Irak seferberliği, anlaşmalar ve yeni konseptin başlangıcı
AKP-MHP hükümetinin Kurdistan Özgürlük Hareketi'ne karşı aylardır hazırlıklarını sürdürdüğü yeni işgal operasyonun ilk adımı Erdoğan’ın Irak’a ziyareti ile başlamış oldu.
AKP-MHP hükümetinin Kurdistan Özgürlük Hareketi'ne karşı aylardır hazırlıklarını sürdürdüğü yeni işgal operasyonun ilk adımı Erdoğan’ın Irak’a ziyareti ile başlamış oldu.
Türk devletinin işgal operasyonları kapsamında Medya Savunma Alanları’na bağlı Metîna Bölgesi’nde HPG-YJA Star güçleri ve işgalci Türk askerleri arasında şiddetli çatışmaları yaşandığı saatlerde Erdoğan Irak ile çeşitli anlaşmalara vardı. “Kalkınma Yolu” projesine imza atan Ankara ve Bağdat; diğer taraftan "Su Alanında İşbirliği Çerçeve Anlaşması" ve "Stratejik Çerçeveye İlişkin Mutabakat Zaptı" adı altında 24 işbirliği anlaşmasına gitti.
ERDOĞAN KÜRTLERE KARŞI SAVAŞI 2028’E KADAR UZATTI
Anlaşmaya varılan yeni ticari yolun diğer ortakları Birleşik Arap Emirlikleri(BAE) ve Katar olurken, projenin 2028’de tamamlanacağı belirtildi. Böylelikle ticari anlaşmalar adı altında Erdoğan hükümeti, Kurdistan’da dört yıl daha sürecek büyük bir savaşın temelini atmış oldu. AKP-MHP hükümeti, ticari yolun güvenliği gerekçesi ile hem uluslararası hem de bölgesel güçleri PKK’ye karşı yapılacak yeni operasyonlarda aynı cepheye getirmeye zorluyor.
ABD SUDANİ’YE İCAZET VERDİ
Bu adım ile Ortadoğu’da yeni gelişmelerin kapıları aralanırken, Erdoğan’ın ziyareti öncesi ABD’de gerçekleşen Irak Başbakanı Sudani ve ABD Başkanı Joe Biden’ın görüşmenin sonucu da açığa çıkmış oldu. Ankara ile birçok anlaşmaya varan Bağdat’ın ABD’den “onay” almadan bu kadar cesaretli adımlar atmayacağı durumu, Kurdistan Özgürlük Hareketi'ne karşı hayata geçirilen konspetin boyutlarını gözler önüne seriyor. Nitekim yıllardır büyük idari, askeri ve siyasi istikrarsızlıklar yaşayan Irak; ABD ve İran arasında giderek büyüyen güç gösterilerine sahne oluyor. Bu temelde herhangi bir dayanak olmadan Irak’ın Ortadoğu’da bölgesel kimi anlaşmalara gidebileceği olasılık dahilinde görülmüyor.
ERDOĞAN’IN GELECEĞİ...
Uluslararası kimi güçlerin de dahil olduğu yeni konsepte “Erdoğan kalacak mı gidecek mi?” sorusu da yavaş yavaş karşılığını bulurken PKK, Filistin ve İran’ı sorun olarak gören hegemon güçlerin bu başlıklar “çözüme” kavuşturulmadıkça Erdoğan’ın gidişine sıcak bakmadığı anlaşılıyor.
ZEVAHİRİ KURTARMA ARAYIŞLARI
Öte taraftan Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani ile görüşen Erdoğan’ın Hewlêr ziyareti ise KDP’nin isteği üzerine gerçekleştirildi. İktidara yakınlığı ile bilinen gazetecilerden Abdülkadir Selvi, durumu Hürriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısında; “Barzani ailesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Erbil’i ziyaret etmesi için çok ısrarlıydı. Erdoğan’ın da uygun görmesiyle bu ziyaret gerçekleşecek” sözleriyle özetledi.
KDP, Başûrê Kurdistan’da yol açtığı sorunların önüne geçmeye güç getiremezken, Bağdat ile yaşadığı sorunları ve işgal planlarında teşhir olan ortaklığını gizlemek için her türlü yolu deniyor. Erdoğan’ın görüşmesi de zevahiri kurtarma arayışlarını bir parçası olurken Başûrê Kurdistan genelinde ise, “AKP’nin yenilmesi KDP’nin yenilmesi” anlamına geliyor tespiti hakim olmuş durumda.
