Ankara'da Cerablus-Azaz için kirli anlaşma

Ankara’da, Türkiye’nin Suriye Masası tarafından Rojava'ya karşı bir toplantı organize edildi. Toplantıya ABD, Türkiye, KDP adına katılan isimler oldu.

Ankara’da, Türkiye’nin Suriye Masası tarafından Rojava'ya karşı bir toplantı organize edildi. Toplantıya ABD, Türkiye, KDP adına katılan isimler oldu. Toplantıda Azaz-Rai-Cerablus hattının QSD güçlerinin eline geçmemesi için yapılacak olanların konuşulup bu minvalde kararlar verildiği öğrenildi. Buna göre, bu hat yeniden canlandırılmak istenen ÖSO’ya verilecek. ÖSO diye adlandırılanlar olarak ise bölgede daha önce Türkiye adına savaşan kişi ve gruplar kastediliyor.

TOPLANTIYA KATILANLAR

Ankara’da 8 Nisan’da gerçekleşen toplantı, Türkiye’nin Suriye Masası Hareket Koordinatörlüğü tarafından organize edildi. Toplantıya ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney katılmış. Ratney ile birlikte Türk Genelkurmay Başkanlığı'nı temsilen bir kişi ile KDP adına da bir kişi katıldı. Toplantıda Sultan Murad, Suxur Cebel, Liva Notesım, Liva Usud Ezaz, Ceyş El Şavel, Feylak El Şam, Ceyş El İslam, Ehrar Suriye ve Ehfad-ı Selahattin gruplarının temsilcileri de yer aldı. Toplantıda gruplar adına Ahmet İsa, Aseytan El Türkmani, Ahmet Afaş, Muxtar, Zeki Mele Haci, Ebu Macid gibi isimler de hazır bulundu.

HEDEF NE?

Ankara’da gerçekleşen toplantının Rojava, Rojava kantonları ile son dönemlerde ilan edilen Kuzey Suriye Federasyonu'na karşı alınacak 'önlemlerle' ilgili olduğu ortaya çıktı. Asıl önemli noktanın ise stratejik ortak olan Türkiye-KDP, Suudi gibi ülkelerin Suriye ve Rojava üzerindeki etkilerinin ne olacağı, Kürtlerin nasıl sınırlandırılacağı olduğu anlaşılıyor. Aslında bu yeni bir plan değil. Ancak yeniden güncellenerek devreye konulmak isteniyor. Planın temel hedefi, başta ABD olmak üzere tüm uluslararası güçleri DAİŞ ile tehdit eden Türkiye ile KDP’nin Rojava üzerindeki etkinliğinin nasıl kurulacağını netleştirmektir. Plan, Fırat’ın doğusu ile batısında nasıl bir politika izlendiğini, izleneceğini gösteriyor. Zira planın uygulama alanının Cerablus-Rai-Azaz arasında kalan bölge üzerine olduğu açığa çıkıyor. 

Toplantıda planlanan, Cerablus’tan Azaz’a kadarki 98 kilometrelik alanın, Türkiye-KDP ve Suudi’ye bağlı gruplara bu alanın nasıl bırakılacağıdır. Onun için birinci aşamada QSD güçleri bu alandan uzak tutulacak. Alandan nasıl uzak tutulacağı kararlaştırılmış durumda. İkinci olarak ise alana toplantıya katılan gruplar yerleştirilecek. QSD güçleri, 'alan ÖSO gruplarının elindedir' denilerek alandan uzak tutulacak. Ve alandaki gruplara yönelik herhangi bir girişimde bulunması durumunda 'QSD güçleri ÖSO gruplarına saldırıyor' şeklinde ele alınacak.

AZAZ'IN KİME TESLİM EDİLECEĞİ KARARI

Toplantıda alınan kararlardan hemen sonra bir devir teslim ile DAİŞ Rai’den çıkarak burayı toplantıda temsil edilen gruplara bıraktı. Üç gün sonra da Rai’ye saldırı adıyla yeniden yöneldi. Bu kez Türkiye’nin ayrı planını gerçekleştirmek için harekete geçti. Zira DAİŞ, bu seferki saldırısında artık direkt havanlarını Kilis’e fırlatıyor. Bu da iki yıl önce A. Davutoğlu, F. Sinirlioğlu, H. Fidan’ın Suriye ve Rojava’yı işgal gerekçesini oluşturmak için yaptıkları planın bir sonucudur. 

