Kalkan: Kendimize değil, faşizme yönelelim

Türk cezaevlerindeki fedai eylemlere işaret eden PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, tutsaklara seslendi: “Hep bu tarz eylemlere yönelmemek gerekir. Kendimize değil, faşizme yönelen eylemler içinde olmalıyız.”

Faşizme inat daha çok direnmek, daha çok direnmek için yaşamak gerektiğini vurgulayan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, şunların altını çizdi: “Mücadele içerisinde daha uzun soluklu, faşizme daha fazla vuran yöntemler geliştirmeliyiz. Dar, duygusal ve bireyci yaklaşımlardan uzak durulmalı. ‘Özgürlük iradesine zafer kazandırın’ mesajını doğru anlamalı ve her yerde gereğini yapmalıyız.”

Kalkan, Dengê Welat radyosunda yayınlanan Dilistan programına katılarak gazeteci Ciwan Tunç’un sorularına cevap verdi.

Fedai eylem yapan Zülküf Gezen’i anan Kalkan, şunları söyledi: “Newroz direnişçiliği, zindanlarda başladı ve bugünkü Zülküf Gezen yoldaşın şehadetiye 37 yıl sonra devam ettirilmesi, doruğa çıkartılması oluyor. Bu direniş demirci Kawaların, çağdaş Kawaların direniş geleneğinin sürdürülmesi oldu. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan direnişçiliğinin 2019 Newroz’unda takipçileri çıktı. Nasıl ki demirci Kawa zalim Dehak’ın hükmüne son verdiyse, nasıl ki çağdaş Kawa Mazlum Doğan, Kenan Evren’in askeri cuntasınına son vermişse, onun kendini en güçlü hissettiği dönemde sonunu getirmişse, şimdi Zülküf Gezen yoldaş da çağdaş Kawa’nın izinden yürüyen, çağdaş Kawa devrimciliğini, direnişçiliğini en üst düzeyde yürüten bir kişilik olarak Erdoğan-Bahçeli faşist diktatörlüğünün sonunu getiriyor.”

CENAZELERDEN DE KORKUYORLAR

Zülküf Gezen’in cenazesine yönelik insanlık dışı, ahlaka sığmayan yaklaşımlara dikkat çeken Kalkan, cenaze töreninden korktuklarını belirtti. Devrimcilerin, yurtseverlerin, Kürt kadınlarının ve gençlerinin dirisinden zaten titrercesine korkanların, artık cenazelerinden de korkup hayasızca saldırdıklarını vurgulayan Kalkan, ‘Zülküf Gezen yoldaş, bizi yaşatmak için kendini feda etmiştir’ tespitinin doğruluğunu kaydetti. Kalkan, Kürdistan gençlerinin bu öncülerine, şehitlerine sahip çıkıp izinden yürüyeceklerini, daha fazla sokaklara akacaklarını söyledi.

ZAFERE KADAR GÖTÜRÜLMELİ

Hamlenin zengin direniş eylemleriyle çok daha güçlü bir biçimde geliştirilerek, direniş çizgisinin zafere kadar kesinlikle götürülmesi gerektiğini belirten Kalkan, şöyle devam etti: “Zülküf yoldaş Sur’un gencidir. Sur’da büyüdü, tarihin, Kürdistan’ın en kadim kenti. Sur direnişçiliği, dillere destan Çiyager ve Nucan direnişçiliği burada gelişti. Zaten onu esas aldıklarını söylüyorlar, zindanlardaki açlık grevi direnişçileri ‘ne olursa olsun sonu muhteşem olacak’ diyorlar, son şimdiden muhteşem oluyor ve o büyük zafer gittikçe yakınlaşıyor. Yani ‘teciridi kıracak, faşizmi yıkacak ve Kürdistan’ı özgür, Türkiye ve Ortadoğu’yu demokratik yapacak, Önder Apo’yu özgür çalışır ve  yaşar koşullara kavuşturacak o büyük zafere adım adım gidiliyor. Üstelik bir maraton koşusu şeklinde. Zülküf yoldaş büyük bir fedakarlık, cesaret örneği gösterdi. Bir Amed genci, Sur genci olduğunu; o cesaret, irade ve inancı en içten taşıdığını ortaya koydu.”

