Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşülmesi talebiyle başlatılan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi, 4. gününde devam ediyor. Kürt siyasetçilerin de aralarında olduğu yazar, sinemacı, gazeteci, tiyatrocu 50 direnişçi sabah saatlerinde ziyaret ediliyor.

'Amed Süresiz-Dönüşümsüz Açlık Grevi Direnişçileri'nden DBP Bağlar İlçe Eş Başkanı Arzu Karaman ve Çınar Belediyesi Eş Başkanı Rukiye Eryılmaz, bir yandan açlık grevi direnişini sürdürürken bir yandan da  ‘Sur direnişi günlüğü’ yazıyı okuyorlar. 

Karaman, her sabah düzenli olarak ‘Sur direnişi günlüğü’ yazısını okuduklarını ve Sur’da yürütülen muazzam direnişten güç aldıklarını söyledi.

KARAMAN: ÖCALAN KIRMIZI ÇİZGİMİZ; ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ

Karaman, Sur’da askeri güçlerin tanklar ve toplarıyla yürüttüğü kirli savaş karşısında kahramanca direnen direnişçilerin kendilerine büyük bir güç verdiğini belirtti. Sur’da şehadete ulaşan arkadaşlarının 'her birinin bir felsefe olduğunu' kaydeden Karaman, direnişlerinden büyük bir destan yazıldığının altını çizdi. Sur’da yaşamını yitirenlere dikkati çeken çeken Karaman, "Çiyager arkadaş Sur’daki bütün arkadaşlara moral verme, yaralı olan arkadaşların tekrar mücadeleleri için direnmeye teşvik etmesiyle bir komutan olduğunu gösteriyor. Kürt halkı direnişi ve iradesiyle kendini ayakta tutan bir halktır. Yıllarca direnen Kürt halkının mücadelesini başlattığımız açlık grevinin 4. gününde artık karşı tarafın anlaması lazım’’ diye konuştu.  

‘Bugün bizi Önderliğimizle korkutmaya çalışıyorlar’ diyen Karaman, kendilerinin kırmızı çizgilerinden vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Bedeli ne olursa olsun sonuna kadar Öcalan'a sahip çıkacaklarını ifade eden Karaman, şöyle devam etti. ‘’Sur direniş günlüğünü okuduğumuz zaman kimin nasıl darmaduman olduğunu ve psikolojilerinin bozulduğunu görüyoruz. Adamların tankı topu var ama bir direnişçi arkadaşımızdan nasıl korktuklarını hep beraber gördük. Sur’da direnen her bir arkadaş bizim için bir ideolojidir.’’

ERYILMAZ: SUR DİRENİŞİ TÜYLERİMİZİ DİKEN DİKEN YAPIYOR!

Çınar Belediyesi Eş Başkanı Eryılmaz ise, Türk devletinin ellerindeki tüm imkanlarını kullanmasına değinerek, bölgede bulunan geçlerin ellerinde sadece hafif silahların olduğunu kaydetti. Eryılmaz, oradaki direnişçilerinin ellerindeki imkanların kısıtlı olduğunu söyleyerek, inançlarının ve direniş kültürlerinin büyük olduğunun altını çizdi. Eryılmaz, ‘’Hani derler ya, Sur Dimdim Kalesi gibi oldu. Sur direniş günlüğünü her okuduğumda tüylerim diken diken oluyor ve ondan güç alıyorum’’ dedi.​