Malazgirt: AKP-MHP faşizmi ancak mücadeleyle yok olur!

HPG komutanlarından Amed Malazgirt, gerilla direnişini kıramayan Türk devletinin kimyasala başvurduğunu belirtti. Malazgirt, "Herkesin AKP-MHP faşizmine karşı savaşması gerekiyor, çünkü faşizm ancak mücadeleyle yok olur'' dedi.

Türk devletinin Medya Savunma Alanları'na, özellikle de Avaşin, Zap'a yönelik işgal saldırıları ve gerillanın buna karşı direnişine ilişkin HPG Merkezi Karargah komutanlarından Amed Malazgirt ile konuştuk.
Herkesi gerilla direnişini kıramayıp kimyasal saldırılara başvuran AKP-MHP iktidarına karşı savaşmaya çağıran Malazgirt, "AKP seçimle, ya da başka bir biçimde iktidarını bırakıp gitmeyecek. Herkes ayağa kalkmalı" dedi.
Malazgirt, Türk devletinin 2015'teki planlarını hatırlatarak, şunları söyledi:
''2015 yılında Türk devleti şimdi bölgede yaptığı harekâtı o zaman yapmak istemişti. Bu sebeple de tüm Zagros sahasında, Cîlo, Çarçela, Zap, Avaşîn û Xakurkê'de, havadan ve karadan birçok operasyon yaptı, ağır çatışmalar yaşandı. Türk devletinin çökertme konsepti o zamana dayanıyor. Fakat Türk devletinin ve ordusunun o zaman gerillaya karşı durma, gerillaya karşı savaşma gücü yoktu. 2015'te Çarçela'da, 2016'da Ertûş'ta, Zap'ta, 2017'de Xeregol Zap'ta ve en son 2017-2018'de Xakurkê de Türk devleti birçok kez Güney Kürdistan'a yönelik işgal saldırılarını genişletmek istemiştir. Fakat az önce de dediğimiz gibi Türk devleti o zaman sahip olduğu teknikle, ne de paramiliter çetelerle gerillaya karşı savaşacak güçte değildi. 2018'den sonra Türk ordusu NATO'dan yeni savaş tekniğini aldı, 2015'ten bu yana edindiği tecrübelerle 23 Nisan'dan bu yana işgal harekâtını başlattı."


'BÜYÜK BİR DİRENİŞLE CEVAP VERİLDİ'


Malazgirt, değerlendirmesinin devamında, ''Bu harekât Avaşin, Zap ve Metina'ya yönelik eşzamanlı olarak başlatıldı ve şimdi de bu bölgelere saldırı var, özellikle de Avaşin üzerinde yoğunlaşıyorlar. Gerillanın bu tekniğe karşı savaşamayacağı varsayımından yola çıkıp bu işgal harekâtına başladılar. Zaten daha operasyonun ilk gününden itibaren Türk ordusu elindeki tüm tekniği, savaş uçaklarını, keşif uçaklarını, tank ve toplarını kullandı. Bu bombardımandan sonra birçok yerde indirmeler yapıp arkadaşlara, arkadaşların mevzilerine saldırdılar. Fakat arkadaşlarımız büyük bir direniş ve iddiayla Türk devletinin işgal harekâtına cevap verdi'' dedi.
Malazgirt, 23 Nisan'dan bu yana olan gerilla direnişini önceki direnişlerden ayırarak, şöyle dedi:
''Hareketimizin tarihinde çok büyük direnişler olmuştur ve bunun birçok örneği vardır. Fakat bu direniş hareketimizin tarihindeki diğer tüm direnişlerden farklı bir karaktere sahip.  Çünkü Türk ordusu ve devleti var gücüyle, tüm teknik imkânlarıyla, her zamankinden daha vahşice saldırıyor ve dönemin uzman ve modern gerillacılığıyla tüm direniş tarihimizden daha farklı bir direniş sergilendi. Düşman bunu hesaba katmamıştı. Düşmanın planı ilerleyip işgal etmekti. Düşmanın işgal harekâtı başlattığı üç bölgede bu böyle oldu. Özellikle de Avaşin'de, Mamreşo'da Komutan Serhed Giravî öncülüğündeki direniş Türk ordusuna büyük bir darbe vurmuştur. Zaten Mamreşo'daki direnişler birlikte Türk ordusu öyle rahatlıkla işgali genişletemeyeceğini anlamış oldu. Bu sebeple Türk ordusu gerillaya karşı kirli yöntemlere başvurdu. Mamreşo'da arkadaşlarımıza karşı kimyasal gazlar kullanıldı ve yedi arkadaşımız burada, kimyasal silahlarla şehit düştüler."


