‘Tecrit yalnızca tutsakların değil, tüm toplumun sorunudur’
TUHAD-FED Amed Eş Başkanı Eylem Birtane, mutlak iletişimsizliğin toplumun her yerine yayıldığını söyleyerek, “Tecrit yalnız tutsakların değil, hepimizin, tüm toplumun sorunudur” dedi.
TUHAD-FED Amed Eş Başkanı Eylem Birtane, mutlak iletişimsizliğin toplumun her yerine yayıldığını söyleyerek, “Tecrit yalnız tutsakların değil, hepimizin, tüm toplumun sorunudur” dedi.
Siyasi tutsakların “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” talebiyle 27 Kasım 2023’te süreli-dönüşümlü açlık grevi ile başlattığı, 4 Nisan’da da telefon-aile görüşmelerine çıkmama ve mahkemeleri boykot etme eylemleri devam ediyor. Tutsak ailelerinin ise dışarıda birçok yerde cezaevleri önünde başlattığı ve her pazartesi gerçekleştirdiği “Özgürlüğe ses ver” eylemi de sürüyor.
TUHAD-FED Amed Eş Başkanı Eylem Birtane, eylemlerin önemine değinerek, cezaevlerine ses olma çağrısında bulundu.
Birtane, 25 yılı aşkındır İmralı’da ağırlaştırılmış bir tecrit uygulandığını belirterek, 3 yıldan uzun süredir tek bir mesaj dahi alamadıklarını hatırlattı. Mutlak iletişimsizliğe dönüştürülen bir süreç yaşadıklarını ifade eden Birtane, “Bu sisteme karşı 27 Kasım’dan bu yana hem içeride, hem dışarıda çeşitli eylemler devam ediyor. İlk aşamada zindanlarda başlatılan açlık grevleriyle birlikte dışarıda da Adalet Nöbetleri ve 15 gün süren bir Özgürlük Yürüyüşü gerçekleşti. Ancak eylemler zindanda kesintisiz şekilde devam etmesine rağmen, dışarı ayağı seçim süreci gibi çeşitli sebeplerle eksik ve sönük kaldı. Süreç tecridin kırılmasına dönük somut bir sonuca varamadığından, 4 Nisan itibariyle zindanlarda yeni bir aşamaya geçildi. Tutsaklar 4 Nisan’dan beri aile görüşü ve telefonlara çıkmama, mahkemeleri boykot kararıyla birlikte aslında kendilerini tecrit ediyorlar. Bizler de tutsak yakınları olarak, zindanların duyulmayan sesine ses olmak için her pazartesi cezaevleri önünde ‘Özgürlüğe Ses Ver’ şiarıyla oturma ve ses çıkarma eylemini devam ettiriyoruz” diye belirtti.
TECRİT HER ALANA YAYILMIŞ DURUMDA
Adalet Bakanlığı’na sesini duyurmak isteyen ailelerin de Ankara’ya giderek burada görüşmeler gerçekleştirmeye çalıştığını kaydeden Birtane, “Aynı zamanda çeşitli kentlerde AKP il binaları önünde de ‘Tecride son ver’ eylemleri yapılıyor. Tecrit bir insanlık suçudur. İmralı Ada hapishanesinde uygulanan tecrit sistemi, aslında hayatın her alanına yayılmış durumda. Bu topraklarda yaşayan her birey, tecritten bir şekilde etkileniyor. Bunun farkına varmak gerekiyor. Hukuksuzluk, adaletsizlik, antidemokratik uygulamaların her biri tecridin bir sonucudur. Ancak, zindanlar bu insanlık dışı sistemden en çok etkilenen taraftır.
Bugün baktığımızda içeride sayısız hak ihlali yaşanmakta. Hücre cezaları, infaz yakmaları, en insani ihtiyaçlara erişememe, hasta tutsakların ATK raporlarına rağmen içeride tutulması ve tedavilerinin yapılmaması gibi birçok ihlal söz konusu. Daha onlarca ihlal sayabiliriz. Bandırma 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde kalan Ersin Kazğan isimli siyasi tutsak, şu anda suç kapsamında dahi olmayan bir cezanın tamamını yatmış olmasına rağmen Temmuz 2023’ten beri tahliye edilmiyor. Hiçbir gerekçe olmadan, hiçbir açıklama yapılmadan, yaptığı onlarca başvuruya tek bir cevap verilmeden içeride tutuluyor. Bu bildiğimiz onlarca isimden biri.
İşte tecrit tam olarak budur. Bu çok iyi okumak ve anlamak gerekiyor. Bu yüzden bizler Ersin ve binlerce tutsağın maruz bırakıldığı bu hukuksuzluklara karşı çıkıyoruz. Tüm tutsakların sesini duymak, maruz kaldıkları hukuksuzluklara karşı taleplerini haykırmak zorundayız. En demokratik hakkımız olan açıklamaları dahi yapmamız engelleniyor. Bu da bir tecrittir. Her basın açıklamasında kalkanlarla abluka altına alınıyoruz ve tecrit ediliyoruz. İşte karşımızdaki zihniyetle tam burada yüzleşiyoruz. Bu nedenle barış isteyen herkese açık çağrımızdır. Toplumun her bireyine, tüm hak savunucularına, tüm STK’lere, tecride karşı ses yükseltme çağrımızı yineliyoruz. Tecrit yalnız tutsakların değil, hepimizin, tüm toplumun sorunudur. Zindanlardan haber alamıyoruz. Yakın zamanda iki tutsak şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Cezaevleri için endişeliyiz. İmralı adasındaki tecridin kırılması ve toplumun nefes alması için birlik olmak zorundayız. İnsanlık dışı sisteme karşı duralım, barışı hep birlikte haykıralım. Daha önce başardık, yine başarabiliriz. Tecridi kırabiliriz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.