Dengbej Şero’nun sesi...

Dengbej Şero’nun sesi...

Fado, chalga, flâmenko, roman, kumbia, tango, klam gibi halkların geleneksel müzikleri son yıllarda etnik müzik yerine "world music" ismiyle insanlıðın ortak deðerleri olarak kabul görülmesi yönündeki eðilim giderek güçleniyor. Bu, dünyanın kültür mirasının milliyetçi övgülerden ve egemen yaklaşımlardan kurtularak evrenselleşmesine büyük katkı saðlayabilir.

Yerel müziðin korunması; egemen kültürlerin hızla dünyayı işgal edip farklılıkları ortadan kaldırmasını engelleyen tek yoldur. Bu kendi dinamikleriyle modernizasyonu yaşamamış Kürtler gibi halklar için çok daha yaşamsal anlamlar taşıyor. Bir yandan modern kitle iletişim araçlarının sahiplik yapısı bir yandan kendi kültürlerinin baskı altına alınarak özgür gelişme şansı tanınmaması bu tehditlerin kaynaðını oluşturuyor.

Kürtler geleneksel müziklerini son yüzyıla kadar korumasını başardılar. Bu özellikle 20. yüzyılın sonuna kadar başarılı şekilde sürdürüldüðünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Güçlü üretim ve performanslarıyla sadece Kürtleri deðil çevre halkları da cezp ettiler. Kürtlerle yaşayan deðerli Ermeni seslerinin (Grabate Xaço, Aram Tigran ve daha birçoklarının) Kürtçe söylemeleri yine Gürcü, Ermeni ve Türklerin Kürt müziðinden etkilenmeleri (yer yer onu taklit etmeye çalışmaları) buna örnek gösterilebilir.

20. yüzyıl seslerinden en önemlilerinden biri de Ermenistan Kürtleri içinde yaşayan Şeroye Bro’dur. Bu yüzyılın Kürtleri güzel sesleri çanlara benzetirlerdi. Onlar güzel söyleyen dengbejlerin seslerinin çanlar gibi göklere yükseldiðini hissederlerdi. Bro için tam da böyle söylenirdi. O gerçek anlamda halkın içinde çıkmış, ondan beslenmiş ve ona seslenmişti.

Şeroye Bro 1888’de Iðdır’ın Sürmeli köyünde dünyaya geldi. Ezidi olan ailesi Osmanlı baskılarından kaçıp Kafkaslara sıðındıðında o daha çocuktu. Dünyayı tanımaya başladıðında Ermenistan’ın Talin bölgesindeki Tilik köyünde olduðunu söyler. Köylerinde Kürtler, Ermeniler ve Rus Molokonları yaşıyordu. Orada kilise okuluna giderek Rusçayı çok iyi öðrenir. Babası bir çobandı ve o da sık sık babası ile birlikte kuzu otlatmaya gidiyordu. Kendi çaðının çobanları gibi çakısıyla yaptıðı küçük düdükler onun ilk enstrümanları olur. Onlardan çıkardıðı melodiler onun geleceðinin çizgilerini yaratıyordu.

YAYLALARIN OZANI

Bro 20. yy da Kürt ulusal akımını yani doðal yurtseverliði temsil ediyordu. Kürt melodilerini çok seviyordu ve çocukluðunu bunları söyleyerek geçirdi. Giderek kendisi de şiir yazmaya ve bunlardan müzikler yapmaya başladı. Onun doðanın güzelliklerinden etkilenerek yarattıðı melodiler inanılmaz romantik müziklere dönüşüyordu. Halkın içinden beslenen şairliði ve doðal besteciliði onun sanatsal kişiliðini yaratıyordu.

15 yaşında anne ve babasını kaybetti ve bundan sonra kendini bir bütün olarak müziðe verdi. Bu dönemlerde birçok düðün ve yaslara katılıyor ve böylece Kürt ulusal bilgisi ve kültürel deneyimini büyütüp geliştiriyordu. Bu onun Kürt müziðine olan sevgisini büyütüyordu. Çünkü Kürt geleneklerinden, giyiminden etkileniyordu. Özellikle yaşamları etkileyiciydi; baharın ilk esintileriyle birlikte biraz kap kacak ve çadırlarını alıp atlarına yükleyen insanlar hayvanlarını alıp patikalardan daðların yeşil yaylalarına doðru uzanıyorlardı. Buralarda belirledikleri obalara kara çadırlarını açar yerleşirlerdi. Kısa sürede otlaklara serilen hayvanlar ve oynaşan çocuklar ile buralar bayram yerlerine dönüşürdü. Şeroye Bro bu yaylaların dengbejiydi.

