GÖRÜNTÜLÜ

PÇKS: Öcalan’ın durumunun acilen netliğe kavuşması gerekiyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın durumunun üzerindeki belirsizliğe dikkat çeken PÇKS yetkilisi Hiseyin El Ali, Kürt halkının bir an önce netleşme sağlanmasını beklediğini söyledi.

İmralı’da Kürt Halk Önderliği Abdullah Öcalan’ın durumu üzerindeki belirsizliğe Kürdistan’ın tüm siyasi partilerinden tepki gelmeye devam ediyor. İmralı sisteminin ne insan hakları ne de vicdanen kabullenmesinin mümkün olmadığını ifade eden, Partiya Çep a Kurdê Suriye (PÇKS) Dirbesiyê sorumlusu Hiseyin El Ali Öcalan’ın bir yıldır ağır tecrit koşullarına dikkat çekerek, “Serok Abdullah Öcalan üzerinde nasıl bir tehdit var, nereye götürülmüş, durumumun ne olduğunu kimse bilmiyor. Biz Kürt halkı olarak dünyadan bu durumun netleştirmesini bekliyor ve istiyoruz” dedi.

Türk devletinin Cerablus işgali, Kobanê ve Cizirê ’de saldırılarının Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit ve belirsizleşen koşulları ile yakın bağlantısı olduğunu vurgulayan Ali, Kürt halkı üzerinde egemenlik kurmaya çalışan Türk, İran ve Suriye devletinin kendi aralarındaki çelişkiye rağmen Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmak için Tahran’da anlaştıklarını söyledi. Türk devletinin DAİŞ ile anlaşarak Cerablus’u işgal edip,  Kobanê ve Êfrin Kantonların birleşmesini engellemek istediğini anlatan Ali, “Türk devletinin işgal ve saldırılarına karşı Kürtler olarak ne gerekiyorsa yapacağımızı herkesin bilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Rojava demokratik federal sistemin Suriye sorununa çare olacağını ve halklarının ortak yaşamını geliştireceğini ifade eden PÇKS Dirbesiyê Sorumlusu Hiseyin El Ali, Öcalan belirsizleşen koşulları ile Türk devletinin işgal girişimini ANF’ye değerlendirdi.

‘SEROK’UN DURUMU NETLİĞE KAVUŞTURMALIDIR’!

Türk devletinin uzun bir süredir Kürt Halk Önderliği Abdullah Öcalan’ın avukat ve aile ziyaretlerini yasaklamış olduğuna dikkat çeken, Partiya Çep a Kurdê Suriye (PÇKS) Dirbesiyê sorumlusu Hiseyin El Ali, “Serok Abdullah Öcalan’ın üzerinde belirsiz bir durum gözüküyor. Biz Kürtler bu belirsiz koşulların böyle devam etmesini kabul etmiyor ve acil bağımsız bir heyetin gidip görmesini istiyoruz” dedi Öcalan üzerinde nasıl bir tehdit ve tehlikenin olduğunu bilmediklerini anlatan Ail devamla, “Serok nereye götürülmüş, durumunun ne olduğunu kimse bilmiyor. Biz Kürt halkı olarak dünyadan bu durumun netleştirmesini bekliyor ve istiyoruz. Türk devletinin Serok APO üzerinde uygulamış olduğu İmralı sistemini ne insan hakları nede vicdan hiçbir şekilde kabul etmiyor. Yüksek bir sesle Serok’un durumunun netleşmesi gerektiğini belirtiyoruz.”

TÜRK DEVLETİ ROJAVAYA DÜŞMANCA YAKLAŞIYOR

Türk devletinin uzun bir süredir Rojava toprakları üzerinde saldırılarının devam ettiğine dikkat çeken, PÇKS Dirbesîyê sorumlusu Ali, “Cerablus’a hangi gerekçe ile girmiş olursa olsun Türk devleti Suriye topraklarını işgal etmiştir” dedi. Ali devamla, “Türk devleti uzun süredir Endivar köyünden Kobanê’ye kadar sınırlarda saldırılar düzenliyor. Bu saldırılarda YPG ve halktan şehitler ile yaralılar oldu. Dün bir münasebetle Amudê’ye giden halkımıza yine Türk askerleri saldırı yaparak, bir gencimizi katlettiler. Cenazesini daha yeni Berkevire şehitliğine kaldırdık. Bir süre önce de DAİŞ savaşını yürütüyor gerekçesi ile Şehba bölgesi üzerindeki halkımıza saldırılar gerçekleştirip Cerablus bölgesini işgal etti. Cereblus’a hangi gerekçe ile girmiş olursa olsun Türk devleti Suriye topraklarını işgal etmiş bulunuyor. DAİŞ’i oluşturan Erdoğan ve Türklerdir. DAİŞ’e karşı mücadele adı altında oluşturdukları da DAİŞ’in kendisidir. Kendisine bağlı çeteleri sınırlarında korumaya ve burayı kendine bağlı tampon bölge oluşturmak istiyordu. Türkmenler Sovyet sürecinden beri oradaki halklarla ortak bir yaşam sürüyor.

