Başûrê Kurdistan’ı henüz yüz üstü bırakmaya yıllar varken, Mele Mistefa Barzani, İran’a karşı Mahabad Kürt Cumhuriyeti’ni cumhuriyetin genel kurmay başkanı olduğu halde tek kurşun atmadan arkasında bırakıp gitti. Cumhuriyetin öncüsü Qazi Muhammed ve arkadaşları dar ağacında düşmana diz çökmediklerini söyledikleri dakikalarda Barzani ve beraberindeki 500 pêşmerge, dönemin Rusyası Sovyetlere kaçmakla meşguldü. Yanında götürdüğü yüzlerce pêşmerge ile Moskova önlerine varan Barzani, 1947’den 1958’e kadar burada kalarak, siyasette “soğuk iklimin” tarzını da tattı. 

RUSYA ZAMANLARI

Barzani, dönemin Sovyet İstihbarat Şefi Pavel Sudoplatov’un kaleme aldığı anılarında; “Batı ve doğu güçleri arasındaki mücadelede maşa olarak kullanılıyor” şeklinde anılıyordu. Dahası Barzani, Rus askeri ve istihbaratı çalışmalarında yer alırken, İbrahim Ehmed ve beraberindekiler Barzanilerin yüzüstü bıraktığı halk için Başûrê Kurdistan dağlarında mücadele ediyordu. Ehmed, devamında KDP Genel Sekreterliğine seçilerek, bu görevi 11 yıl sürdürdü. 

KDP’DE TASFİYE VE İHANETİN BELİRDİĞİ YILLAR

Barzaniler daha Rusya’dayken, Ehmed ve beraberindekilerin yürüttüğü çalışmalardan biri de Xebat Gazetesi’ydi. İlk sayısı bu dönemlerde çıkarılan gazete, Abdülkerim Kasım’ın 1958’de bir darbe sonucu Irak'ta yönetimi ele geçirmesinden sonraki döneme kadar da bu şekilde yayın hayatına devam etti. Kasım’ın ılımlı politikalarından sonra Barzaniler; Sovyet topraklarından çıkarak, Kahire üzerinden Irak'a döndü. Barzani ve yakınındakilerin Irak'a döndükten sonra yaptıkları ilk iş ise Ehmed ve beraberindekileri tasfiye etmek oldu. Ehmed’i tasfiye ettikten sonra KDP’nin başına geçen Barzani, o dönem Xebat Gazetesi’ne de el koyarak, bugünkü halini almasını sağladı. 

Nitekim Xebat Gazetesi, daha sonraki yıllarda Barzani’nin Qazi Muhammed’e ihanet edip Rusya'ya kaçma sürecini bir kahramanlık destanı gibi işlemekten de geri durmayacaktı.

AŞBETAL’A DAHA ÇOK VAR

Bunlar olduğunda “Aşbetal’a/Tasfiye’ye” daha 29 yıl vardı. Halen Kurdistan’ın bazı yerleri işgalcilere peşkeş çekilmemiş ve Başûr halkının özgürlük mücadelesi en can alıcı darbelerden birini almamıştı.  

HEWLÊR İŞGALİNE GİDEN YOL

Daha sonraki yıllarda KDP ve Barzanilerin üstlendiği rolleri bir başarı şeklinde sayfalarına taşımaya devam eden Xebat Gazetesi, KDP’nin 182 bin Kürt’ü kimyasal silahla katleden Saddam Hüseyin'i Hewlêr’e davetini de işleyecekti. KDP Genel Başkanı Mesut Barzani, 22 Ağustos 1996’da Saddam Hüseyin’e bir mektup göndererek, onu Hewlêr’i YNK’ye karşı işgale davet etti. Sonrasında Hüseyin, 31 Ağustos 1996 tarihinde KDP'nin daveti üzerine tank, top, ağır silah ve 30 bin askerle Hewlêr'e girdi.

SADDAM'A MEKTUP 

20'inci yüzyılın en büyük soykırımlarından birini Kürtlere yaşatan Hüseyin’e gönderilen mektubu, dönemin Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz, 31 Ağustos 1996 tarihinde Irak Haber Ajansı’na yaptığı açıklamalarla doğruluyordu. Kürtleri öldürme daveti gönderen Barzani ise, mektubunda şu ifadelere yer veriyordu: “Sayın Başkanım, sizler başarılarınız ve aklınızla, İran'ın Irak'a müdahalesi için bir çare bulmalısınız. (...) Zat’ı âlinizden Irak ordusuna emir verip tehlike saçtıran yabancı güçlerle, işbirlikçi Celal Talabani’nin ihanetine de son vererek Irak ordusunun Erbil’e girmesini rica ederiz.”

