KCK’den 'DAİŞ’ uyarısı: Mutlak tutum alınmalı

KCK Dış İlişkiler Komitesi, Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a DAİŞ çetelerini yerleştirdiğini ve savaşa sürdüğünü, KDP’nin buna göz yumduğunu belirterek, “bu işbirlikçi ve uğursuz role karşı mutlak tutum almaya” çağırdı.

KCK DIŞ İLİŞKİLER KOMİTESİ

KCK Dış İlişkiler Komitesi yaptığı yazılı açıklamada,  “Türk devletinin faşist DAİŞ çeteleriyle birlikte Irak ve Başûrê Kurdistan topraklarını işgal hareketine karşı güçlü tepki göstermeye” çağırdı. 

KCK Dış İlişkiler Komitesi açıklaması şöyle:

“Önemli gelişmelerin yaşandığı bu süreçte halkımızı ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek görev ve sorumluluğumuz olmaktadır. Süreci doğru anlamak ve doğru bir tutum sahibi olmak açısından bu önemlidir. 1 Temmuz 2024 tarihinde Irak İçişleri Bakanlığı’nın yalan ve manipülasyon amaçlı açıklamalarına dikkat çekmiştik.

PROVOKASYON VE YALAN HABERLER

Sömürgeci-işgalci Türk devleti yaptığı ahlaksız ve hukuk dışı eylemlerinin görülmemesi için her türden provokasyon ve yalan haberlere başvurmaktadır. Bunun nedeni Kurdistan Özgürlük Gerillası karşısında yaşadığı çıkmaz ve aldığı ağır darbeler olmaktadır. Bunu HPG’nin açıkladığı 2024 yılının Haziran ayı savaş bilançosunda görmek rahatlıkla mümkündür. Sadece Haziran ayı içerisinde Kurdistan Özgürlük Gerillası 185 eylem gerçekleştirmiş, 46 işgalci Türk askeri de cezalandırılmıştır. 

SÖMÜRGECİ TÜRK DEVLETİ SAVAŞTA TIKANDI

Ayrıca bu süreçte sömürgeci-işgalci Türk devleti tarafından yüzlerce kez hava saldırısı, yine kimyasal silah ve yasaklı patlayıcılar ile yaptığı saldırılar olmuştur. HPG’nin açıkladığı aylık savaş bilançosu da göstermektedir ki Kurdistan’da tahminlerin ötesinde çok yoğun ve şiddetli bir savaş yaşanmaktadır. Kurdistan Özgürlük Gerillası Kürt halkının değerlerini ve kazanımlarını korumak için direnen bir güçtür. Sömürgeci-işgalci Türk devleti çağın en ileri ve gelişmiş teknik ve silahları kullanmasına rağmen, ayrıca herhangi bir uluslararası savaş hukuku tanımadığı halde sürekli bir biçimde kullandığı kimyasal silah ve yasaklı patlayıcılara rağmen Kurdistan Özgürlük Gerillası karşısında çok ciddi zorlandığı kesindir. Açıktır ki sömürgeci-işgalci Türk devleti bu savaşta tıkanmıştır. 

DAİŞ ÇETELERİNİ AÇIKÇA DESTEKLİYOR VE BARINDIRIYORLAR

İşgalci Türk devleti, Kurdistan Özgürlük Gerillası karşısında sonuç alamadığı için köy korucularının ve Roj çetelerinin yanında şimdi bir de faşist DAİŞ çetelerini savaşa sürmektedir. Halkımız ve dünya kamuoyu çok iyi bilmektedir ki Kurdistan Özgürlük Gerillası Hewlêr’de, Kerkuk’te, Mexmûr’da, Şengal’de faşist DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı fedaice bir direniş göstermiş ve büyük bedeller pahasına insanlığın onurunu korumuştur. Aynı şekilde Kuzey ve Doğu Suriye’de faşist DAİŞ çetelerine karşı bu onurlu, görkemli ve kararlı mücadelesini sürdürmüş, işgalci Türk devletinin desteklediği faşist DAİŞ çetelerini tasfiye olma noktasına getirmiştir. Bölge halklarının ve insanlığın başına bela olan faşist DAİŞ çetelerinin sömürgeci-işgalci Türk devletiyle olan ilişkileri bilinmektedir. Faşist AKP devleti, faşist DAİŞ çetelerini her zaman ve bugünde açıkça desteklemiş ve barındırmaktadır. Türkiye’den beslenen ve örgütlenen faşist DAİŞ çeteleri Türkiye’den Moskova’ya ve Avrupa’nın pek çok ülkelerine yayılarak katliamlar gerçekleştirmiştir. İşgalci Türk devleti bugün de bir taraftan Kurdistan Özgürlük Gerillası'na karşı savaştırmak üzere DAİŞ çetelerini Başûrê Kurdistan’ın birçok yerlerine yerleştirirken diğer taraftan halen her gün Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırarak faşist DAİŞ çetelerine nefes aldırmaya çalışmaktadır. Kurdistan Özgürlük Gerillası bugüne kadar gösterdiği direnişte olduğu gibi bundan sonra da sömürgeci-işgalci Türk ordusuna ve birlikte olduğu faşist DAİŞ çetelerine asla ve hiçbir biçimde başarma şansını tanımayacaktır.

