GÖRÜNTÜLÜ

‘Hiroşima ve Nagazaki de ne yaşandıysa Enfal’de onu yaşadık’

Enfal harekatının tanıklarından Güney Kürdistanlı aydın Mıhemmed Seid, Nagazaki ve Hiroşima’da yaşananların aynısının Enfal harekatında da yaşandığını söyledi.

Enfal harekatının tanıklarından Güney Kürdistanlı aydın Mıhemmed Seid, Nagazaki ve Hiroşima’da yaşananların aynısının Enfal harekatında da yaşandığını söyledi. Seid, Enfal’in Kürtlerle birlikte tarihlerini ve kültürlerini de yok etmeyi hedeflediğini kaydetti. 

1988’de Irak Baas partisinin Güney Kürdistan'da uyguladığı ve 182 bin kürdün katledildiği Enfal harekatıyla “Kürde ait ne varsa yok edilmek istendi” diyen tanıklardan Güney Kürdistanlı aydın Mıhemmed Seid o günleri ANF’ye anlattı.

O dönemi yaşayan biri olarak, Enfal Harekatının Irak ile bölge ve dünya devletlerinin uzlaşısı sonucunda geliştiğini belirten Sedi, “Enfal her anlamıyla bölgesel ve küresel kapsamda gelişen tam bir Kürt soykırımıydı” diyerek, buna kimi Kürt cahşların da ortak olduğunu, halkın bombardıman alanlarında çıkmasına bu cahşların Irak askeriyle birlikte izin vermediğini söyledi. 

‘KÖYLERİN ETRAFINI TUTTULAR HALKIN KAÇMASINA İZİN VERMEDİLER’

1988’in 3 Mayıs’ında kendisinin de bulunduğu Göktebe köyüne uçak ve helikopterlerle saldırı başlatıldığını söyleyen Seid, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Akşamüstü üzerimizde uçaklar, helikopterler uçmaya başlayınca biz çocukları ve kadınları güvenli yerlere almaya karar verdik. Çünkü bizden önce katliamın yapıldığı yerler vardı. Hiçbir şekilde ayrım gözetmiyorlardı. Uçaklar, helikopterler her tarafı vuruyor, yakıyor, yıkıyor, katlediyordu. O açıdan biz de tedbir almaya karar verdik. 

Ama yolumuzu kapattılar. Halkın katliam alanlarından çıkmasına izin vermediler. Ne acıdır ki, bu Enfal hareketinde Kürt cahşlarda yer alıyordu. Kendini satmış bu hain tipler Irak ordusuna öncülük ediyor, her tarafı talan ediyorlardı. Birçok insanımızı ırak ordusuna teslim ettiler. İran’a, Türkiye’ye kaçmak isteyen halka engel oluyorlardı. İşte gerçek trajedi buydu. Bunun tanıkları halen var.” 

'KATLİAM ADIM ADIM HER YERE YAYILDI'

Enfal harekatının ilk olarak Kerkük çevresindeki köylerin yakılıp yıkılmasıyla 1987’de geliştirildiğini belirten, Seid, 1988 Şubatı’na gelindiğinde toplu katliamlara dönüştüğünü, giderek Karadağ, Hewraman, Şarezor mıntıkasına, oradan Germiyan, Koy, Şıwan, Şexbızıni alanlarına ve en sonda da Rewandız ve Behdinan alanlarını da içine alarak tüm Kürdistan’a yayıldığını, kaydetti. 

'KÜRDE AİT NE VARSA YOK EDİLDİ'

Enfal harekatıyla Kürde ait ne varsa hedeflendiğini, belirten Seid, Enfal’e dair şu değerlendirmeleri yaptı:

“Yapılan araştırmalarda bu Enfal hareketinde 182 bin Kürdün katledildiği belirtiliyor. Bu büyük bir insanlık suçudur. Ancak Enfal sadece fiziki bir katliam olmaktan öteydi. Kürtlere ait ne varsa hedeflendi. Şehirler yakılıyordu, tarihi kalıntılar ortadan kaldırılıyordu. Kültürel değerler imha ediliyordu. Dolayısıyla aslında Kürde ait ne varsa; tarih, kültür yok ediliyordu. O açıdan Enfal’i sadece insanların fiziki katliamı olarak değerlendirmek mümkün değil. Öyle yapılırsa Enfal’in yarattığı sonuçları bir bütün olarak anlaşılamaz.”

