İmralı’daki direniş başarıyı kaçınılmaz kıldı

İmralı zindanında tecrit altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, iradesi ve sergilediği direnişiyle başarıyı kaçınılmaz kıldı.

İMRALI TECRİDİ

Gözleri siyah bantla kapatılan mahkemeler, adaletten ve hakkaniyetten söz edemez. 25 yıl 3 ay süren tecrit, bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. Bu hukuksuzluk karşısında ilgili kurumlar sessiz kalıyor. Bu durumu sözde gözlemesi gereken CPT, son dönemdeki tavrıyla ipleri tamamen Türk devletinin eline vermiş durumda.

Sömürgeciler, isyanları bastırmak için yüzlerce köyü yaktı, katliamlar gerçekleştirdi, halkın öncülerini katletti. Önder Apo'nun çıkışıyla Kürt halkı ölüm uykusundan uyandı. Ülke artık sahipsiz değildi. PKK’nin kurulmasıyla birlikte tüm devlet iktidarları, kapitalist modernite sistemlerine yönelik tehlikenin farkına vardılar. Böylece harekete geçtiler, toplantılar, planlar yaptılar. Sonuç olarak uluslararası bir komplo yürütmeye karar verdiler. Önder Apo, 15 Şubat 1999'da esir alınarak İmralı Adası'na götürüldü.

Bugün tüm dünyada alternatif haline gelen demokratik modernite düşüncesinin kurucusu, 25 yıl 3 aydır İmralı’da tecrit altında. İşgalci devletler bir hücrede milyonların iradesini ele geçirebileceklerini sanıyordu. Bu 25 yıl 3 ay, onların yenilgisini ve başarısızlığını gösterdi. Bugün Önder Apo'nun felsefesi birçok ülkede bir mücadele manifestosu haline gelmiş durumda. Milyonlarca insan, Rêber Apo’yu liderleri olarak kabul etti ve fiziki özgürlüğü için harekete geçti.

RÊBER APO BUGÜN HER YERDEDİR

Önder Apo, direnişi ve İmralı'da yürüttüğü mücadeleyle devletlerin Ortadoğu'yu tasarlamaya yönelik projelerini boşa çıkardı. İktidarlar, artık Önder Apo'nun ağzından çıkacak her kelimenin dünyanın genel gündemini değiştirebileceğini biliyor. Bunu önlemek için görüşmelere izin verilmiyor. Komplocu güçler, her ne kadar bu tecride gözünü ve kulağını kapatmak isteseler de mevcut gerçeklikten kaçamaz. Bugün Önder Apo her yerdedir. Türk devleti ve tüm kapitalist güçler her gün bir dizi plan yapıyor. Mutlak tecrit uygulayarak Önder Apo'yu rehin tutuyorlar. Önder Apo'nun dışarıyla bağlantısını kestiklerinde özgürlük gerillalarının tasfiye edileceğini, halkın umudunu yitireceğini varsaydılar. Bu konuda en doğru değerlendirmeyi Önder Apo bizzat yaptı ve "Savunmam nerede ise ben oradayım" dedi. Dolayısıyla Önder Apo her yerdedir ve herkesin resmi, haritası olmuştur. İşgalciler, bu gerçeği kolay kolay kabullenmiyor, bu nedenle de son 3 yıl 2 aydır Önder Apo'dan hiçbir şekilde bilgi alınmasına izin vermiyor. Herkesin bu durumun farkında olması ve aldanmaması gerekir. 3 yıl 2 aydır hiçbir bilgi gelmediği ve tecridin giderek ağırlaştığı doğru ama  25 yıl 3 aydır tecrit uygulanıyor. Bu tecritle yüz yıldır sürdürdüğü 1925 planlarının başarısızlıkla sonuçlanmasının intikamını almak istiyorlar. Bu yüzden durmadan plan yapıyorlar.

İŞGALCİLERİN YÜZÜNE TOKAT GİBİ ÇARPIYOR

Bu tecrit sistemine ve Uluslararası Komplo’ya karşı özgürlük gerillaları, Kürt halkı ve özgürlükten yana olan güçler, bedenlerini ateşten bombaya dönüştürdü ve kendilerini düşmanın kalbinde yaktı. Böylece Önder Apo'ya kimsenin yaklaşmaması için vücutlarıyla ateş çember oluşturdular. Bu durum tarihin hiçbir döneminde görülmedi, bu olaylar ilk kez Kurdistan'da yaşandı. "Güneşimizi Karartamazsınız" şiarı, insanlık tarihine altın harflerle yazıldı. Gerillanın bu direniş mirası üzerinden her gün yürüttüğü savaş, isyankar halkın duruşu ve milyonlarca özgürlük sevdalısının desteği, işgalcilerin yüzüne bir tokat gibi çarpıyor.