YJA Star Basın Merkezi, Gurbetelli Ersöz’ün şehadet yıl dönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Özgür basın geleneğinin yaratılmasında büyük emek sahibi olan devrimci gazeteci Gurbetelli Ersöz’ü şehadetinin yıl dönümünde sonsuz sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz. Gurbetelliler’in hakikat yolunun yılmaz takipçisi olan kadın basın şehitlerimizi anarken, anılarına bağlılığın gereği özgür basın çizgisini daha da yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.
Kürt halkı adına herhangi bir politik ve siyasi faaliyet içerisine girmenin büyük suç sayıldığı 90’lı yıllarda Gurbetelli Ersöz; Türkiye’de Özgür Gündem gazetesinde yönetim kurulu görevlerini yürüterek, halkının cesur sesi olma yürekliliğini göstermiş ve kadın öncülüğünün önemli bir sembolüne dönüşmüştür. Halkının özgürlük çığlıklarını duymazdan gelmeyerek, gerçek bir aydın sorumluluğuyla özgürlük sorununa yaklaşan Gurbetelli Ersöz, Kürt halkının özgürlük çığlıklarının sesi olmayı başarmıştır. Türkiye sahasında gazetecilik yaptığı için TC faşizmi tarafından esir alınarak tutuklanan ve bir süre tutuklu kalan devrimci gazeteci Gurbetelli Ersöz, bırakılmasının ardından büyük devrimsel çıkışını Önderlik sahasında gerçekleştirmiştir. Burada sınıf sorunu, ulusal sorun ve cins sorunu noktasında önemli düşünsel bir bilince ulaşan Gurbetelli Ersöz, yönünü Kürdistan dağlarına vermiştir. Devrimci gazeteci Gurbetelli Ersöz’ün sıçrama yaratan yoğunlaşmaları onu özgür kadın çizgisinde derinleştirmiş ve YAJK merkez üyeliği çalışmalarında yer alarak hem Kürt halkının özgürlük savaşında hem de kadının özgürleştirilmesi mücadelesinde büyük bir misyon üstlenmiştir. YAJK merkez üyesi olarak devrimci mücadelesini yürüttüğü esnada 1997 yılı, 7 Ekim günü bir grup kadın arkadaşıyla Zap alanından Garê’ye geçerken Sergelê boğazında şehadete ulaşmıştır.
Ne tesadüftür ki, Gurbetelli Ersöz Arkadaş’ın şehadete ulaştığı yerde bugün binlerce özgürlük militanı Kürt halkını kardeş kavgasına sürükleyenlere karşı fedaice direnerek büyük bir özgürlük savaşı yürütmektedir. Fakat; İhanet çizgisini temsil edenlerin tüm çabalarına rağmen Gurbetelliler’in yürüyüşü hiçbir zaman durdurulamamıştır. Aksine Gurbetelliler’in izinden yürüyenler; kalemleri ve kameralarıyla Kürdistan’daki sömürgeciliğin gerçeklerini topluma göstermeye devam etmişlerdir. Deniz Fıratlar, Nujiyan Erhanlar, Hindistan Penaberler, Zelal Sîdemler, Ekin Vanlar, Jiyan Amargiler ve daha onlarcası; her biri hakikatin büyük birer savaşçısı olarak özel savaşın kirli oyunlarını deşifre etmeyi başarmıştır. Eğer Nûjîyan Erhanlar; KDP peşmergelerinin Şengal’i DAİŞ’e teslim edip kaçmasını belgelemeseydi özel savaş Êzîdî halkımızı kör, sağır ve de dilsiz bırakacaktı. Eğer Jîyan Amargîler; Botan gerillasını kadrajına almasaydı, sömürgeci, faşist TC özel savaşı; psikolojik operasyonlarıyla halkı manipüle etmeye devam edecekti. Sakine Cansızlar’dan Gülnaz Karataşlar’a, Mine Çelebiler’den Gurbetelli Ersözler’e, Deniz Fıratlar’dan Arjîn Amedler’e, Şîlan Araslar’dan Hebûn Azadlar’a, Avaşîn Irmaklar’dan, Rojînda Adalar’a, Sarya Onurlar’dan, Tamara Zînler’e, Armanç Goçkarlar’dan Jiyan Amargîler’e, Gülnaz Egeler’den, Amara Ronahiler’e, özgür basının kadın şehitleri devrim gerçeğinin gözü, kulağı, yüreği, aklı, vicdanıdırlar. Onlar hakikat mücadeleleriyle Kürt kadınının onurlu duruşu ve yüz akıdırlar. Özgür basının kadın şehitleri hakikat yolunda bedel vermekten kaçınmayan basıncılığın gerçek ilkeleridirler.