KDP’NİN DAİŞ ÇETELERİNİN YERLEŞMESİNE GÖZ YUMMASI UTANÇ VERİCİ

Bu süreçte KDP’nin faşist DAİŞ çetelerinin Başûrê Kurdistan topraklarına yerleşmesine göz yuman ve halen işgalci Türk devletiyle birlikte hareket eden tutumu elbette utanç konusu olmaktadır. İşgalci Türk devletine silah, cephane ve güç aktarımının yanında şimdi de faşist DAİŞ çetelerinin Başûrê Kurdistan’a yerleşmesine sessiz kalması bir tarafa, işgalci güçlerle ilişkisini sürdürmesi hiçbir biçimde kabul edilebilir bir durum değildir. Bölgenin yeniden dizayn edildiği önemli ve kritik gelişmelerin yaşandığı bu süreçte Kürt halkının bir daha kaybetmemesi, özgürlüğüne ve birliğine kavuşması için yurtsever tüm aydınlar, akademisyen, gazeteci ve demokrat olan herkes KDP’nin bu işbirlikçi ve uğursuz rolüne karşı mutlak tutum göstermelidir. 

IRAK GÖZ YUMMAMALI

Faşist DAİŞ çetelerini en iyi tanıyanlardan birisi de Irak halkları ve devletidir. Irak halkları ve devleti DAİŞ’in katliamlarına ve saldırılarına maruz kalmış, büyük acı ve felaketler yaşamıştır. Irak halkları ve devleti faşist DAİŞ çetelerinin saldırılarını kıran ve püskürtenin Kurdistan Özgürlük Gerillası olduğunu çok iyi bilmektedir. Bundan dolayı sömürgeci-işgalci Türk devletinin KDP’yle birlikte faşist DAİŞ çetelerinin Irak ve Başûrê Kurdistan topraklarına yerleşmesine kesinlikle göz yummamalı, açık ve net tutum sahibi olmalıdır. Irak halkları ve devleti faşist DAİŞ çetelerinin bu topraklara yerleşmesine seyirci kalmamalı, daha duyarlı olmalı ve gösterecekleri tepkiyle buna asla fırsat vermemelidirler. 

İŞGAL HAREKETİNE GÜÇLÜ TEPKİ GÖSTERİLMELİ

Dünya kamuoyu da şunu çok iyi görmelidir. Bugün Kurdistan Özgürlük Gerillası'na karşı savaştırılan bu faşist DAİŞ çeteleri yarın kendi halkları ve toplumlarına karşı pimi çekilmiş birer bomba olarak insanlığın başına her daim bela olabilecek durumdadırlar. Bu nedenle Türk devletinin faşist DAİŞ çeteleriyle birlikte Irak ve Başûrê Kurdistan topraklarını işgal hareketine karşı güçlü tepki gösterilmelidir.

Kurdistan halkı faşist DAİŞ çetelerine karşı tarihin en onurlu direnişini göstermiştir. Bugün de soykırımcı-işgalci Türk devletinin Kurdistan Özgürlük Gerillası'na karşı savaşa sürdüğü faşist DAİŞ çetelerine karşı halkımız olduğu her yerde aynı kararlılıkla mücadeleyi yükseltmelidir. Halkımızla birlikte yurtseverlik ve demokrasi çizgisinde olan tüm güçlerin ve kesimlerin KDP’nin içine girmiş olduğu bu uğursuz ilişkilere karşı duyarlı olmalı ve tepkisini ortaya koymalıdır.”