'IRAK KÜRTLERDEN ÖZÜR DİLEMELİ'

Enfal’in doğru anlaşılması için doğru analiz edilmesi gerektiğini, bu konuda hükümete çok şey düştüğünü belirten, Seid, bu konuda yetersiz kalındığına, dikkat çekti. Seid, Irak devletinin Kürtlere yaşattığı vahşetten dolayı özür dilemesi gerektiğini belirterek “Çünkü Kürtlere yaşatılanlar insanlık suçuydu” dedi.

“Irak devleti halen yaptığı katliamdan dolayı özür dilemedi. Bölge hükümeti bu konuda da baskı yapmalı. Çünkü bir toplum ruhsal, psikolojik olarak çökertilmeye çalışıldı. Tarihsel-toplumsal, kültürel değerleri yok edildi. On binlerce insan insafsızca katledildi” diyen Seid, kimi kaynaklara göre 4 bin köy, kasaba, şehrin yakılıp yıkıldığını, Halepçe gibi jenosit yaşatıldığını sözlerine ekledi.

‘ENFAL İLE KÜRTLERE HİROŞİMA, NAGAZAKİ YAŞATILDI’

Enfal ile Kürtlere yaşatılanın, Nagazaki ve Hiroşima’da yaşatılanlarla aynı olduğunu söyleyen, Seid, “Ancak buna sessiz kalanlar da bu suça ortaktır” dedi.

Bölgenin ve dünyanın birçok ülkesinin halen Enfal’i bir jenosit olarak görmediklerini belirten Seid şunları ekledi: “Bu katliama, jenoside karşı sessiz olanlar suçludurlar. Bölge ülkeleri, dünya ülkeleri bu katliamdan sorumludur. Halen bile bu katliam bir jenosit olarak tanınmış değil. Bölge ülkeleri halen bunu bir soykırım olarak tanımlamıyorlar. Oysa o dönem Güney Kürdistan'da yaşananların Nagazaki’de, Hiroşima’da yaşananlardan farksızdı. Osmanlının Ermenilere yaptığı neyse Saddam’ın Kürtlere yaptığı şeyde aynıdır.”

Enfal’in gerçek boyutlarının da halen ortaya çıkarılmadığını belirten Seid, halen Enfal mağdurlarının mağduriyetlerinin de giderilmediğin, katliamın izlerinin birçok yerde canlı olarak durduğunu, katliamın yıl dönümlerinde anmalar yapılarak bu katliama gereken cevabın verilemeyeceğini söyledi. 

‘ENFAL BUGÜN ROJAVA VE BAKUR’DA DEVAM EDİYOR’

Enfal’le karşı gerekenlerin yapılmamasından dolayı bu soykırım zihniyeti ve uygulamalarının halen Rojava ve Bakur Kürdistanı’nda devam ettiğini de ifade eden Seid “Dikkat, Kürt Enfal’i halen devam ediyor. Kürt katliamı bugün Rojava’da, Bakur’da, Rojhılat’da sürüyor. Enfal dediğiniz nedir? Katletmektir, kurban etmektir. Ganimet yapmaktır. İşte aynısı Kürdistan'ın diğer parçalarında halen yaşanıyor. Bölge devletleri halen günde onlarca Kürdü katlediyor. DAİŞ halen Kürtleri katlediyor. Peki, bu bir kader midir? Kesinlikle değildir. Ama bunun önüne geçebilmek için de bir şeyler yapmak gerekir. Onun için artık Kürtlerin birliğine ihtiyaç var. Ulusal bir strateji olmalı” diye konuştu.