'BAŞARAMAYINCA KİMYASALA SARILDI'


Malazgirt, şunları da belirtti:
''Ondan sonra bilindiği gibi Dola Konferansê ve Dola Maran'da arkadaşlarımız düşmana büyük darbe vurdu. Türk ordusu ilk kırılmasını burada yaşadı. Bu iki yerde onlarca asker öldürüldü. Bu sebeple Türk ordusu kademeli olarak bazı yerlerden çekilmek zorunda kaldı. Arkadaşlarımızın buralarda gösterdikleri direniş Türk devletinin çembere alma ve imha etme planını boşa çıkardı. Türk devleti Dola Konferansê ve Dola Mara'yi işgal ederek bazı bölgelere yönelik çembere almayı tamamlamak istiyordu. Eğer Türk ordusu buralardaki işgalini gerçekleştirebilseydi Girê Sor, Qertel, yani tüm Basya bölgesi çembere alınacaktı. Fakat arkadaşlarımızın direnişi bunun önünü aldı. Sonrasında, 7 Haziran'da Werxelê'ye yöneldiler ve Werxelê'den sorna da Girê Sor'a yöneldiler. Bu iki yerde de arkadaşlarımız eşsiz bir direniş ortaya koydular.  Türk devleti paramiliter güçler ve çetelerle, sahip olduğu tenikle arkadaşlarımıza karşı başarılı olamayacağını anladı. Yine Mamreşo'da yaptıkları gibi Werxelê ve Girê Sor'da kimyasal silahlarla saldırı düzenlendiler.''


HALKA ÇAĞRI


Türk devletinin Kürdistan Özgürlük Gerillalarına karşı kullandığı kimyasal saldırılara ilişkin Malazgirt, şunları söyledi:
''Dediğimiz gibi Türk ordusu gerillaya karşı başarılı olamadı. Kirli arayışlara girdiler. Avaşin'de ellerinden gelen her şeyi gerillaya karşı kullandılar. Elimizdeki bilgilere göre kirli işlerinde kullandıkları çeteleri de gerillaya karşı savaştırdılar. Çünkü artık askerlerinin psikolojisi gerilla direnişi karşısından yıkılmıştı. Sezai Güngör adlı bir askerleri gerillaya teslim olmaya çalıştı. Türk ordusu teknik ve askerleriyle gerillaya karşı sonuç alamadığında savaş tünellerine yönelik patlayıcılar ve kimyasal silahlar kullanmaya başladı. Türk ordusu yasaklı olan tüm silahları Avaşin'de kullandı. Kamuoyuna kimyasal silahların kullanımını belgeler, fotoğraf ve görüntülerle paylaşacağız dedik. Kanıtlarıyla birlikte Türk devletinin gerillaya karşı kimyasal silah ve gazlar kullandığını kamuoyuyla paylaştık. Fakat şu ana kadar kimse bir tepkide bulunmamış. Türk devletinin suçu ispatlanmış olmasına rağmen kimse tepki vermiyor. Uluslararası kurumlar, insan hakları kurumları, savaş suçlarına karşı mücadele eden kurumlar ses çıkarmıyor. Halkımıza sesleniyoruz; etkili bir şekilde gerillalarına sahip çıkmalılar. Çünkü gerilla Kürt halkının onurudur ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadele ediyor. Bu sebeple Kürt halkı, Kürt halkının dostları Türk devletinin işlediği bu savaş suçuna karşı ayağa kalkmalı. Şimdi bölgede savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Türk ordusu şimdi Boxaza, Banista, Şehit Dilgeş, Şehit Serdar'da konumlanmış. Aynı zamanda arazinin derinliklerinde bazen gizli bazen açık bir biçimde hareket halinde. Yani görünen o ki bu kış da savaş devam edecek. Düşman Qela Bedewê ve Cîloya Biçûk'e doğru ilerlemek isteyecektir, bu sebeple savaş daha da şiddetlenebilir.''


