Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan hakkında, “terör örgütüne yardım etmeye teşebbüs” ve “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davada mahkeme, 3 yıl 9 ay hapis cezasına hükmetti. Cezaya gerekçe olarak, 2015 yılında Gever’de (Yüksekova) düzenlenen canlı kalkan eylemine katıldığı ve “yasaklı bölgeye girdiği” iddiası gösterildi. Ancak bilirkişi raporları, Zeydan’ın söz konusu bölgeye 21 kilometre uzaklıkta olduğunu doğruladı. Buna rağmen mahkemenin apar topar karar alması, sürecin siyasi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Hatırlanacağı üzere, yerel seçimler sonrası Abdullah Zeydan’a mazbata verilmemiş, ancak halkın yoğun protestoları sonucunda karar geri çekilmişti.

'BU KARAR SİYASİ, WAN HALKI BOYUN EĞMEYECEK'

DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, mahkemenin kararını değerlendirerek, bunun tamamen siyasi bir süreç olduğunu ifade etti: “Bu karar, hukuk çerçevesinde değerlendirilemez. Türkiye’de hukukun kırıntısı dahi kalmamış durumda. Yargı, siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda hareket ediyor. Bu ceza, Wan halkının yerel seçimlerde 14 ilçede kazandığı büyük zaferin ve mazbata gaspına karşı sergilediği direnişin intikamıdır.”

Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Wan halkının daha önce de kayyum politikalarına karşı güçlü bir duruş sergilediğini hatırlatarak, bu mücadeleden geri adım atmayacaklarını belirtti.

'WAN HALKI DİRENDİ, YİNE DİRENECEK'

Zeydan’a verilen cezanın hemen ardından Wan Valiliği tarafından kentte eylem ve etkinlik yasağı getirilmesi, yaşanan sürecin baskı politikalarının bir parçası olduğunu ortaya koyuyor. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu yasakların halkın iradesini engelleyemeyeceğini belirterek şunları söyledi: “Kayyum için uygun zemin hazırlamak istiyorlar. Bu karar, uzun süredir ellerinde tutulan bir dosyanın siyasi bir süreç doğrultusunda raftan indirilmesiyle verildi. Ancak bu baskılar bizi yıldırmaz. Wan halkı nasıl ki daha önce iradesine sahip çıktıysa, bugün de direnecek ve iradesini teslim etmeyecektir.”

Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, kadın mücadelesine yönelik baskılara da dikkat çekerek, Wan’da gerçekleştirilen “Kadınlar Özgürlüğe Yürüyor” eylemine yapılan sert müdahaleyi hatırlattı. Aynı zamanda basın emekçilerinin de polis şiddetine maruz kaldığını vurgulayarak, iktidarın baskıcı politikalarını kimsenin duymasını istemediğini belirtti.

'KAYYUM POLİTİKALARI TÜRKİYE’NİN HER YERİNE YAYILIYOR'

DEM Parti Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, kayyum politikalarının sadece DEM Parti belediyeleriyle sınırlı kalmadığını, muhalefetin yönettiği diğer belediyelerin de hedef alındığını belirtti. İstanbul’da CHP’nin DEM Parti ile kent uzlaşısı kapsamında kazandığı belediyelere yönelik operasyonları değerlendiren Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, şu ifadeleri kullandı: “Daha önce sadece HDP ve DBP belediyelerine kayyum atanıyordu. Ancak biz sürekli olarak, bu uygulamanın tüm Türkiye’ye yayılacağını söylüyorduk. Bugün görüyoruz ki İstanbul Esenyurt Belediyesi’nden başlamak üzere birçok muhalif belediye de hedef alınıyor. Eğer bu kayyum politikası tüm Türkiye’ye yayılacaksa, mücadele de tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde büyütülmelidir.”

DEM Parti’nin, meclis çatısı altında bu konuda ortak bir tutum belirlediğini vurgulayan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, tüm siyasi partilerin ve demokratik kamuoyunun kayyum atamalarına karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar, bu irade gaspına karşı daha örgütlü ve kararlı bir mücadele hattı oluşturulmalıdır. Tüm demokratik güçler, bu baskıcı politikalara karşı ortak bir direniş sergilemelidir.”

WAN HALKI MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEK

DEM Parti, Wan halkının sandıkta verdiği güçlü mesajın ardından hukuksuz bir şekilde dayatılan kararları kabul etmeyeceklerini ve demokratik haklarını sonuna kadar kullanarak mücadeleyi sürdüreceklerini duyurdu.

Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Bugüne kadar nasıl ki baskılar karşısında susmadıysak, bugünden sonra da susmayacağız. Halkımızın iradesine sahip çıkmaya, her türlü hukuksuzluğu teşhir etmeye ve bu baskıcı zihniyete karşı direnişi büyütmeye devam edeceğiz. Wan halkı, iradesini kimseye teslim etmeyecek.”