Toplantıda Rai’den sonra Azaz’ın kime teslim edileceği tartışılarak kararlaştırılmış. Alınan karara göre, Azaz Ehrar Suriye adına toplantıya katılan Ahmet Afaş’a, Türkiye’nin koordinatörlüğünde bırakılacak. Afaş iki yüz kişilik silahlı kişi ile Azaz’a girerek Azaz’ı alacak. Afaş 2012 yılından bu yana Halep çevresinde Türkiye adına vekalet savaşını yürüten biri. Halep çevresinde ise hırsızlığı, talan ve insan kaçırma, cinayetlerle bilinen, tanınan biridir. Azaz A. Afaş’a bırakıldıktan sonra bölgede hızla bu grupların gücü arttırılarak sayıları 2000 kişi civarına çıkarılacak. 

TÜRKİYE'NİN TEHDİTVARİ AÇIKLAMASI

Toplantıdan sonra Şêx Meqsûd'a yönelik saldırılar arttırıldı. Şu ana kadar da hızından hiçbir şey kesmeden devam ediyor. Toplantıya ilişkin basına herhangi bir şey yansımadı. Ancak toplantıdan sonra yapılan açıklamalar, toplantının içeriğine ilişkin ipuçlarını veriyor. Toplantıdan sonra ilk açıklama Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan geldi. Çavuşoğlu Azaz-Rai-Cerablus hattının 'kırmızı noktaları olduğunu; bu alanlara yönelik saldırıları kendilerine yapılmış sayacaklarını' söyledi. Bu alanın kontrolü için Türkiye askeri güçleri yerine ÖSO'ya bağlı grupları daha uygun gördüklerini de. 

Çavuşoğlu’nun bu açıklamaları toplantıda yapılan görüşmeler ve ulaştıkları kararları doğruluyor. Diğer bir açıklama ise Cephe Şami adına bir açıklama yapan Ahmed Muhammed’den geldi. Muhammed Şêx Meqsûd'da sivilleri vurmadıklarını savunuyor. Sivillerin oradan çıkmalarını istiyor. Muhammed’in bu açıklamaları toplantıda Şêx Meqsûd için de kararlar alındığını gösteriyor. Bunun yanı sıra Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin bölgedeki demografik yapıyı değiştirmeye ilişkin izledikleri politikaları gösteriyor. ABD ile Rusya arasında varılan anlaşmadan sonra ilan edilen ateşkesin başladığı günden bu yana saldırı altında olan Şêx Meqsûd, Efrîn ve Şehba’ya yönelik saldırılara karşı şu ana kadar herhangi bir tepkinin gösterilmemesi, ateşkesin Kürtler için geçerli olmadığı konusunda da kuşkular uyandırıyor. 

PLAN TUTAR MI?

Bu plan ve alınan kararlar ne kadar uygulanır, bilinmez. Zira toplantıya katılan ülkeler her ne kadar bir anlaşmaya varsalar da her ülkenin kendine göre plan ve politikaları olduğu için tutmayabilir. Çünkü daha plan uygulamaya tam konmadan Türkiye yeniden Suriye’yi işgal etme planını devreye soktu. DAİŞ’in yeniden Rai’ye dönmesi ve Kilis’e füze, havan ve roketler fırlatması Türkiye’nin kendi planını devreye sokmasıdır. Elbette ABD’nin kendine göre çok planı var. Türkiye'nin stratejik ortağı KDP ile kendilerine ait planları devreye sokmalarına karşılık ABD'nin hangi planlarını devreye sokacağını şimdiden kestirmek güç. Önümüzdeki günlerde alınan kararların uygulanması, kararlara karşı uygulanmaya konulan diğer planların nasıl bir seyir alacağı ve ne tür sonuçlar ortaya çıkaracağı daha fazla açığa çıkacak.