Elegez’de Kürt tiyatrosu -Eskere Boyik

Elegez’de Kürt tiyatrosu -Eskere Boyik

1937 yılında Kürt köyü Elegez’de Kürtçe devlet tiyatrosu kuruldu. Tiyatronun başkanı o zamanki ismiyle Qundexsazê köyünden Celatê Koto, rejisörlüðüne Solak Nikogosyan, edebi danışmanlıðına ünlü ermeni aktör Mkrtîç Canan getirildi.

Tiyatro aslında sıfırdan başlamıştı. Burada ne ulusal kadrolar nede tiyatro ve oyunculuk konusunda uzman kişiler vardı. Ayrıca o zaman çok fazla tiyatro (senaryo) da yoktu. Ama Ermenistan’ın profesyonel tiyatro yazarları ve oyuncuları bu tiyatroyu sahiplenip oyuncu ekibe destek verdi.

Ýlk oyuncular Qundexsaz, Elegez, Mirek, Pampa Kurda, Cercerîs, Qurubxaz, Çobangermes, Senger, Korbilax, Karvansere, Camişlü gibi Kürt köylerinden seçildi. Aktörler orta öðrenim görmüş insanlardan seçildi. Bazıları daha tiyatro ve oyunculuðun ne olduðunu bile bilmiyorlardı. Bu yüzden de ilk yıllar ekip için arayış ve eðitim dönemi oldu. Aynı yıllarda Ermeni yazarlar tiyatro için Kürt toplumunun yaşamı üzerine oyunlar yazmaya başlamışlardı.

S. Gênosyan’ın yazdıðı “Keça Mîrê”, (Mir’in Kızı), “Kerr û Kulik”, “Heso”, S. Kojoyan’ın “Xuliqandina Rojê” (Güneşin Yaratılışı); V. Şoxêryan’ın “Kenarê Elegezê” (Elegez’in Kenarı); V. Manvêlyan’ın “Nêçîra Lalvarê” (Lalver Avı) bunlardan bazılarıydı.

TÝYATRO DEVLET DESTEÐÝ ÝLE KURULDU

Kolektife iyi bir devlet desteði vardı. Grubun oyuncuları ülkedeki diðer devlet tiyatro oyuncularına verilen aylık kadar maaşa baðlandı. Yazılan tiyatrolarda Erivan yönetiminin teşvik ve desteðini alıyordu. Ünlü Ermeni oyuncular sıkça ekibi ziyaret ederek oyuncuların eðitim kalitesini ve yeteneklerini yükseltmeye çalışıyorlardı. Ayrıca seminerler veriyor ve kurslar açıyorlardı.

Tiyatro Kürtlerin sosyal yaşamları için yeni bir şeydi ve büyük ilgiyle izliyorlardı. O dönemin şahitleri tiyatro oynadıðı salonlarda yer kalmadıðından çocuklardan yaşlılara kadar herkesin onları izlemeye koştuðundan söz ederlerdi.

Tarihçi ve Tiyatro eleştirmeni N. Hovakimyan Ermenistan’da yaşayan Azeri ve Kürt tiyatrolarının tarihi kitabında şöyle yazar “Kürt tiyatrosu ilk beş yıllık çalışmasında deðerli eserlere kavuştu ve bir kültürel merkeze dönüştü. O yıllarda genç ve sade oyuncular deðerli yaratıcılar haline gelip profesyonel aktörler haline geldiler. Onlar artık yüksek sanatsallık düzeyindeki rolleri oynayabilir, karakterlerin fikir ve ruhuna inebilir ve izleyicilerin dikkatlerini çekebiliyorlardı.

O tarihlerde Ermenistan’da yayınlanan gazete ve dergiler tiyatro hakkında çok sayıda haber ve makaleler yayınlayarak grubun oyunculuk yeteneklerine yüksek deðer biçtiler. 1939 yılında Ermenistan’ın önde gelen gazetelerinden “Sovetakan Hayastan” şöyle yazıyordu: “Keça Mirekê” nadide bir oyundu ve Zozan, Eli, Qeremane Reşo, Hemide Usiv, Egite Xudo, Ahme Xudo, Cebare Mirzo, Edoye Sultan ise oyunculuklarıyla göz alıcıydılar.”

