Bayık: AKP’nin başı direnişin gücüne toslayacaktır

Bayık, Erdoğan’ın “ya baş eğilecek ya da baş verilecek” sözünün Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkında daha kararlı mücadele etme iradesi, kararı ve tutumu ortaya çıkardığını yazdı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, AKP’nin Kürt mücadelesini yok edeceğini sandığını ama kendi kendini bitirme akıbetiyle karşılaşmasının kaçınılmaz hale geldiğini yazdı.

Bayık, Azadiya Welat ve Özgür Politika gazetelerindeki köşe yazısında, AKP’nin imha saldırıları ve Kürt özgürlük mücadelesinin direnişini yazdı.

Bayık, Erdoğan’ın “ya baş eğilecek ya da baş verilecek” sözünün Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkında daha kararlı mücadele etme iradesi, kararı ve tutumu ortaya çıkardığını yazdı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın ‘AKP’nin başı direnişin gücüne toslayacaktır’ yazısı şöyle:

Türk devleti gerçeklerle savaşma gibi bir çıkmaz içine girmiş bulunmaktadır. Kendine göre Kürt gerçekliğini ortadan kaldıracağını düşünmektedir. İflah olmaz bir sübjektivizmle yok olacak dediğinde, Kürtlerin özgürlük mücadelesini yok edeceğini sanmaktadır. Kürtlerin kimliğini, dilini, kültürünü, özyönetim iradesini tanımadan Kürtleri siyasal sisteme entegre edeceği gafletini yaşamaktadır. Bu yaklaşımla sadece yok edilemez bir gerçeklikle savaşa girmiyor, aynı zamanda tarihin akışının tersine kürek çekiyor ve zamanın ruhuyla çatışıyor. Bu zihniyet ve tutumuyla Kürtlere zulüm yaptığı gibi, Türkiye halklarını da bunalım içinde yaşatıyor ve travmatik bir toplum haline getiriyor. Şu anki AKP iktidarı basiretini kaybettiği gibi, kendi yarattığı paradigmanın ve söylemin esiri haline gelmiş bulunmaktadır. Kendisini olmayacak taahhütlere bağladığından, kendi kendini bitirme akıbetiyle karşılaşması kaçınılmaz hale gelmiştir.

AKP iktidarı önüne koyduğu Kürt soykırımını gerçekleştiremeyeceğinden zihniyeti ve politikasıyla siyasi olarak yok olmayla karşı karşıya kalacaktır. Çünkü ya baş eğecekler ya da baş verecekler söylemi ve bu yönlü tutumda ısrar etmesi başka bir sonuç vermeyecektir. 90 yıldır tüm zulüm, baskı ve çektiği acılara rağmen Kürtler her zamankinden daha güçlü biçimde özgür ve demokratik yaşamda ısrar etmekte ve bu yönlü siyasi iradelerini ortaya koymuş bulunmaktadırlar. Son 50 yıllık bilinçleri, örgütlülükleri ve mücadeleleriyle bu özgür yaşam iradesini o kadar derinleştirmişler ve yaygınlaştırmışlardır ki, bu iradeyi kırmak ve soykırım politikalarını sürdürmek mümkün değildir. Belki Kürtlere biraz daha acı çektirilebilir, ama özgür ve demokratik yaşama kavuşmaları engellenemez. Eninde sonunda 1920’li yıllardaki kurucu meclis ve kurucu iradenin ortaya koyduğu ortak vatan ve Demokratik Ulus paradigmasına dönülecektir. Belki bugünkü düzeyde olmasa da 1920’li yıllardaki kurucu meclis Demokratik Ulus olma konusunda önemli bir zemin ve irade ortaya çıkarmıştı. Türkiye ya ortak vatan ve Demokratik Ulus paradigmasını benimseyecek ya da kendisini bir kısırdöngü halindeki çatışmalar içinde tutacaktır. Çünkü ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz yaklaşımı, Kürtlerle sürekli bir savaş hali içinde olmayı ifade etmektedir.

Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi Türkiye'yi Demokratik Ulus anlayışıyla birlik, barış, istikrar ve güçlü konuma getirmeyi hedeflerken, AKP iktidarı kesinlikle toplumu birçok yönden parçalayarak Türkiye'yi sürekli bir savaş içinde tutma politikası izlemektedir. AKP iktidarı ve ihtirastan gözleri kör olmuş Tayyip Erdoğan Kürtlerin demokratik Türkiye içinde özgür ve demokratik yaşam iradesini bölücülük olarak göstererek hem Türkiye halklarını kandırmakta, hem de sürekli acılar yaşayan bir Türkiye'ye mahkum etmektedir.

1990’lı yılların zihniyeti de ya baş eğeceksiniz ya da baş vereceksiniz diyordu. Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu’nun söyledikleri o zaman da her gün tekrarlanıyordu. Bu açıdan ne Tayyip Erdoğan ne de Davutoğlu yeni bir şey söylemektedir. Ancak o dönemle bu dönemin önemli bir farkı var. Bu da, Kürtlerin o zamana göre daha bilinçli, daha örgütlü ve daha güçlü olduklarıdır. Bu açıdan ya baş eğecekler ya da baş verecekler söylemine Kürtlerin vereceği cevap şudur: Ya Kürt sorunu çözülerek Kürtler özgür ve demokratik yaşama kavuşacak ya da AKP iktidarı baş aşağı çakılacaktır!

Tayyip Erdoğan’ın “ya baş eğilecek ya da baş verilecek” sözü Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkında daha kararlı mücadele etme iradesi, kararı ve tutumu ortaya çıkarmaktadır. Bu zihniyet ve politikaya karşı daha kararlı bir mücadele verilecektir. AKP'nin zihniyeti ve ortaya koyduğu politika Özgürlük Hareketi ve Kürt halkının direnişini geliştirme ve büyütme kararının ne kadar doğru olduğunu ortaya koymuştur. AKP iktidarının 24 Temmuz’dan beri sürdürdüğü tasfiye saldırısına karşı yürütülen direnişin bir yıllık derslerinden çıkan sonuçlarla mücadele daha zengin ve yaratıcı yöntemlerle sürdürülecek; AKP iktidarı kendi söylem ve politikalarının çıkmazında yenilgiye mahkum edilecektir. AKP hükümeti istediği kadar bağırsın, çağırsın, her türlü kirli savaşçıları ve Kürt düşmanlarını yanına alsın, bu akıbetten kurtulamayacaktır.

AKP iktidarı söylem ve tutumlarıyla artık hiçbir çağrı, söylem ve tutumla içine girdiği çıkmaz politikadan vazgeçmeyeceğini ortaya koymuştur. AKP iktidarı ancak ve ancak her alanda mücadeleyle geriletilebilir. Bu açıdan çağrılarla zaman kaybetmek kendini kandırmak, halkı boşuna beklentiler içinde tutmaktır. Türkiye'nin demokrasi ve Kürt halkının tüm örgütlü güçleri çok yönlü, zengin ve yaratıcı yöntemlerle mücadeleyi yükselterek, ya baş eğeceksiniz ya da baş vereceksiniz diyen bu faşist ve saldırgan AKP iktidarının kafasının direnişin gücüne toslaması ve parçalanması sağlanmalıdır.