'TÜRK ORDUSU BÜYÜK KAYIPLAR VERDİ'


Türk devletinin özel savaş medyasında çıkan bazı iddialarına ilişkin Malazgirt, şöyle konuştu:
''Kartal, Şehit Diren, Stûnê, Şehid Ali'de Türk ordusu bir harekât başlatmıştı. Buralarda arkadaşlarımız büyük bir direniş gösterdiler. Bu direniş bir hafta kadar sürdü. Şehid Eli ve Şehit Diren'de arkadaşlarımız sabotaj ve baskınlarda Türk ordusuna darbe vurdular. Bu eylemlerde Türk ordusu büyük kayıplar verdi. Türk ordusunun medyası aracılığıyla dediği ''birçok gerilla öldürdük ve birçoğu da teslim oldu' yalan. Buralardaki çatışmalarda 5 arkadaşımız şehit düştü ve 4 arkadaşımız esir düştü.
Kartal’da da arkadaşlarımıza karşı kimyasal silah kullanıldı. Buna rağmen arkadaşlarımız sonuna kadar direndiler. Buradaki arkadaşlarımız Türk ordusunun kimyasal silahlarından çok etkilendi. Özel savaş medyasının iddia ettiği gibi teslim olan arkadaşlarımız yok. Türk ordusu kimyasal silahlarla arkadaşlarımıza saldırıyor. Bu gaz insanlarda hafıza kaybına neden oluyor. Bu kullanılan gazlar insanların sinir sistemi üzerinde etkide bulunuyor. Bu gazlar bu biçimde arkadaşlarımızı etkilemiştir. Bu sebeple, bu gazlar kullanıldığında arkadaşlarımız bilinçsizce hareket ediyorlar. Bu iki arkadaşımız bilinci yerine geldiklerinde düşmanın eline geçmemek için kendilerini şehit ediyorlar. Zaten Kartal’da savaş tünellerinde 5 arkadaşımız vardı. Bu iki arkadaş şehit düştüğünde 3 arkadaşımız kalıyor ve savaş tünellerinde 3 gün boyunca Türk ordusuna karşı savaşıyorlar. Bu süreçte arkadaşlarımız 3 günde bir drone, bir robot aracını etkisiz kılıp, birkaç askeri öldürüyor. Bundan sonra Türk ordusu yoğun kimyasal silah kullanıyor, arkadaşlarımız kimyasal gazların etkisi altında hafıza kaybı yaşayıp esir düşüyorlar."
'
HPG Merkez Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt, son olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
''Şehit Diren'de arkadaşlarımız hareket halindeyken arkadaşlarımız ve düşman arasında çatışma yaşanıyor ve Rûmet adındaki bir arkadaşımız düşmana esir düşüyor. Bu arkadaşımız Türk ordusuna teslim olmadığı için şehit ediliyor. Paylaşılan söz konusu görüntüler de Türk devletinin özel savaş medyasının oyunlarından biri. Yani o görüntüler arkadaşlarımız esir düştüklerinde çekilmiş. Özel savaş medyasının verdiği biçimde bir gerçeklik yok.
Savaş suçlarına karşı mücadele eden kurumlara ve insan hakları kurumlarına sesleniyoruz. Türk ordusunun gerillaya karşı işledikleri suçlara karşı harekete geçmeliler. Aksi takdirde bundan sonra Türk ordusunun kimyasal saldırılarında şehit olan her bir Kürt gerillanın, Kürt gencinin şehadetinden sorumlu olacaklardır. Şu andan itibaren Kürtler ve dostları AKP-MHP faşizmine karşı ayakta olmalılar. Çünkü artık AKP seçimle, ya da başka bir biçimde iktidarını bırakıp gitmeyecek ve bu sorun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmeyecek. Zindanlarda bile büyük bir faşizm var. Yıllardır faşizme karşı savaşıyoruz. Herkesin bunu görüp AKP-MHP faşizmine karşı savaşması gerekiyor, çünkü faşizm ancak mücadeleyle yok olur.''