı ve suç kapsamına giren taktik nükleer bombalar, termobarik silahlar ve kimyasal silahlar kullanmaktadır. Êzidî halkına yapılan saldırılar, Rojava'yı işgal etme girişimleri, DAİŞ terörünü tekrardan canlandırma çabaları ile bu faşist ve işgalci güç esasında tüm insanlığı tehdit etmektedir. Buna rağmen istediği sonucu alamamaktadır. Yeni bir Osmanlı kurma hayaliyle tüm bölgeyi işgal etmek isteyen bu faşist rejim durdurulmadığı taktirde sadece daha fazla katliam yaşanacak ve kan akacaktır. Türk faşizmi ortadan kaldırılmadan başta Ortadoğu olmak üzere dünyada huzur olmayacaktır. Lozan Antlaşması'nın yıl dönümünde NATO desteğiyle faşist Türk devleti yeniden Misak-i Mili diyerek Halep’ten Musul’a -Kerkük’e kadar Kürdistan’ı yeniden işgal etmek istemektedir.

Yapılan tüm saldırılara karşı, Rêber APO’nun demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasıyla hayat bulan ve Rojava'da milyonlarca insanın hayatını kökten değiştiren bir devrim gerçekleşti. Bugün Rojava’da milyonlarca insan barış içinde yaşıyor. Bunu sağlayan demokratik ve özgür bir yaşam sistemi kuruldu. Çok etnikli, çok dilli ve çok dinli bir proje ortaya çıktı. Rojava devriminin 10. yılı bunun en önemli kanıtıdır. Bu nedenle Rojava Devrimi'ni korumak tüm insanlığın en temel görevidir.

23 TEMMUZ'DAKİ EYLEMLERE GÜÇLÜ KATILALIM

Lozan Antlaşması'nın yıl dönümünde soykırımcı Türk devletine karşı Kürt Özgürlük gerillasının etrafında birleşelim ve Rojava Kadın Devrimi'ni savunalım. Kürt halkı ve dostları olarak “varlığımız koruma ve özgürlüğümüzü sağlama” temelinde seferberlik ruhuyla mücadelemizi büyütelim, soykırımcılardan tarihin en büyük hesabını soralım.

Bu temelde Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) olarak, Kürt halkını soykırıma uğratmak isteyen tüm gerici güçlere karşı ulusal birlik ruhuyla 23 Temmuz’da Avrupa’nın birçok noktasında, Avustralya ve Kanada’da gerçekleşecek yürüyüşlere başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı, gençleri, dostlarımızı ve demokratik güçleri katılmaya çağırıyoruz.”