Kürt Özgürlük Hareketi, başladığı ilk günden bu güne Kürt varlığını inkar eden egemen tarih karşısında büyük bir mücadele içine girmiştir. Kürt gerçekliğinin tarihte hak ettiği yeri bulması uğruna binlerce hakikat savaşçısı canlarını bedel vermeyi bir onur bilmiştir. Eğer bugün Kürt halkı Ortadoğu’nun öncü gücü haline gelmişse bu verilen bedellerin büyüklüğü sayesinde olmuştur. Özgür basın çizgisinde mücadele eden binlerce özgürlük savaşçısı Kürt halkına karşı işlenen tarihi ihanetlerin ortaya çıkarılmasında büyük bir rol üstlenmişleridir. Devrimci olmanın gereği yeri geldiğinde kalemleri ve kameralarıyla, yeri geldiğinde silahlarıyla hakikat savaşçılığını sürdürmüşlerdir. Bu anlamda, özgür basının kadın şehitleri, gerçeğin yeniden yaratıcı gücüdürler. Özgür basının kadın şehitleri bu topraklarda kaybedilen hakikatin gerçek arayışçılarındandırlar. Özgür basının kadın şehitleri kadın özgürlük bilincinin güçlü temsili, kadının gerçekleşmiş iradesinin ispatıdırlar. Bu anlamda özgür basın geleneği büyük emeklerin mirasıdır. Sadece günlük olayların takip edildiği klasik basıncılığın aksine, özgür basıncılık gücünü ezilenlerin tarihsel perspektifinden alan tüm ezilenlerin demokratik kurumlaşmalarından en önemlisidir. Bu bilinçle bizler de özgür basının kadın çizgisinde derinleşmeyi ve özgür basının kadın şehitlerine layık bir pratikleşmeyi esas alma iddiasındayız.
Hakikat yolunun aydınlık meşalesi olan özgür basının kadın şehitleri hakikat savaşımızın başarıya ulaştırılmasında temel moral ve güç kaynağımızdır. Onlar en zor koşulların devrimciliğini yaparken ellerinden kameralarını ve kalemlerini hiç bırakmadılar. Onları anmak, hatırlamak, yarattıkları değerleri sahiplenmek yürüyüşümüzü daha da güçlendiriyor. Bizler onların mücadelesi sayesinde var olduk. Onlar gerçekler uğruna canlarını bedel verdiler. Ve bugün Kürdistan’ın dört bir parçası, Ortadoğu ve Avrupa’da onlarca basın yayın kuruluşu kadın rengiyle yayın yapmakta, kadın mücadelesini tüm dünyaya duyurmaktadır. Hem Kürt halkının mücadelesinde gerçeklerin topluma sunulmasında hem de cins mücadelesinde kadınların öz söylemlerini oluşturma, öz iradelerini açığa çıkarmasında şehitlerimizin verdiği emek unutulmazdır.
Şehitlerimiz iyi, güzel ve doğrunun gerçek temsilcileri ve mücadelemizin özüdürler. Onları tanımak, anmak ve hiç unutmamak özgür kadının mücadele tarihinin gerçek özüyle buluşmasıdır. Bu temelde mücadelemizin ışığı şehitlerimizi her zaman anacak ve bize gösterdikleri hakikat yolundan asla ayrılmayacağız. Onları mücadelemizde yaşatma sözümüzü yinelerken özgürlük mücadelemizde bayraklarını zirveye taşıma ısrarımızın sonuna kadar sürdüreceğimizin karar ve ısrarını belirtiyoruz.”