BAAS ordusunun Hewlêr’e girmesi sonucunda yaşanan çatışmalarda 450 YNK pêşmergesi yaşamını yitirdi, yüzlercesi de yaralandı. Aynı Xebat Gazetesi, bir ihanet sonucu BAAS’ın Kürt şehirlerini işgal etmesini de sevinçle karşılıyordu. 

Gazete; o günden bugüne kadar yolundan hiç sapmadı. Keza gazetenin ‘resmi akılları’ da aynı şekilde yollarına devam ettiler. 

PARSEL PARSEL BAŞÛR TOPRAKLARI GİDİYOR AMA XEBAT SUSKUN

Tarihsel gelişim içerisinde rol ve pozisyonunda hiçbir değişikliğe gitmeyen KDP, bütün medya organları üzerinden Kurdistan Özgürlük Hareketi’ne saldırmayı temel hedef olarak önüne koymuş durumda. Bu günlerde iktidarını kaybetmemek için Başûrê Kurdistan topraklarının bir bölümünü Ankara, bir bölümünü Tahran, bir bölümünü Tel Aviv ve bir bölümünü Bağdat’ta pazarlık masalarına yatıran KDP’nin bu politikaları neredeyse Başûr’un bütün sokak ve mahallerinde halkın gündeminde. 2017’de gerçekleştirmek istediği referandum sonucunda Başûr topraklarının yarısını Irak ordusu ve Heşdî Şebî’ye kaptıran KDP, kalan yarısını da girmek istemediği seçimler üzerinden kaybetmek üzere. 

Var olan tablo saklanamaz ve yama yapılamaz bir hal alırken, bundan sıyrılmanın “sihirli çözümü” ise PKK ve Kürt halkına saldırmak olarak kodlanmış. Kurdistan tarihinde ihanet çizgisinin temsili olarak teşhir olmak her geçen gün KDP için daha büyük bir baskı haline gelirken, bu baskı ve “düşmana yaslanma” siyasetinin olumsuz etkilerinden kurtulmak için var gücü ile algı arayışlarına girişiliyor.

'VUR' ÇAĞRISI

Yaşanan siyasi ve idari krizin yanında ekonomik kriz de KDP ve Hewlêr’i farklı arayışlara yöneltirken, Xebat Gazetesi’nde yayınlanan haber ile Silêmani’de kimi yurtsever kurumlar hedef haline getirilerek, Türk ordusuna adeta “gel, vur!” çağrısı yapıldı. Soran halkı, bu tür yönelimlere karşı büyük bir rahatsızlık ve öfke duyarken, Kürt ve Kurdistan topraklarının ne karşılığında hedeflenmeye çalışıldığını da soruyor. 

İSA’YI 30 DİNARA VEREN RUH!

KDP ihanetlerinin yanında tarihsel ihanetlerin de hatırlatıldığı sokaklarda en çok bilinen ve iki bin yıl önce Hz. İsa’yı 30 gümüş dinar için ihbar eden Havari Yehuda’nın ihanetine de göndermeler yapılıyor. Silêmani merkezli Kürt yurtsever, devrimci ve demokrat kişilere karşı geliştirilen saldırılar tarihsel ihanetlerin biçim ve tarzlarından çok ayrı değil. 

KURDİSTAN'IN ‘İHANET HAFIZASI’ 

Söz konusu gündem ile birlikte KDP’nin tarihsel rolü tekrar kapsamlı bir şekilde ele alınırken, bu tartışmalar dahilinde tek tek araştırma yapıp işgal ve ilhak politikalarına karşı ulusal bilinç ile karşı duran Kürt kurumlarını hedef gösteren Xebat Gazetesi, yukarıda Başûr’un tarihsel gelişiminin sadece bir kısmının sıralandığı olayların seyrinde öncü bir rol oynadı. Bu rol ise Hewlêr merkezli gelişen Kurdistan’ın “ihanet hafızası” şeklinde tarihteki yerini alıyor.