ÖZGÜR ÖZEL NEDEN PARLATILIYOR?
İktidar medyası ise Erdoğan’nın Irak ziyaretine ve anlaşmalara çok yer verirken, CNN Türk başta olmak üzere diğer bir çok kanalın yaptığı yayınlarda ise dikkat çeken konular ön plana çıkarıldı. Ziyaret akşamı yayınlanan bir çok program bu ziyaretin takvimine, büyüklüğüne ve propagandasına göre yayın yaparken, CNN Türk’te ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Erdoğan’ın yapacağı görüşmeye atıfta bulunularak, uzun bir süre Özel’e ilişkin yorumlar ve değerlendirmelere yer verildi. Özel’in AKP medyası tarafından bu kadar parlatılması akıllara soru işareti getirirken, Türkiye'nin siyasi geleceği hakkında da kimi söylemlerde bulunuldu. AKP’nin yeni işgal planlarına CHP’yi de ortak etmek istediğine satır aralarında yer verilirken, bu durumun Özel ve Erdoğan görüşmesinde kapsamlı bir şekilde ele alınacağı ön görülüyor. Erdoğan’ın “görüşmeye açığız” sinyaline karşı nasıl bir politika izleyeceği henüz tam netleşmeyen CHP’nin bu duruma karşı tavrı ise merak konusu.
İRAN’A GÜZELLEME
CNN yayınında dikkat çeken diğer bir konu ise, İran’a ilişkin özel yayın yapılmasıydı. Programda Atatürk’ün Şah Rıza Pehlevi ile yaptığı görüşmeden başlanarak, Türkiye-İran ilişkileri değerlendirilirken, CNN’in diğer bir ekibi ise Tahran sokaklarını canlı olarak yansıttı. Bu konuda da yayın boyunca siyasi ve diplomatik mesajlar üzerinde durulurak İran’a güzellemeler yapıldı. TC, yapacağı yeni işgal saldırıları için özel savaş hazırlıklarını da had safhaya çıkararak bölgede sorun oluşturabilecek potansiyele sahip güçlerin tepkilerini minimize etmeye çalışıyor. İran’a da bu çerçevede yaklaşarak PKK’ye karşı yapılacak yeni operasyonlarda yanında durması karşılığında hayata geçirilecek ticari yolda payını alabileceği mesajını veriyor.
ORTADOĞU VE TC’NİN YENİ ADIMLARI
TC bu planları yaparken Ortadoğu’da yürüttüğü dengeleri kendi lehine işletebilmek için de büyük bir mesai sarf etmek zorunda kalacağa benziyor. Bu kadar istikrarsızlığın olduğu ve günlük olarak gelişmelere sahne olan Ortadoğu’da ABD, Rusya ve İran başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel güçleri aynı çıkarlar etrafında bir arada tutmak saha gerçekleri ile ters düşüyor. İran’ın adım adım kuşatıldığı, yine Rusya ile bu kadar derin ilişkilerin oluşturulduğu bir denklemde yol yapıp; askeri, ekonomik ve siyasi hamlelere kalkışmak beraberinde yeni durumlar ve sorunlara da davetiye çıkarır.
ÖNCE STÊRK TV MEDYA HABER SUSTURULMAK İSTENİYOR
Sahada bu gelişmeler yaşanırken gece saatlerinde ise Stêrk TV ve Medya Haber’in Belçika'da bulunan haber merkezlerine polis baskını gerçekleştirildi. Her iki TV’nin de binalarını tahrip eden Belçika polisi, TV’lerin teknik alt yapısını çalışamaz hale getirdi. Bu durum da hayata geçirilen yeni işgal ve saldırı konseptinin bir parçası olurken, yaşananlar 90’lardan bu yana Kürtlere karşı TC, ABD ve kimi uluslararası güçlerin vardığı anlaşmalar sonucu geliştirilen süreçlere benziyor. Yeni işgal operasyonu öncesi basın yayın kuruluşlarına da müdahale edilerek, özgür basın susturulmak isteniyor.