Türk devleti Cerablus ve Suriye topraklarını işgal etme planlarının altında Rojava halkına karşı düşmanca yaklaşımlar yatıyor. Bu işgal ile Rojava’nın özgürlüğüne saldırıyor, Kobanê ve Afrin Kantonlarının birleşmesini engellemek istiyor. Çünkü Rojava halkının demokratik kazanımları ve halklarının birlikteliği Türk devletini korkutuyor.

Batı ülkeleri Türk devletinin bu işgaline karşı gözlerini kapatmamalıdır. Çünkü Türk devletinin bölge üzerinde kirli planları var. Bu işgalden hem Rusya’nın, hem de ABD’nin haberi vardı. ABD Türk devletini kızdırmamak adına Cereblus işgaline göz yumdu. Ama bu büyük bir hata ve bölge üzerinde ciddi bir tehdittir.”

‘İŞGALE KARŞI NE GEREKİYORSA YAPCAĞIZ!’

Türk devletinin işgal ve saldırılarına karşı Kürtler olarak ne gerekiyorsa yapacaklarına dikkat çeken PÇKS Dirbesiyê Sorumlusu Ali “Kürt halkı olarak daha fazla birliğimizi sağlayıp güçlü bir şekilde Türk devletinin saldırılarına karşı mücadele edeceğiz” dedi.

Tahran’da Türk, İran ve Suriye devletleri aralarındaki çelişkiye rağmen Kürt halkı üzerinde anlaşıp ittifak ettiklerini söyleyen Ali şunları söyledi: “Son saldırılarından anlaşıldığı kadarıyla bu güçler halen 1999 yılında Kürtler üzerine yaptıkları Adana anlaşmasına bağlı kaldıklarını görüyoruz. İster Türk devletinin saldırıları, isterse Kürt egemen güçlerin ittifak ve saldırılarına karşı daha fazla birlik olup ulusal değerler etrafında birleşerek mücadele edeceğiz. Egemenlerin tüm saldırılarını boşa çıkararak başarıya ulaşacağımızın kararlığındayız.

Farklı güçler gibi görünen ama sonuçta aynı amaca hizmet eden güçlerin son Hesekê, Şeddadê ve Cerablus saldırılarının aynı zamana denk gelmesi tesadüfi değildir. Bu saldırılar bize şunu gösterdi ki, kendi aralarındaki çatışma ne olursa olsun Kürt halkına karşı aralarında anlaştıklarını görüyoruz. Bu kirli ilişki ve ittifaklarla Kürtlerin halklar arasında geliştirdiği kardeşlik ve demokratikliğin gelişmesini engellemek ve federal sistemin önünü almak istiyorlar. Kürt halkı üzerinde saldırıların yoğunlaştığı bir süreçte Güney Kürdistan’lı bazı örgütlerin Türkiye ile ilişkilenmeleri Kürt halkına hizmet etmiyor. Kürt halkının tümünün üzerinde bir saldırı vardır. Bu saldırılara karşı Kürtlerin birlik olması ve ulusal çıkarları esas alması gerekiyor.

Suriye’de krizin derinleştiği bir süreçte Demokratik Özerk yönetimin tecrübesi üzerine ilan edilen Demokratik Federal sistem yeni olmasına rağmen halkların birlikte yaşam imkanı sunan ve çatışmalara çözüm olabilen tek sistemdir. Demokratik federal sistemimiz Suriye halklarının birlikteliğini sağlayacak ve demokratik bir çözüm geliştirecek gücüne sahiptir. Dünyanın birçok yerinde Federal sistemin örnekleri vardır. Bu sistem tüm halkları, kültür ve inançları özgür ve demokratik bir şekilde yaşama imkanı veriyor. Bu sistemden daha güzel bu halkları birlikte yaşatacak bir sistemin olduğunu da düşünmüyorum. Dünyanın birçok ülkesinde federal sistemi de inceledik ve bizim demokratik sistemimiz kadar ileri düzeyde halkları, inanç ve kültürleri kucaklayan bir olmadığını gördük. Birlikte ve özgürce yaşamı demokratik özerk yönetim sistemimizden edindik. Devrimin üzerinden kısa bir zaman geçmesine rağmen Kürdü, Arabı, Arusir-Süryani, Türkmen, Çeçen ve Ermenilerin birlikte barış içinde yaşayabileceğini gördük. Bu insana umut veriyor. Tecrübelerimizin tüm Suriye halkları için özgür ve ortak bir geleceğinin sistemi olabileceğini iddia ediyoruz. Çünkü sistem tamamen halklara dayanıyor.” 

...