Grup 1940’ta Gürcistan’a turneye çıktı. Burada yaşayan Kürtler içinde büyük bir heyecana yol açtı. Kürtler sahnenin önünden ayrılmıyordu. Gürcistan’ın “Sovetakan Gurcistan” gazetesi 1940 yılı 209 sayısında şöyle yazıyordu: “Tiyatronun henüz kuruluşunun üçüncü yılında olduðunu ve oyuncuların sahnede ilk adım atan gençler olduðunu dikkate alırsak, sergiledikleri performans büyük bir kazanımdı. Gösterinin yapıldıðı salon izleyicilerle doluyor, her sözleri dikkatle dinleniyor ve büyük bir hevesle izleniyordu.”

ÝKÝNCÝ DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA OYNAMAYI SÜRDÜRDÜLER

Tiyatro beşinci yılındayken ikinci dünya savaşı başlamıştı. Sovyetler büyük bir savaşa hazırlanıyordu. Kolektif, ülkenin içinde bulunduðu koşullardan dolayı program ve repertuarını yeniden ele aldı. Çünkü Asya halkları faşizm ile hesaplaşmaya hazırlanıyordu. Oyunlarında yurtseverlik, kahramanlık, gibi temalara daha fazla yer vermeye başladı. Bunlardan Ş. Gênosyan”ın “Heso”, Nayîrî Zaryan’nın “Heyfhildan”, H. Şaybûn’un “Mêrgên Elegezê”, ve B. Staffı’nın ‘ Partizan Jeleznyak” gibi oyunlar en çok raðbet kazananlardandı.

Zorlu savaş yıllarında tiyatro grubuna yazar Cerdoyê Gênco başkanlık yaptı. Bu yıllarda yazdıðı “Xûşka Dogtiryê” (Hemşire) ve “Bira” (Kardeş) oyunları uzun süre sahnelerden inmedi.

Ermeni yazar Sogomon Taronsi’nin geleneksel söylencelerden kaleme aldıðı “Mem u Zin” destanı izleyicilerin hafızasında iz bıraktı. S. Taronsi Kürt halkının dostlarındandı, çok iyi Kürtçe biliyor ve Kürt yazarlarının kaleme aldıðı birçok eseri Ermeniceye çevirmişti.

Ekip, giderek daha aðır oyunları sahnelemeye başladı. O yıllarda Ermeni tiyatrosundan; G. Sûndûkyan’nın “Pêpo”, A. Şîrvanzade’nin Ruhê xirav ( Kötü Ruh) , V.Papazyan “Zinar” (Kaya), “Nezerê Mêrxas” (Kahramanın Bakışı), Gürcü tiyatrosundan Midvani’nin “Sîyaneta welat”, Azerbaycan tiyatrosundan ise Cefer Cabbarlı’nın “Sevil” oyunlarını sahneye koydular. Söz konusu oyunlar bölge halklarının en ünlü oyunlarındandı ve onları Kürtçe sahnelemek o kadar da kolay deðildi.

Birkaç oyunu da Ermenice sergilediler bu oyunları Ermeni entelektüelleri ve Erivan sakinlerinin ilgisini çekti. 1947’de Ermenistan Cumhuriyeti Elegez’in Nahiye statüsünü iptal ederek ona baðlı köyleri diðer yerlere baðladı. Kürtçe Devlet Tiyatrosu kapatıldı. Kürtler için bir kültür merkezine dönüşen bu kolektif daðıtıldı. Böylece Kürtlerin kendi kültürlerini yaşama konusundaki umutları yarım kaldı.

Tiyatro kapatıldıðında 10. yılını tamamlamış ve bu süre zarfında 30 oyun sergilemeyi başarmıştı bunların içinde Kürt yazarlara ait oyunlar da vardı. Örneðin Celatê Koto’nun “Lûr de lûr”, H’ecîyê Cindî’nin “Miraz” (Kader) ve Cerdoyê Gênco’nun yukarıda bahsedilen her iki eseri. O yılarda Celate Koto, Sileman Ceferov, Miroye Esed, Cerdoye Genco, Eeliye Heci, Emerike Delo ekibin başkanlıðını üslendiler. Rejisörlük ve sanat danışmanlıðı ise ünlü Ermeni tiyatrocular yapıyordu.

Savaş yıllarında tiyatro çalışmaları güçlükle yürütülüyordu. Sovyet halkları Hitler Almanyasına karşı büyük bir savaş veriyordu ve yaşam koşulları çok güçtü. Kürtler savaşta çok şehit verdi. Binlerce Kürt cepheye gitti. Birçoðunun yerine geriye sadece siyah kâðıtları geldi. Yoksulluk diz boyuydu. Ama yaşamın tüm sorunlarına raðmen tiyatro kolektifi birçok güçlü oyun sergilemeyi başardı. Aktörleri profesyonel oyunculuk düzeyini yakaladı. Eðer tiyatronun sürmesine izin verilseydi Kürt kültürel tarihine önemli bir sayfa daha eklenmiş olacaktı.