BU ZİHNİYET ÇÖZÜMDEN ANLAMIYOR

Amed halkının faşizme karşı duruşuna, öfkesine işaret eden Kalkan, şöyle konuştu: “O kararlılık, cesaret irade, o kadınların sokaklarda haykırışları, yürüyüşleri; hele hele o meydanda yürüyen kadının ‘direne direne kazanacağız’ diye adeta yumruğunu demirci Kawa’nın çekici yapmış, faşizmin kafasına vuruyor gibi sallayan tutumu gerçekten çok çok önemliydi, anlamlıydı. Kürt halkının tutumunu ortaya koyuyor, Kürt kadınının, gençlerinin tutumunu ortaya koyuyor. Halkımız şunu gördü; bu faşist zihniyet ve siyaset demokrasi bilmiyor, çözümden anlamıyor, insani yaklaşımdan anlamıyor, bunların anladığı bir dil var. Direnmek; baskı ve zulümlerine karşı onlara vuracak bir eylemliliği geliştirmek. İşte halk, bunun için gerillaya sahip çıkıyor. Kürt gerillası faşizme vurdukça halk derin bir nefes alıyor, biraz rahatlıyor. Faşizmin anladığı dille ancak gelişme yaratılabileceğini gördüler. Şimdi bu öfke örgütleniyor daha fazla da direnecek, 31 Mart’ta AKP-MHP faşizmine en ağır darbeyi vuracak. Arkasından da kesinlikle faşizmi, sömürgeciliği yıkacak; soykırımcı faşist zihniyet ve siyaseti tarihe gömecek. Böylece bütün bunların kilitlendiği İmralı işkence ve tecrit sistemini yıkacak, Önder Apo’nun özgür çalışır ve yaşar koşullar kavuşmasını sağlayacak.”

GERİLLANIN YUMRUĞU ENSELERİNDE OLACAK

En son Xakurkê’de onlarca askerin öldürüldüğü eylemin de işgalci, faşist soykırımcı çeteleri Medya Savunma Alanları’ ve Kürdistan’ın güneyinden söküp atma hamlesi olduğunu, ‘Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım ve Kürdistan’ı Özgürleştirelim’ direniş hamlesinin bu eylemle gerilla tarafından sahiplenildiğini ifade eden Kalkan, bunun daha da büyüyeceğini söyledi. Kalkan eylemi gerçekleştiren gerilla güçlerine hitaben, “Bu eylemi yapan tüm gerilla güçlerini başarılarından dolayı kutluyorum. Hepisini selamlıyorum. Newroz özgürlük ve direniş bayramlarını kutluyorum. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’ı bir Newroz günü yok etmesi gibi Xakurkê’de çağdaş Kawa Mazlum Doğan direnişçiliğini temsil edecek şekilde faşizme öldürücü bir darbeyi vurdular. Yani günümüzün çağdaş Kawa olma öncülüğünü gösterdiler. Faşist sürüler korksunlar. Erdoğan-Bahçeli diktatörlüğü kendileri de dahil olmak üzere korksunlar, korkunun ecele faydası yok. Korkuyla kendilerini kurtaramazlar, gerillanın öldürücü darbeleri geldi, gelecek. Bu faşist soykırımcı zihniyet ve siyaset durdukça gerillanın özgürlük yumruğu her zaman enselerinde olacak, bunu herkes bilmeli” dedi.

EYLEMLER ÇEŞİTLENDİRİLMELİ

Zülküf Gezen’in eyleminin sahiplenildiğini belirten Kalkan, ancak şunun da bilinmesini istedi: “Bu tür eylemler her zaman, her yerde olmaz. Önder Apo, Şehit Zilan tarihi eylemini yaptığında, ‘Bu tür eylemlerin tekrarı olmaz’ demişti. Yani tekrar tekrar yapılamaz. ‘Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Kürdistan'ı Özgürleştirelim’ direniş hamlesinin eylemler bakımından çeşitlendirilmesi gerekiyor. Zindanlarda hep bu tür eylemlerin olacağını düşünmemek, bu tür eylemlere yönelmemek gerekli. Eylemlerimiz, tecridi kırıcı, faşizmi yıkıcı olmalı. Hamlemizin adı üstünde. O halde eylemlerimiz de bu karakterde olmalı. Zindanlarda da her yerde de dikkat etmeliyiz. Zindanlarda direnen yoldaşlar kuşkusuz baskı ve işkence altındalar, zorluk altında yalnızlaştırılıyorlar ama yine de belli bir örgütlülükle eyleme girdiler, kendi içlerinde bir düzenleri var. Bu örgütlülüğü herkes gözetebilmeli. Bu örgütlülüğün gereklerine göre hareket etmeliler. Örgütlü iradeye tabi olunmalı. Bireysel hareketlerden mümkün oldukça kaçınılmalı. Birlikte karar almalılar, birlikte uygulamalılar. Tüm yoldaşlar bu gerçekliğe dikkat etmeli.

FAŞİZMİ YIKACAK KARAKTERDE OLMALI

İkincisi ise kendimize yönelen eylemlerden daha çok faşizme yönelen eylemler içinde olmalıyız. Zaten faşizm yok edeceğim diyor, faşizme bu şansı vermeyecek, tam tersine faşizmi zihniyet ve siyaset olarak çöküşe ve yıkılışa götürecek eylemeleri geliştirmeliyiz. Faşizme inat daha çok direnmek, daha çok direnmek için yaşamak gerekli. Mücadele içerisinde daha uzun soluklu, faşizme daha fazla vuran yöntemler geliştirmeliyiz. Dar, duygusal ve bireyci yaklaşımlardan uzak durulmalı. ‘Özgürlük iradesine zafer kazandırın’ mesajını doğru anlamalı ve her yerde gereğini yapmalıyız.”