Tiflis’teki Bakış gazetesi için bir yazı kaleme alan Maya Karamanova Kürtlerin düðünlerini şöyle anlatıyor:

“Köyler ve yaylalarda büyüyen genç kız ve erkekler bir birlerini doðada tanıyorlardı. Ermenistan’ın daðlık bölgesinde bu düðünleri görenler olayın güzelliðini, lirik şiirlerini ve yakıcı danslarını unutamazdı. Kadınlar, yaşlılar, çocuklar herkes bu düðünlere atlarla geliyordu. Renkli elbiseler giymiş insanlar çadırların arasında dans edip şarkı söylüyorlardı. Gelinin yastıðını çalanlar onu damada istediði fiyata satma hakkına sahip oluyordu. Çevrede kazanlarda yemekler, saclarda ekmekler pişiyordu.

Akşamları o ateşlerin çevresinde toplanan gençler sabaha kadar dans edip eðleniyorlardı. O gençlerin en büyük dilekleri de kendi düðünlerinde Şeroye Bro’nun şarkı söylemesiydi. Bu durum, Kürt ozanın ruhuna ve şarkılarına ilham kaynaðı oluyordu. O ruh, onunu hayatının temasıydı. Bu yüzden tüm insanlar onu düðünlerine davet ediyorlardı. Düðünlere gidenler önce onu soruyordu.”

KÜRT MÜZÝÐÝNDE SÝLÝNMEZ BÝR ÝZ BIRAKTI

Bro 24 yaşına geldiðinde Kafkasya’da yaşayan Kürtler arasında tanınmaya başlandı. O sadece bir ozan deðil sevilen bir insan, gerçek bir dost ve arkadaştı. Çünkü o şarkı söylediðinde dinleyicisiyle duygusal bað kurabiliyor ve böylece çevresindeki herkesi etkileyebiliyordu. Onun hiç müzik eðitimi yoktu, kendi kültüründen ve doðadan etkilenen gerçek bir halk ozanıydı. Çoban ve kır yaşamını, doða güzelliklerini anlatan pastoral ve coşkulu söylemleri vardı. Ama tabi Kürtlerin olmazsa olmazlarından, epik övgüler içeren yiðitlik şarkılarından da hiç eksik kalmadı. Bütün bunlar onun içinden gelen seslerin sonuçlarıydı.

O sadece klasikleşmiş anonim şarkıları söylemedi aynı zamanda bazılarını kendisi bestelerdi ve yeni klasikler yarattı. Şivan Perwer, Şemdin, Feyzoye Rıza ve daha birçokları onun şarkılarını söyledi. Kürt klasiklerinden Desmalamın, Hekimo, Hozan Daxê, Zeriyê, Teşi Gede Dino, Xerap Malbum, Meyremê, Dotmam gibi şarkıları seslendirdi. Erivan Radyosu’nda Seîdê Şamedîn, Karapetê Xaço, Reşîdê Baso, Memê Kurdo, Efoyê Esed, Egîdê Têcir, Memoyê Silo, Şibliyê Çaçan, Xana Zazê, Asa Evdile, Egîdê Cimo, Aramê Tîkranve Silêmanê Mecîd gibi dönemin ünlü isimleriyle çalıştı.

Çok sevdiði, Kewa Derveş ile evlendi. 8 çocukları oldu. Ancak dramatik bir şekilde çocuklarından dördü öldü. Belki de bunun acısındandı tekrar Tiflis’ten ayrılıp Ermenistan’a geri gitti. Ýkinci dünya savaşı başladıðında onu alıp Arsenel askeri fabrikasına çalışmaya gönderdiler, savaş bitinceye kadar da orda çalıştı. Ancak çocuklarının ölümü durmadı, Ýsmail isimli çocuðu 28 yaşında öldü. Bu ona büyük acı veriyordu. Sað kalan çocukları Xezal ve Kerem de klam söyledi.

Erivan Radyosu 1960’ta Şero’ye Bro’yu davet ederek şarkılarını kaydetti ve ölümsüzleştirdi. Bu tarihten sonra Erivan radyosunda Bro’nun sesi hiç eksilmedi. O Kürtlere bu coşku ve hizmeti hiçbir karşılık almadan yaptı, bu yüzden Bro ömrünün son günlerine kadar ırgatlık yaparak yaşadı.

Kürt ozan, 1970 yılında, 82 yaşında yaşama veda etti. Ancak sesi dünyanın dört bir yanındaki Kürtlerin kulaklarından eksik olmadı. Bu gün Kürtlerin medyasında, televizyon ve radyolarında Şero’ye Bro’nun sesi yankılanıyor.

Şeroye Bro 70 yaşına kadar düðünlerde ve yaslarda söylemeyi sürdürdü. O eski Sovyet Kürtlerinde öyle bir etki bıraktı ki onun ardından hikâyeler ve şiirler söylendi. Ferike Usuf‘ın yazdıðı “Şero’nin sesi” ve “Wezire Eşon’un “yaşlı dengbej” şiirleri bunlardan sadece ikisidir.

ANF NEWS AGENCY