Dersim çok yönlü saldırıların hedefinde

Doğası, kültürü, tarihi ve direnişiyle Kürdistan’ın önemli merkezlerinden olan Dersim, devletin çok yönlü saldırısı altında. Dersim’de doğa ve kadın kırımı da yaşanıyor.

Devletin özel savaş politikaları nedeniyle neredeyse nüfusunun yarısının cezaevinden geçtiği, yarısına yakının ise ‘adli kontrol şartı’ dayatmasıyla evlere hapsedildiği Dersim’in kırsalı, ‘güvenlik bölgesi’ denilerek yasaklanıyor, ormanları yakılıyor, hayvanların “avcılık” adı altında katlediliyor; HES, kum, maden, taş projeleri ile coğrafyası insansızlaştırılıyor.

Kadın kırımına yönelik politikaların yoğunlaştırıldığı Dersim’de istismar, tecavüz, faili meçhul cinayetlerin artması, kentteki kadın sorununu gözler önüne seriyor. Her türlü şiddetin üst boyutlara taşındığı, sistematikleştirildiği kentte, Munzur Üniversitesi’nde okuyan Gülistan Doku’dan 599 gündür haber alınamıyor. Kadın kırımına yönelik her türlü şiddet, devlet güçleri ve adli makamlarca “gizlilik kararı” verilerek kapatılmaya çalışılıyor. Ajanlaştırma dayatması sınır tanımıyor.

Kentte kadın kırımının hedeflendiği politikaların kimi örnekleri ise şöyle:

* Kent merkezinde bulunan bazı kafe ve restoranlar uyuşturucu, istismar ve fuhuş için özel olarak açıldı. Bu kafe ve restoranların birçoğunun geçmiş dönemde vali olarak görev yapan ve kayyum olarak atanan Tuncay Sonel döneminde açıldığı ve çalışma izni aldıkları biliniyor.

* Pertek’te 16 Ocak 2020’de onlarca çocuğun cinsel saldırıya uğradığının ortaya çıkması sonrasında soruşturma dosyasına gizlilik kararı verilmesi ve kentte yapılan eylem ve etkinliklerin yasaklanması.

* Ovacık’ta 6 Ocak’ta yaşanan çocuk istismarının üzerinin örtülmeye çalışılması.

* Munzur Üniversitesi’nde kadın öğrencilerin ‘Vali, Kaymakam ve üst düzey kamu görevlileriyle’ para karşılığı cinsel ilişkiye zorlandığı ve bunun için üniversite içerisinde belli yapıların oluşturulduğu iddiaları, ne adli makamlarca soruşturmaya değer bulundu ne de üniversite rektörlüğü tarafından araştırıldı.

 * Polis, 20 Mayıs 2021’de Dersim merkezindeki Cumhuriyet Caddesi’nde bir kadına ‘şüpheli’ olduğu iddiasıyla kimlik kontrolü yaptı. 10 dakika geçtikten sonra evine gitmek için otobüs durağında bekleyen kadını, bu kez jandarma “canlı bomba” şüphesiyle sorgusuz bir şekilde yere yatırarak başına silah dayadı. Kadının çığlık atması üzerine çevredeki yurttaşlar, jandarma ve olay yerine gelen polislere tepki gösterdi. Polis halkın dağılması için biber gazı sıkıp havaya ateş açtı. Kadın ise şikayette bulundu. Kamuoyunun tepkisiyle iki jandarma görevinden uzaklaştırıldı.

 * 599 gündür kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku hakkındaki soruşturmanın ‘intihar’ şüphesi üzerinden yürütülmesi, baş şüpheli Zaynal Abarakov’un serbest olması, bilirkişi raporunun dikkate alınmaması, Gülistan Doku’nun bulunması adına Munzur Üniversitesi öğrencilerinin düzenlediği eylemlerin yasaklanması, “Gülistan Doku nerede?” diye soran kadınların cezalandırılması.

DOĞASI DA KIRIMDAN GEÇİRİLİYOR

Tarih boyunca tecrit altına alınmaya çalışılan Dersim, Türk devletinin diyalog sürecinin sona erdirildiği 2015’ten beri yeniden sıkıyönetim uygulamalarına maruz bırakıldı. Doğası yasaklanmaya, insanları evlerine hapsedilmeye çalışıldı. NASA’nın Kaynak Yönetim Sistemi için Yangın Bilgileri üzerinden aktif yangın uydu verileriyle incelendiğinde çıkan yangınlar ile diyalog sürecinin bitirilmesi arasındaki ilişki görülebiliyor.

HES, MADEN, TAŞ, KUM OCAKLARI

Hidroelektrik Santral (HES) projeleri; maden, taş ve kum ocakları sayesinde örgütlü kötülükle çevrelenen Dersim’de bu projelerin yatırımdan ziyade denetleme amaçlı olduğu biliniyor. OHAL döneminden bu yana Dersim’in her tepesine yapılan kalekollar ile de ağaçlar kesilerek bölgede büyük tahribatlara yol açılıyor.

DERSİM’İN KUTSALLARI TEHLİKE ALTINDA

Sık sık kutsal mekanlarıyla gündemde olan Dersim’de kutsal mekanların bulunduğu alanlara dönük projeler kamuoyunda büyük tepki topluyor. Dersimliler kutsal mekanlarına yapılan projelere karşı hem sokakta hem de hukuk önünde mücadele ediyor. Bu mücadeleler, bazı projeleri durdursa da yeni projeler birbirini izliyor. Son gelişme de Munzur’da yapılması planlan peyzaj düzenlenmesi. Bu düzenlemenin Dersim halkının en kutsalı sayılan Munzur Gözeleri’ne müdahale anlamına geldiğini söyleyen Dersimliler, şimdi de bu konuda seslerini duyurmaya çalışıyor. İnanç önderleri de Dersim’de kutsalların tehlikede olduğuna dikkat çekerek herkesi bu konuda çıkarılan sese ortak olmaya çağırıyor.

KÖYLER YILLARDIR YASAKLI

Türklerin tarihteki en büyük suçlarından biri olarak hafızalardaki tazeliğini koruyan 1937-1938 Dersim Soykırımı’nda köyler boşaltılmış, yasaklanmıştı. 1990’lı yallarda bir kez daha köyler, mezralar boşaltıldı ve yıllarca “yasak bölge” kapsamına alındı. Şimdi de “geçici güvenlik bölgesi” adıyla yasak uygulanıyor.

MAYIN TARLASINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Bölgede en fazla mayının bulunduğu Dersim’de, bu durum yurttaşları endişelendiriyor. Bölgede 1993’ten 2019’a kadar çok sayıda kişi mayın patlaması sonucu hayatını kaybetti, yaralandı. Mayın sonucu hayatını kaybedenlerden 6’sı ise çocuk.