Hezro’da tarım arazileri gasp ediliyor
Devlet, Hezro’nun Mîrgî köyünde halka ait tarım arazilerini usulsüzce kamulaştırarak petrol kuyusu kazıyor. Duruma tepki gösteren köylüler, “Topraklarımız gasp ediliyor” dedi.
Devlet, Hezro’nun Mîrgî köyünde halka ait tarım arazilerini usulsüzce kamulaştırarak petrol kuyusu kazıyor. Duruma tepki gösteren köylüler, “Topraklarımız gasp ediliyor” dedi.
Hezro’nun Mîrgî (Erkonak) köyünde halkın tarım arazisine el koyan devlet, arazide petrol kuyusu kazarak hem köyü tehlikeye atıyor hem de köy halkını göçe zorluyor.
Tek geçim kaynağı hayvancılık ve tarım olan köy halkının yaşam alanını tehdit eden petrol kuyuları, halkın izni olmadan kazılıyor. Kazıya izin vermeyen yurttaşlara ait araziler, yasal olmayan yollarla kamulaştırılıyor. Köy halkının tepkilerine “izin vermeseniz de yapacağız” cevabını veren yetkililer, köyde buğday, mercimek, nohut tarlalarının tümünü yok ediyor. Halkın aynı zamanda geçim kaynağı olan tarlaların yok edilmesi, halkın göç yollarına düşmesine de zemin hazırlıyor.
TAPULARIMIZ OLMASINA RAĞMEN
Köylülerden Fesih Balvey, ANF’ye şunları söyledi: “İstemediğimiz halde onayımız olmadan bir çok yere kuyu kazıldı. Topraklarımız resmen gasp edildi. Defalarca görüşme aldık, kabul etmediğimizi söyledik ama umurlarında olmadı. Burası bizim toprağımız, emeğimiz. Alın terimiz dökülmüş bu arazilere. Her yerde dedelerimizin, nenelerimizin emeği var. Tapularımız olmasına rağmen yokmuş gibi davranıyorlar. Askerle, jandarmayla görüştük, karakola gittik. ‘Sizi anlıyoruz ama yapacak bir şey yok’ deyip başlarından savıyorlar. 3-4 aydır bizi oyalıyorlar. Bu oyalama sürecinde de birçok yeri kazdılar, beton döktüler. Verimli arazilere beton dökmek katliamdan başka bir şey değildir. Petrol kuyu kazacaklarına bölge halkını destekleseler, çiftçiliği destekleseler, gençlerimiz burada kendi topraklarında çalışır.”
DOĞAMIZI TALAN EDİYORLAR
İzin vermeyeceğini söyledikten üç gün sonra arazisine kamulaştırma kararı çıkarıldığını kaydeden Fesih Balvey, şöyle devam etti: “Usulsüz bir şekilde arazime girdiler ve iş makinalarıyla tarlamı resmen ezip geçtiler. Askerler gelip ‘arazin kamulaştırıldı, sana 40 bin lira verecekler’ dedi. Ben parasında değilim, benim emeğimi hiç etmişler, hangi para karşılar ama teklif ettikleri para bile komik. Onlara açıkça söyledim; 40 trilyon da verseniz arazime girmenize izin vermiyorum, dedim ama bir işe yaramadı. Birçok yere beton döktüler. Şu an köyün neresinden baksanız beton ve kuyu görüyorsunuz. İş makinaları görüyorsunuz. Doğamızı talan ediyorlar. Açık açık ‘sizin söz hakkınız yok’ diyorlar.”
YAŞAM ALANI BIRAKMIYORLAR
Köye yaklaşık 600 kuyunun yapılacağını tahmin ettiklerini belirten Balvey, bir köyün yok olmakla yüz yüze olduğunu söyledi.
Burada yaşadıklarını, geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu dile getiren Fesih Balvey, şunları ekledi: “Bize yaşam alanı bırakmıyorlar, nefes alanı bırakmıyorlar. Bu sistem bize yaşam hakkı tanımıyor. Emeğimizi zorbalıkla elimizden alıyorlar. Onların parasına muhtaç değiliz. Bir köyün yok oluşudur. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Sesimizi herkes duysun, bu zulümdür. Bu bir köyün boşaltılmasıdır, köylüleri göçe zorlamaktır. Biz köyümüzden çıkmak, topraklarımızı, emeğimizi bırakmak istemiyoruz.”