TÝYATRONUN KAPATILMASI ANLAMSIZDI

Elegez Tiyatrosu bölge halklarının anıları içinde güzel bir hatıra olarak kaldı. Biz hayatı anlamaya başladıðımızda Tiyatro çoktan kapatılmıştı ama ne zaman tiyatronun ismi geçse onu izleyen insanlar hemen “Mem û Zîn”, “Xece û Siyabend”, “Ker û Kulik”i hatırlatırdı. Özellikle bu oyunlar onların hafızasına kazınmıştı. Daha sonra birçok oyuncusuyla konuştum onlar Tiyatro çalışmalarından sevgiyle söz ediyor, grubun daðıtılmasını anlamsız buluyor ve bundan büyük üzüntü duyuyorlardı.

Ermeni aydın Solak Nikogosyan önemli bir entelektüel ve sanatçıydı. Kürtçeyi çok iyi konuşuyordu. 1970’lerde ben öðrenciyken Kürtçe radyoda program ve rejisörlük yapıyordu. Birkaç kez ben de küçük rollerle onlara katıldım. S. Nikogosyan o zamanlar yaşlıydı artık. Kürt aydın Miroye Esed ve diðer ermeni aydınları ondan “Ermeniceyi mükemmel konuşabilen saygın ve centilmen” biri olara söz ederlerdi. 1955 ile 1989 arasında Kürtçe gazetenin sorumluðunu üstlenmişti. Aynı zamanda Ermenistan parlamentosunun üyesi ve Komünist partinin merkez komite üyesiydi. O bölgede Kürt kültürünün gelişmesine elle tutulur bir katkı sundu.

Tiyatroyu bir dönem yöneten Miroye Esed aynı zamanda iyi bir oyuncuydu. Ýzleyiciler, o oynarken nasıl duygularına hâkim olamadıklarını anlatırlardı. Örneðin “Mem u Zin” oyununda Beko rolünü canlandırdıðı bir sahnede izleyicilerden bazılarının onu taşladıklarından söz ederlerdi.

Elye Heci yurtsever bir insandı yıllarca yaşadıðı Cobangermes köyünün Kürtçe öðretmenliðini ve köy sovyetinin başkanlıðını yapmıştı. Daha sonra bir dönem Tiyatroyu yönetti ve birçok oyunda rol aldı. Oyunculuðu izleyicileri etkilemişti sonraları birçoðu ona espriyle “Artist” diye hitap ederdi.

QAÇAK BÜYÜK BÝR OYUNCU OLABÝLÝRDÝ

Her iki kardeş Qaçax ve Bekire Miho tiyatronun başrol oyuncularıydılar. O dönemde tiyatro hakkında yazılan makale ve haberlerin çoðunda Qaçax için pozitif eleştiriler yapılır oyunculuðundan övgüyle söz edilirdi. O uzun yıllar Aparan ilçe kooperatifinde yönetim çalışmalarına katılmıştı. Eðer tiyatro kapatılmasaydı büyük oyuncu olacaktı. Aynı zamanda Kürt geleneksel danslarının ustasıydı. Uzun yıllar Elegez Kulübünde halk oyunları eðitmenliði yapmıştı. “Mem u Zin” oyunundaki Mem rolü izleyicilerin hafızasında yer edindi.

O oyunda Zin rolünü Xanim Ayvazyan oynamıştı. Xanım ve tiyatroda oynayan Bekir aynen Mem ve Zin gibi birbirlerini sevmişlerdi. Dini engellere raðmen evlenip hayatlarının sonuna kadar birlikte yaşadılar. Çocukları oldu ve evleri Ezidilerin kadim bir ocaðı gibi görüldü.

Elbette ki hayıflanarak söylemeliyiz ki o zaman teknik henüz gelişmediði için tiyatronun çalışmaları bize canlı ulaşmadı. Xanım Ayvazyan bana Tiyatro kapatıldıktan sonra da yanında biraz Fotoðraf ve belgenin kaldıðını ama yazar Emine Evdal’ın kendisinden aldıðını söylüyordu. Yazar öldükten sonra belge ve fotoðrafların ne olduðun öðrenememişlerdi. Bu yüzden o tiyatrodan geriye sadece anılar kaldı.

*Bu çalışma Esker ê Buyik’in arşivinden Reya Teze Muhabiri Miraz e Cemal Tarafından Fırat Haber Ajansı için derlendi.

ANF NEWS AGENCY