DBP Yöneticisi Akkaya: Kürt halkı Öcalan için ayakta olmalı!

Öcalan için başlatılan açlık grevinde yer alan DBP Yöneticisi Arif Akkaya, derhal Öcalan ile görüşülmesini isterken, "Kürt halkı Önderliğine sahip çıkmalı; ayakta olmalı" çağrısında bulundu. Akkaya, Apocu harekete sempati duyduğu dönemi anlattı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle başlatılan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi 4. gününde DBP Amed İl Örgütü binasında devam ediyor. 

Amed Süresiz-Dönüşümsüz Açlık Grevi Direnişçileri'nden DBP İl Yöneticisi Arif Akkaya, ANF'ye yaptığı açıklamada, gençlik yıllarında Apocu gençliğe büyük bir sempati duyduğunu, sempatinin giderek aşka dönüştüğünü ve o aşkla bugün açlık grevine katıldığını söyledi.

Ergani'nin Kündür köyünde 1962 yılında doğan Arif Akkaya, '70’li yıllarda gençlik hareketi ile tanıştığını belirtti. O dönemde militarist, baskıcı güçlerin hâkim olduğunu, bunun kendisinde tepki yarattığını ifade eden Akkaya, yine aynı dönemde sosyalist ortaokul ve lise öğrencilerinin köylerde hiçbir karşılık beklemeden tarlaları ekip biçmelerinin ise kendisinde sempatiye yol açtığını anlattı.

‘APOCU HAREKETE SEMPATİ DUYMAYA BAŞLADIM’

Akkaya, o dönemlerde kendi köylerinde yaşanan ve kendisinde derin izler bıraktığını söylediği olayı ise şöyle anlattı:

"Komando dediğimiz askeri güçler o dönemlerde köylere sıkça baskın yapıyordu. Bizim köye de bir ara baskın yaptılar ve bütün köylüleri köy meydanına topladılar. Köyümüzde o zamanlar 'Gavan' dediğimiz, ücret karşılığında değil de karın tokluğuna çalışan bir çoban vardı. Bizi topladıktan sonra karşımıza geçen yetkili askerin elinde bir liste vardı ve listeyi okuyup 'senin bu silahın var, getir', 'senin şu silahın var, getir' diyorlardı. Ailemde de o zamanlar M6 bir silah vardı ve ağabeyim onu kırıp öyle teslim etmişti. Niye kırıyorsun, diye sorduklarında bir daha kullanılmasın, 'sadece demir olarak kullanabilsinler' demişti…

Herkes silahlarını getirdi, sadece köyün çobanı getirmemişti çünkü silahının olmadığını söylüyordu. Ama ona ısrarla 'silahını getir' dedikleri için o da 'beni bırakın, bir keçim var, gidip onu satıp size silah alıp getireyim' demişti. Ve askerler bu çobanı alıp köy meydanında çırılçıplak soyup boynuna ip takmışlardı; ipi de eşinin eline vererek, bir asker üzerine binmiş, diğer asker de tekmelemeye başlamıştı. 

Bu olaylarla çocukluğum geçtiği için Apocu harekete sempati duymaya başladım.’’

'ÖNDER APO'NUN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE ÖZGÜRLEŞECEĞİZ'

Akkaya, içerisinde ilk zamanlar yer alamadığını ama içten içe Apocu harekete büyük bir sevgi beslediğini söyledi. Akkaya, Apocuları ağalık, beylik, zulme, karşı bir başkaldırı olarak gördüğünü ve zamanla Öcalan'ın, oluşturduğu PKK hareketi ile Kürtleri dünyaya tanıttığını anladığını aktardı. 'Sempatinin zamanla aşka dönüştüğünü' ifade eden Akkaya, ‘’Bugün bu aşktır ki bizi burada dönüşümsüz açlık grevine oturtan. Bütün halklar, topluluklar kendi önderliklerine sahip çıkarken bizim de önderimize sahip çıkmamız çok normaldir. Önder Apo'nun özgürlüğü ile bizler kendimizi özgür hissederiz. Önümüze koyduğumuz ilk şey, Önder Apo’dan haber almaktır ama bu haber almakla bitmeyecek çünkü hedefimiz Önder Apo’nun özgürleşmesidir’’ diye konuştu.

‘KÜRT HALKI ÖNDERLİĞİNE SAHİP ÇIKMALI’

Sur direnişinin başlamasıyla birlikte 4 aylık bir cezaevi süreci olan Akkaya, daha önce de orada devlet sistemine tepki olarak açlık grevine girdiğini belirtti. 

Akkaya, açlık grevi direnişine Kürt halkının sessiz kalmaması gerektiğini ifade etti. Kürt halkının böylesi bir dönemde ayakta olması gerektiğinin altını çizen Akkaya, Kürt halkının Önderliğine sahip çıkmasını istedi. Halkın akşamları balkonlarında gürültü eylemlerine katılmasının bile çok değerli olduğuna işaret eden DBP İl Yöneticisi Arif Akkaya, Kürt halkı tepkilerini net bir şekilde ortaya koyması gerektiğini kaydetti.