DFG'den Mayıs raporu: 42 gazeteci tutsak

Tutsak gazeteci sayısının 42 olduğunu belirten DFG, “Etki ajanlığı” maddesine tepki gösterdi.

DFG AYLIK BİLANÇO

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG),  2024 Yılı Mayıs Ayı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Raporda 42 gazetecinin cezaevinde olduğu belirtildi.

ETKİ AJANLIĞI'NA TEPKİ

Raporda şöyle denildi:

"Gazeteciliğe yönelik baskı ve ihlaller devam ederken iktidar bununla da yetinmeyerek 9’uncu yargı paketiyle birlikte ‘etki ajanlığı’ adlı maddeyi yasalaştırmayı amaçlıyor. ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacak’ ibarelerinin yer aldığı madde ile gazetecilik bir kez daha kıskaca alınacak. Siyasi iktidar başta olmak üzere güç odaklarını rahatsız edecek bilgileri topluma aktaran her bir gazeteci bu madde kapsamında yargılanacak, hapsedilecek. Elbette bu madde sadece gazetecileri kapsamayacak dijital medya platformlarında fikir ya da bilgi paylaşımı yapan herkes bu kapsamda yargılanabilecek. Yasa ile birlikte demokrasinin olmadığı bir ülkede gazeteciler başta olmak üzere toplumun tüm muhalif sesleri kısılmış olacak. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği olarak böylesi bir yasayı kabul etmiyoruz. Tasarının da geri çekilmesini talep ediyoruz."

1 MAYIS’TA GAZETECİLERE SALDIRI

Gazeteciler ve basın ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerin Mayıs'ta da sürdüğünün belirtildiği raporda şunlar kaydedildi:  “1 Mayıs İşçi Bayramı için İstanbul’da Taksim Meydanı’na yürüyen işçi ve emekçileri takip eden medya mensupları da darp edildi, kelepçelenerek gözaltına alındı. İşçi ve emekçilere yönelik polis saldırısının yaşandığı alanlardan biri olan Saraçhane’de polis amirinin ‘Basını süpürün’ talimatıyla gazetecilere yönelik şiddet gerçekleşti. Bu saldırılarda meslektaşlarımız yaralandı, çalışmaları engellendi. Polisin saldırısında Mücadele Birliği muhabiri Serpil Ünal ters kelepçe takılarak gözaltına alınırken, gazeteciler Fatoş Erdoğan ve Umut Taştan, haber takibi sırasında yaralandı. Gazeteci Umut Taştan ayağından yaralandı, Fatoş Erdoğan’a ise plastik mermi isabet etti. 1 Mayıs’ın ardından Taksim eylemlerine dönük 3 dalga şeklinde operasyon yapıldı, birçok ev ve iş yeri polisler tarafından basıldı. Baskın yapılan adreslerden biri de Sendika.org bürosu oldu. Kimseye haber verilmeden yapılan baskında Sendika.org çalışma ofisinde hukuksuz arama yapıldı. Taksim eylemlerine katılanlara dönük yapılan operasyonların 3’üncüsünde ise Gazete Patika Muhabiri Ali Kadir Güler gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Güler, daha sonra yapılan itiraz sonucu serbest bırakıldı. Gazetecilere dönük baskıları sadece 1 Mayıs’la sınırlı tutmayan iktidar, 6 Mayıs’ta Amed’de yapılan ev baskınlarında gazeteciler Nurcan Yalçın ve Derya Us’u gözaltına aldı. Us ve Yalçın, Diyarbakır Adliyesindeki sorgularının ardından sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince 7 Mayıs’ta adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı."

ENGELLEME VE TEHDİT

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması için yapılan eylemlere yönelik saldırılarda gazetecilere yönelik engellemelerin yaşandığının ifade edildiği raporda şunlar belirtildi:

“Eylemlere saldıran polis bu durumun yansımasını engellemek adına gazetecileri çembere aldı. Benzer engelleme Kobanê davasının açıklanan kararlarının ardından başlayan eylemlerde de gerçekleşti. Amed’de Koşuyolu’ndan İstasyon Meydanı’na yapılan yürüyüşte gazeteciler kalkanlarla çember içine alınarak mesleklerini yapmaları engellendi. Yine eylemi takip eden gazeteciler, polis amirinin ‘Eylemcilerden uzaklaşmadığınız takdirde hakkınızda işlem yapılacak’ söylemiyle tehdit edildi. Gazetecileri tehdit eden isimlerden biri de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ydi."
Yine 21 Mayıs’ta tutuklanan gazeteciler Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve Erdoğan Alayuımat’a cezaevinde yapılanlara da yer verildi.
Federe Kurdistan Bölgesi’nde KDP’ye bağlı birimler tarafından alıkonulan gazeteci Süleyman Ahmet’ten 211 gün sonra haber alındığının belirtildiği raporda bunun yeterli olmadığı belirtilerek, serbest bırakılması istendi.
Kürt gazetecilere yönelik baskının bir diğer adresinin Hollanda olduğunun belirtildiği raporda, şunlara yer verildi: “Özgür Ülke gazetesi bombalandığı gün gazete binasında olan ve şimdi de sürgünde gazetecilik yapan Serdar Karakoç, Almanya’nın talimatı doğrultusunda gözaltında alındı ve gözaltı süresi 20 gün uzatıldı. Kürt gazetecilere yönelik egemenlerin bakış halinin devamı olan bu saldırıyı kınıyoruz. Meslektaşımız Serdar Karakoç’un derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

İHLALLERİN BİLANÇOSU

Raporda 2 gazetecinin saldırıya uğradığı, 4 gazetecinin evine baskın düzenlendiği ve gözaltına alındığı, 4 gazetecinin tutuklandığı, 4 gazetecinin kötü muameleye maruz kaldığı ve 3 tehdit edildiği, 7 gazetecinin haber takibinin engellendiği cezaevlerinde ise 4 gazetecinin ihlale uğradığı ifade edildi.  10 gazeteci hakkında soruşturma açıldığı, 11 gazeteci hakkında dava açıldığı ve toplamda 23 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile 200 bin TL para cezası verildiği raporda yer aldı. Yine raporda yargılaması devam eden 43 gazeteci dosyasının olduğu tutuklu gazete sayısının ise 42 olduğu belirtildi. 1 gazetecinin işine son verilirken, 10 yayın yasağı, 307 internet sitesinin kapandığı, 450 habere erişim engeli getirildiği bilgileri yer aldı.