Kayıp eylemlerinde Eymür'ün itiraflarına dikkat çekildi

Kayıp eylemlerinde Mehmet Eymür’ün itiraflarına dikkat çekildi, Halis Kılıç, Mehmet Emin Çelik ve Ali Tekdağ’ın hikâyesi anlatıldı.

Amed'de kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şube üyeleri, faili meçhul cinayetlerle katledilenler ile gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini ve faillerini sormak için bir kez daha Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla yapılıp, 665. haftasına ulaşan eyleme, bu hafta Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri de katılarak destek verdi.

EYMÜR'ÜN İTİRAFINA DİKKAT ÇEKİLDİ

Katledilen ve kaybedilen isimlere ait fotoğrafların taşındığı eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, insanlık dışı uygulamaların devletin “cezasızlık” politikasından kaynaklandığını ifade etti.
Zeytun, konuşmasının devamında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün henüz görevde bulunduğu dönemde yürüttükleri faaliyetlere dair kamuoyuna yansıyan açıklamalarına değindi. Zeytun, “Adliye koridorlarında, meydanlarda, mahkeme salonlarında ifade ettiğimiz şeyleri tekrarlamıştır. İtiraf aynı zamanda delil niteliğinde olan bu açıklamaları eksik de olsa bu karanlık döneme ilişkin itiraflarda bulunmuştur. Bu açıklamaların içerisinde devletin '90’lı yıllarda hukuka karşı politikası ve insanlığa karşı suçları itiraf edilmiştir. '90’lı yıllardaki bu hukuka karşı bu hukuksuzluk rejiminde Eymür’ün beyanları, dönemin politikasına uygun bir şekilde devlet destekli yapıların, suçları ve bu suçların sürekliliğini sağlayan devletin politikalarının realitenin ifadesidir” dedi.
Dönemin devlet politikasını bilen ve içinden biri olarak Eymür’ün açıklamalarının olayların faillerinin tespiti için yeterli somut veriler bulundurduğunun altını çizen Zeytun, “Devletin politikalarından kaynaklı uygulamalarından doğan ağır bu insanlığa karşı ihlal mirasıyla devlet yüzleşme zorunluluğu bulundurmaktadır. Bu sebeple savcılar harekete geçmeli ve ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı dönemdeki tüm kamu görevlileri dahil yetkililerin ve birimlerin sorumlularını tespit edecek bağımsız bir soruşturma yürütmelidir” dedi.
Zeytun’un konuşması ardından İHD Şube Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, 20 Mart 1994 tarihinde Amed'in Silvan ilçesine bağlı Geliyé Cumaté (Cumat) köyünde askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülmüş halde bulunan Halis Kılıç’ın hikâyesini anlattı.  


BATMAN

Batman’da da İHD Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla yaptıkları eylemlerini 502. haftasında sürdürdü. Son iki haftadır Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yapan kayıp yakınlarına, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kente gelişinden kaynaklı bu hafta engel olundu.
İHD binasında yapılan toplantıya HDP Batman İl Örgütü ile MEBYA-DER yöneticileri ve üyeleri de katıldı.
İHD Şube Yöneticisi Mahfuz Akgül, 28 Ağustos 1994 tarihinde Batman’ın Kozluk ilçesinde katledilen Mehmet Emin Çelik’in faillerini sormak için toplandıklarını belirterek, Çelik’in infaz emrini verenler ve infazın tetikçilerinin hala yargı önüne çıkarılmadığını söyledi.

 

İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 13 Kasım 1994'te Amed'de gözaltına alınarak kaybedilen Ali Tekdağ'a ilişkin eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Yöneticisi Ali Aydın, yıllardır işkence, yargısız infaz, gözaltında kaybedilme, faili meçhullerin sistematik bir şekilde devlet tarafından yapıldığını anlattıklarını belirterek, "O zamanların MİT’inin en tepesinde bulunan Mehmet Eymür’ün açıklamalarıyla bir kez daha haklılığımızı ortaya çıkardı. Devlet aklı, yaşama kast eylemlerini, işkenceyi hep olağan gördü. Dün olduğu gibi bugün de aynı uygulamalar maalesef ki devam etmektedir. Mehmet Eymür’ün açıklamalarına dayanarak savcıları adaleti sağlamaya davet ediyoruz" dedi.
Eymür’ün söz etmiş olduğu dönemlerde kaçırılan ve kaybedilen Ali Tekdağ’ın kaybedilme hikâyesini okuyan Aydın, Tekdağ’ın 13 Kasım 1994 tarihinde Dağkapı’da gözaltına alındığını söyledi. Ali Tekdağ'ın kaybedilmeden önce birçok kez gözaltına alınıp yoğun işkenceden geçirildiğini söyleyen Aydın, "1982 yılında gözaltına alınıp tutuklanmış, 1985 yılında tahliye edilmişti. Kardeşi Mehmet’in faili meçhul cinayete kurban gitmesinden sonra baskılar daha da yoğunlaşmıştı" dedi.
Ali Tekdağ’ın gözaltına alınışından 45 gün sonra tutuklanarak cezaevine konulan Seyfettin Demir isimli bir kişi Ali Tekdağ’la Çevik Kuvvette aynı hücrede tutulduğunu, Ali Tekdağ’ın kendisine 'Aileme haber verin, bunlar kesin beni öldürecek' dediğine dair tanıklık etti. O tarihten bu yana tüm çaba ve girişimlere rağmen Tekdağ hakkında hiçbir bilgi elde edilemedi" diye belirtti.
Aydın, iç hukuk yollarını tüketen Tekdağ Ailesi'nin dosyayı AİHM’e taşıdığını, burada ise Türkiye’nin mahkûm edildiğini söyledi.