Türkiye Lanzarote Sözleşmesi’ne uymuyor

Türkiye, çocukların cinsel şiddetten korunmasına yönelik ilk bölgesel anlaşma olan Lanzarote Sözleşmesi’ne taraf olduğu halde gereklerini yerine getirmiyor.

LANZAROTE SÖZLEŞMESİ

Türkiye’de 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’, 10 Eylül 2011’den beri yürürlükte olduğu halde çocuklara yönelik cinsel saldırılara dair hiçbir etkili soruşturma yürütmüyor ve failleri hak ettiği gibi cezalandırmıyor. 

Mêrdîn’de farklı tarihlerde 3 kişi tarafından tecavüze uğrayan çocuğun, doğurduğu bebeğin ölümünden sorumlu bulunarak "kasten öldürme" suçlamasıyla 16 Ocak'tan beri tutuklu olduğu, geçtiğimiz hafta avukatı aracılığıyla JINNEWS'e gönderdiği mektupla ortaya çıkmıştı. Çocuğun doğurduğu bebeğin DNA testi ile babası olduğu kanıtlanan N.Ç.’nin baskı ve tehdidi altında verdiği ve failden şikayetçi olmadığını söylediği ilk ifadesini esas alan savcılık, “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçlamasıyla başlatılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Çocuğun baskı altında verdiği ilk ifadeden sonra yazdığı mektupta başından geçenleri ayrıntılı bir biçimde anlatmasına rağmen başsavcılık, 20 Mayıs 2024’te failler N.Ç., M.Ç. ve M.S.Ö. hakkında “yeterli delil olmadığı” gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. TJA ve Mêrdin Şahmaran Kadın Platformu, tecavüze uğrayan kız çocuğuyla dayanışma çağrısında bulunurken Türkiye’ye imzacısı olduğu Lanzarote Sözleşmesi’ni hatırlatarak uluslararası geçerlilikteki sözleşmeye uyma yükümlülüğüne dikkat çekti.

40 BİN 713 CİNSEL İSTİSMAR DOSYASI

Adalet Bakanlığının verilerine göre; 2023’te “çocukların cinsel istismarı” suçundan 40 bin 713 yeni dosya açıldı. Ceza mahkemelerinde çocuk istismarından yargılanan 344 kişinin cezası “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” uygulamasıyla ertelendi. Cumhuriyet savcılıklarında “reşit olmayanla cinsel ilişki” suçundan 23 bin 390 yeni soruşturma açıldı ve bu soruşturmalarda 21 bin 101 şüpheli belirlendi. Çocuklara yönelik istismara dair hiçbir etkili soruşturmanın yürütülmediği ve faillerin hak ettiği gibi cezalandırılmadığı göz önüne alındığında Türkiye’nin taraf olduğu Lanzarote Sözleşmesi'nin kapsam ve içeriğini hatırlamakta fayda var.

LANZAROTE SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Lanzarote Sözleşmesi, çocukların cinsel şiddetten korunmasına adanan ilk bölgesel anlaşmadır. İspanya'nın Lanzarote Adası’nda 25 Ekim 2007’de Avrupa Birliği üyesi ve birlik dışındaki ülkelerin katılımıyla kabul edildi, 2010’a gelindiğinde tüm Avrupa Konseyi üyesi devletler tarafından imzalandı. Özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi ve çocuğa yönelik cinsel saldırıların önlenmesi amacıyla Avrupa Birliği ülkeleri tarafından geliştirilen bu sözleşme, devletlere pozitif yükümlülükler getirmektedir. Anlaşmaya imza atan devletler arasında Türkiye de var.

TÜRKİYE’DE 2011’DEN BERİ YÜRÜRLÜKTE

 Sözleşme, 13 Ağustos 2010’da Türkiye Meclisi Başkanlığına sunuldu. Kabul edilebilmesi için bir kanun tasarısı oluşturuldu ve bu tasarı, Dışişleri, Adalet, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler komisyonları tarafından incelendi. Meclis, Lanzarote Sözleşmesi’ne taraf olunmasını öneren kanun tasarısını kabul etti. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki  Bakanlar Kurulu, 18 Temmuz 2011’de Lanzarote Sözleşmesi’ne dahil olunmasına karar verdi. 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi' 10 Eylül 2011’de 28050 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak Türkiye'de yürürlüğe girdi.

DEVLETLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Lanzarote Sözleşmesi, “4 P’li yaklaşım” olan Önleme (Prevention), Koruma (Protection), Kovuşturma (Prosecution) ve Ulusal ve Uluslararası İşbirliğini Teşvik (Promotion) aracılığıyla çocuklara karşı cinsel şiddete yönelik bütüncül bir tepki sunulmasını amaçlamaktadır. Önleme faaliyetleri kapsamında, çocuklarda cinsel sömürü ve istismar konusunda farkındalık oluşturmak öncelikli hedeftir. Çocuklarla çalışan kişilerin taraması ve eğitimi ile hüküm giymiş ve potansiyel cinsel suçlulara müdahale ve düzenli olarak takip edilmeleri önleme tedbirleri kapsamındadır.

KORUMA FAALİYETLERİ

Koruma faaliyetleri kapsamında, istismara ilişkin 'her türlü' şüphenin ihbar edilmesi, bu konuda telefon ve internet yardım hatlarının kurulması ilk basamaktır. "Mağdurun emniyetini, mahremiyetini, kimliğini ve imajını korumaya yönelik çocuk dostu adli takibatın işleyişe girmesi sağlanmalıdır. Önemli olarak da çocuk mağdurlar ile yapılan görüşmelerin sayısı sınırlı olmalıdır; görüşme güven verici bir yerde, spesifik olarak bu amaçla eğitilmiş profesyoneller ile yapılmalıdır" maddesi, istismar ve cinsel şiddet mağduru çocuğu korumaya yönelik uyulması gereken çerçeveyi çizmektedir. Mağdura yönelik tedavi edici yardım, acil durum psikolojik bakım hizmetini sağlamak ve mağdur ile ailesine yönelik destekleyici programlar kurmak da koruma tedbirleri kapsamında yer almaktadır.

KOVUŞTURMANIN KAPSAMI

Kovuşturma kapsamında ise çocuğun istismarı, fuhuşa sürükleme yoluyla cinsel sömürü, çocuk pornografisi, çocukların yozlaştırılması, cinsel ima yoluyla buluşma talebinde bulunmak konuları hakkında net suç tanımları yapan Lanzarote Sözleşmesi, belirtilen suçların karşılığında yürütülecek kovuşturmaların yöntemine dair de hükümler içermektedir. İstismar başlığı altında zorlama, güç kullanma, tehdit, şantaj ve imayı suç kapsamında gören sözleşme, çocukların kovuşturma sürecinde koruma ve gözetim altında bulunma ve gerekli psikolojik desteğin verilmesi koşullarının mutlak surette sağlanması gerektiğini savunur.

İÇ HUKUK SÜRDÜRÜCELERİNİ AŞAN NETLİKTE

Sözleşme kapsamında faillerin tanımları ve işlenen suçlar, iç hukuk sürdürücülerinin kişisel kanaatinin devreye giremeyeceği kadar nettir. Sözleşme, ülkesel düzeyde etkili, koordine ve kapsamlı politikaların benimsenmesi ve uygulanmasını; uluslararası düzeyde ise devletlerin problemleri tespit ve analiz etmelerini, ortak çözümler bulmalarını ve uygulamalarını, verileri ve uzman görüşlerini paylaşmalarını, cezadan muaf tutulma durumuyla mücadele etmelerini ve koruma önlemlerini geliştirmelerini esas almaktadır.