'Açlık grevi direnişi AKP’yi korkutuyor'

Erdoğan ve Soylu’nun ‘HDP legal bir parti değildir’ açıklamalarına tepki gösteren HDP Van milletvekilleri, "Legal olmayan bir şey var ise o da AKP ve Soylu’dur. Açlık grevi direnişi ve yaklaşan seçim zaferi nedeniyle AKP böyle konuşuyor" dedi.

Türkiye’de yaklaşan seçimler öncesi iktidarın ve muhalefetin birbirine HDP üzerinden yüklenmesine yönelik tepkiler sürüyor. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘HDP yasal legal bir parti değil’ şeklinde ki açıklamalarına CHP ve İYİ Parti’nin ‘O zaman HDP’yi kapatın’ diyerek cevap vermesi HDP’ye oy veren 6 milyon seçmeni rahatsız etti. HDP Van Milletvekilleri Muazzez Orhan ve Murat Sarısaç, "HDP bu kentte yüzde 75 oy almış bir partidir. Soylu gerçeği öğrenmek istiyorsa gelsin burada halkın arasına karışsın" dedi.

Türkiye’de bir meşruiyet tartışması yapılacaksa eğer, bunun ilk olarak AKP ve Soylu’dan başlanması gerektiğini kaydeden HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, Soylu’nun yetkilerini aştığını ve meşruluğunu yitirdiğini belirtti. Soylu’nun ülkenin anayasasını, mahkemelerini hiçe saydığını ve Yargıtay'ın yerine açıklamalar yaptığına dikkat çeken Sarısaç, "HDP meşruluğunu halktan alıyor. Halkın çoğunluğunun oy aldığı yasallıktan öte meşru bir partiyiz. Siyasi partiler meşruluğunu İçişleri Bakanından almaz, halktan alır.

Soylu, artık devlet ciddiyetinin kalmadığını bize gösteriyor. Oldukça kutuplaştırıcı, tehditle, yalanla, iftirayla seçimleri kazanmaya çalışıyorlar. Soylu’nun temsil ettiği siyasetin demokrasiye olan bakış açısı budur. Ellerinde çekiç, herkesi çivi olarak görüyorlar. Açlık grevi direnişi belli ki hükümeti korkutmuş ve bu yüzden saldırmaya başladılar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar sonuç alamayacaklar" ifadelerini kullandı.

‘MEŞRUİYET TARTIŞMASI BAŞLARSA AKP ZARARLI ÇIKAR’

Faşizmin halk değil, devlet ideolojisi olduğunu belirten Sarısaç, "Bu durumda devlet ne derse halk da ona göre tutum olur. Soylu’nun bu açıklamaları belli çevrelere cesaret veriyor. Daha önceki intikam timleri gibi gruplar da devreye girebilir. AKP-MHP hükümetinin cesaret veren konuşmaları söz konusu. Biz 6 milyon oy almış bir partiyiz.

Soylu, Yargıtay değildir ve böyle konuşamaz. HDP tüm dünyada kabul görmüş yasal, meşru bir partidir. Meşru olmayan bir şey varsa yine halkın ona verdiği yetkiyi aşarak kendi ülke hukukunu çiğneyen ve devletin gücünü tehdit gücüne dönüştüren Süleyman Soylu’dur. Biz Soylu’ya bakarak seçime girmiyoruz, biz halkımızın gücüne güveniyoruz. Biz halkımızın iradesine ve gücüne güveniyoruz" şeklinde konuştu.

BASKI VE YALANLA SONUÇ ALMAK İSTİYORLAR

AKP’nin uzun yıllardır sürekli olarak Kürt siyasi partileri kriminalize etme gibi bir politika yürüttüğünü kaydeden HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan ise şunları söyledi: "Tüm bu açıklamalarının ardından tecride karşı açlık grevi direnişi ve 31 Mart’ta HDP’nin kazanacağı seçim zaferi var. Korkuyorlar ve korktukları için baskı ile yalan ile sonuç almak istiyorlar. Bu açıklamalardan anlıyoruz ki, AKP’nin bütün politikaları bitmiş, tükenmiş, artık halklara vaat edeceği bir şey kalmadı. AKP siyasi ve ekonomik bir kriz yaşıyor. Bu nedenle AKP toplumu ayrıştırmaya çalışıyor ve bu şekilde iktidarını korumak istiyor.

31 Mart seçimlerini kazanmanın bir yolu olarak bu argümana sığınıyor. Tabandan AKP iktidarına karşı ortaya çıkacak muhtemel bir ittifakı parçalıyor. HDP’yi maniple ederek Kürtlere kaybettirme, kendisine kazandırma politikası yürütüyor. CHP ve İYİ Parti de çözüm olarak partimizin kapatılmasını öneriyorlar. Bu politik bir cevap gibi görünse de muhalefet açısından üzücü ve utanç verici bir cevap. Bunun demokrasiyle bağdaşır bir yanı yok. HDP onların ne düşündüğüne nasıl gördüğüne bakarak siyaset yapmıyor. Biz gücümüzü halktan alıyoruz ve 31 Mart’ta halkımıza güveniyoruz."