Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (Tev-Çand) Almanya’da gerçekleştirdiði 3. konferansında Kürt müziðinin kendisini tekrar ettiðini belirterek özellikle “popülizm” eleştirisi yaparken, sinema ve tiyatro alanında kısırlıðın yaşandıðını kaydetti.
Tev-Çand, 3. olaðan konferansını 5-6 Mayıs tarihlerinde Almanya'da gerçekleştirdi. 120 delege ve misafirin katıldıðı konferansa Kürdistan'ın dört parçasından sanatçılar katıldı. Kürt kültürü ve sanatı üzerinde 2 gün boyunca tartışma yürüten konferansta, “soykırımcı politikalar deşifre edilirken Kürt kültürü ve sanatının gelişmesine hizmet edecek kararlar alındıðı” belirtildi.
AN AZADÝ AN AZADÝ
Tev-Çand yayınladıðı sonuç bildirgesinde şunları ifade etti:
“Konferansımız öncelikle Kürt kimliði ve varlıðının karşı karşıya kaldıðı saldırılar üzerinde tartışma yürüttü. Özellikle Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin boyutlarına dikkat çekilirken, tecrit karşısında sanat cephesinden gösterilen tepkilerin yetersiz olduðu, tüm toplumun hassas olduðu bu konuda topluma öncülük yapmada zayıf kalındıðı vurgulandı. AKP devleti çok ince politikalarla, Öcalan ile Kürt halkı arasındaki baðı koparmaya çalışmakta, adeta 'Öcalan özgür olmasa da olur' algısını topluma kabul ettirmeye çalışmaktadır. Konferans bileşimi AKP devletinin bu politikası karşısında "An Azadi An Azadi" sloganı etrafında toplanarak, tecride ve AKP'nin bu sinsi politikasına karşı bir tutum ortaya koymuştur. Bu tutumun pratik yansımasını da sanat ürünlerinde ortaya koyma kararı almıştır.
Konferansımız, AKP devletinin gerillalara karşı yürüttüðü askeri operasyonlar, Kürt halkının legal temsilcilerine dönük tutuklamalar, tutuklu Kürt çocuklarına karşı izlenen ahlaksız, insanlık dışı uygulamalara karşı da net tutum ortaya koydu. Bu temelde Kürt halkının çektiði acıların, sanat ürünlerine etkili bir şekilde yansıtılamamış olması bir özeleştiri konusudur. Konferansımız Gelîyê Têyarê ve Roboski katliamlarının, tıpkı Halepçe katliamı gibi tarihe mal edilmesi gerektiðini, tutsak Kürt çocuklarına reva görülen ahlaksız uygulamaların sanat eserlerine yansıtılması gerektiðini kararlaştırdı.
AKP DEVLETÝNÝN KÜRT KÜLTÜR VE SANATINA SALDIRILARI
Konferansımızda AKP devletinin, Fethullahçılarla işbirliði halinde Kürt kültürü ve sanatına dönük saldırılarına da deðinildi. Mevcut durumda Kürt dili, kültürü ve sanatı üzerinde çok ince bir yozlaştırma, düzeniçileştirme politikası izlenmektedir. Kürtçe yayın yapan TV kanalları, Kürt müziði adı altında düðün havaları ve arabesk tarzı ön plana çıkarırken, Kürt müziðinin ruhuna üfleyen gerçek deðerleri çarpıtma çabasındadır. Ülke aşkı, yurtseverlik, direnişle mayalanmış Kürt kültür ve sanatı, içeriðinden boşaltılmaya çalışılmaktadır. Bazı beyaz ve sahte Kürtler de, maddi çıkarlar uðruna sanatçı, aydın adı altında bu politikalara alet olmaktadır. Konferans bileşimi, AKP'nin bu politikaları ve onunla işbirliði halindeki sahte Kürtlere karşı da net tutum ortaya koymuştur.
KÜRTLER ARASI BÝRLÝK TARÝHÝ ÖNEME SAHÝP
Konferansımızda, bugünlerde çokça tartışılan ulusal birlik konusunda da tartışmalar yürütüldü. Birliði saðlama yolunda düzenlenmesi düşünülen ulusal konferansların, kimi bölgesel, dar ve ekonomik çıkarlara hizmet temelinde planlandıðının ortaya çıkması eleştiri konusu oldu. Kürtler arası birliðin saðlanması, tüm parçalardaki sorunların çözümünde tarihi bir öneme sahiptir. Bu tespitten yola çıkan konferans bileşimi, sanat cephesinden birlik çabalarına destek saðlayacak projelerin geliştirilmesi gerektiðini vurguladı.
KÜRT KÜLTÜR VE SANATI YETERÝNCE TOPLUMA ULAŞTIRILMIYOR
Konferansımız, kültür sanat alanındaki mevcut çalışmaların yetersizliðine dikkat çekti. Halen Kürt kültür ve sanatının gerçek deðerlerinin yeterince topluma ulaştırılamadıðı bir gerçektir. Müzik alanında kendini tekrarın yaşandıðı, ortaya çıkan ürünlerde nitelik sorunları olduðu, video kliplerin sıradanlıðı aşamadıðı aşikardır. Bu duruma yol açan nedenlerin başında yabancılaşma, popülizm ve maddi beklentiler gelmektedir.
YENÝ SES VE YÜZLERE FIRSAT TANIYACAK PROJELER GELÝŞTÝRÝLECEK
Konferansımız, Kürt sanatçıları öz deðerleriyle buluşmaya çaðırırken yeni ses ve yüzlere fırsat tanıyacak projeler geliştirmeyi kararlaştırmıştır. Ayrıca, kültür sanat alanının mevcut durumda sadece müzik ve halk oyunlarıyla sınırlı kaldıðı, sinema ve tiyatro alanında kısırlıðın yaşandıðı da bir gerçektir. Kürt halkı üzerindeki katliamlar ve buna karşı sergilenen destansı direnişlerle adeta "doðal bir sahne" olan ülkemizin gerçeklerinin sinema ve tiyatroya mutlaka yansıtılması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Konferansımız sinema ve tiyatro alanında çalışmaların başlatılması için zemin teşkil edecek adımların mutlaka atılmasını karar altına almıştır.
DOÐU KÜRDÝSTANLI SANATÇILAR ÝÇÝN ÖZGÜN ÖRGÜTLENME
Yürütülen tartışmalarda, Ýskandinav ülkelerinde yaşayan Doðu Kürdistanlı sanatçıların yoðunluðuna da dikkat çekildi. Bu gerçeklikten yola çıkılarak, Ýsveç, Norveç ve Finlandiya'da yaşayan Doðu Kürdistanlı sanatçıları kapsayan özgün bir örgütlenmenin yaratılması karar altına alındı.
Konferansımızda üzerinde önemle durulan bir diðer konu da alan, bölge, ülke ve sahalarda yürütülen kültür sanat çalışmaları oldu. Söz konusu çalışmaların, Kürt kültür ve sanatının yaşatılması ve ilerletilmesinde önemli bir yere sahip olduðu vurgulanırken, aynı zamanda sınırsız bir potansiyeli barındırdıðına dikkat çekildi. Konferansımız, potansiyeli olan bölge ve sahalarda yürütülen kültür sanat çalışanlarının meclisleşmesini, yeterli potansiyele sahip olmayan bölge ve alanlarda da komisyonlaşarak, halk meclisi bünyelerinde yer almasını kararlaştırdı.”
ANF NEWS AGENCY