İnsan hakları savunucuları: Öcalan ile görüşülmesi zorunluluktur!

Öcalan'a dönük tecride karşı Amed'de açlık grevi sürerken, insan hakları savunucuları da derhal İmralı'da görüşme yapılmasını istedi ve bunun bir zorunluluk olduğunu kaydetti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe ve insan hakları savunucusu, Avukat Eren Keskin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride ilişkin ANF'ye değerlendirme yaptı...

TÜRKDOĞAN: AKSİNİ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUZ!

Türdoğan, Öcalan’a yönelik tecridin kesinlikle kabul edilmeyeceğini vurguladı. “Sırf bir hakkın kullanımı için insanların açlık grevi yapmaya mecbur bırakılması Türkiye’nin bir utancıdır” diyen Türkdoğan, bu durumun Türkiye’de yasaların uygulanmadığının açık göstergesi olduğunu belirtti. Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüşmesinin bir zorunluluk olduğunu kaydeden Türkdoğan, “Eğer Türkiye’nin kendi kanunlarına azıcık saygısı varsa görüşmenin derhal önünü açmalı; aksini düşünmek bile istemem” dedi. Adalet Bakanlığı'nı acilen görüşme yolunu açmaya çağıran İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Görüşme hakkı yasal bir haktır. Kimsenin keyfine bırakılabilecek bir husus değildir” diye ekledi.

KESKİN: İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ VAR; ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLSÜN

Av. Keskin, Öcalan’a yönelik uygulanan kişiye özel sistemin Türkiye’nin gerek iç hukukuna, gerekse imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu kaydetti. Öcalan’ın avukatlarıyla 5 yıldır, ailesiyle ise 1 yıl aşkındır görüştürülmediğini hatırlatan Keskin, “Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve hayatta olması Kürt halkı için çok önemli” dedi. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi çatışmaların yaşandığı İmralı Cezaevi’nin komutanın da tutuklanmış olmasının endişeleri arttırdığını vurgulayan Keskin, “15 Temmuz darbe girişimi gecesi İmralı’da neler olduğunu hiç kimse bilmiyor. Bu açıdan büyük bir yasadışılık söz konusu” diye tepki gösterdi. Kürt siyasetinin bileşenlerinin başlattığı açlık grevine değinen Keskin, “Biz insan hakları savunucularına göre açlık grevi en son başvurulacak bir çare ama sanıyorum ki artık demokratik talep yoluyla bir sonuç alınamayacağı endişesi o kadar yükseldi ki, açlık grevine karar verildi” diye konuştu. Gidişatın iyiye gitmediğini ifade eden Keskin, Türkiye’nin bir iç savaş tehlikesi yaşadığına dikkati çekti. Keskin, Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmesinin Kürt halkını rahatlatacağını vurguladı.

'ÇÖZÜM MASASINA DÖNÜLSÜN'

Türk Başbakan Binali Yıldırım’ın “Çözüm, mözüm yok” açıklamasını da yorumlayan Keskin, Yıldırım’ın bu açıklamasını Kürdistan’ın dört parçası içinde değerlendirmek gerektiğini söyledi. “Türkiye sadece kendi içindeki Kürtlerle değil, kendi dışındaki Kürtlerle de şu anda bir sorun yaşıyor” diyen Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk devleti Kürtlerin bir kazanımının olmasını istemiyor ve bu nedenle de Kürtlerle her parçada savaşmak istiyor. Bu çok tehlikeli bir gidişat ve bu gidişattan herkes etkilenecek. Bu kadar insanın, gencin hayatını kaybettiği bir ortamda ailelere bunun hesabını kim verecek? Ailelere bunu 'terör ile mücadele' diyerek anlatamazsınız.” Kürt sorununun 'güvenlik' politikalarıyla çözülemeyeceğini belirten Av. Eren Keskin, hükümete çözüm masasına geri dönme çağrısında bulundu.

EFE: TECRİT KOŞULLARI DERHAL KALDIRILSIN !

TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe ise, tecridin her türlüsünün insanın var oluşuna aykırı olduğunu söyledi. Öcalan'a yönelik tecridin derinleştirilmesine, avukatları ve ailesiyle görüştürülmemesine tepki gösteren Efe, "Böylesi olağanüstü bir hal yaşanmışken, Öcalan’ın bulunduğu genel durum hakkında avukatlarının, ailesinin ve toplumun bilgisiz bırakılmasını doğru bulmuyoruz” dedi. Tecrit koşullarının derhal kaldırılmasını isteyen Efe, Öcalan ile görüşülmesinin edişe verici gelişmelerin derinleşmesini engelleyeceğine işaret etti.

TİHV Temsilcisi Ümit Efe, çözümün, barış ortamının ve mutabakatın ancak diyalog yolunun açılmasıyla mümkün olacağını vurgulayarak, "Biz insan hakları savunucuları olarak bu sürecin takipçisi olacağız” mesajını verdi.