Türk devletinin savaş suçlarını görmüyorlar

Türk devleti savaş suçları işlemeye devam ederken uluslararası güçlerden hiçbir tepki gelmiyor, Irak hükümeti bile gözünü kapatmış durumda. OPCW de kayıtsız kalmayı sürdürüyor.

TC'NİN KİMYASAL SUÇLARI

Türk ordusu, özellikle de 2021'den beri Medya Savunma Alanları’na bağlı Siyanê, Mamreşo, Girêsor, Werxelê, Cîloya Biçûk, Zendura, Girê Hekarî, Şehîd Şahîn, Kuro Jaro, Şikefta Birîndara, Sîda, Çemço, Girê Cûdî, Girê FM, Girê Amediyê, Çiyayê Reş ve daha birçok bölgede yasaklı patlayıcı ve zehirli gazlar kullanıyor.

Gerilla, bunları açık ve anlaşılır belgelerle paylaştı. Şehîd Baz ve Şehîd Helbest’in görüntülerini o şekilde belgelemek şüphesiz en çok gerilla için zordu ama bunu dahi kamuoyundan saklamadı. Gazların isimlerini, içinde bulundukları kapları, rengini, yarattığı etkileri ve kullanıldığı anları dahi belgeledi. Gerilla, o kızılca kıyamette yürütülen savaşın haksız ve zalim tarafı olan Türk ordusunun gerçek yüzünü gözler önüne sermek ve dünyaya bildirmek için bunları yaptı. 

'HİBRİT SAVAŞ'IN AHLAK DIŞILIĞI

NATO’nun 2. büyük ordusu olma 'şerefini’ yaşayan Türk ordusu, hiçbir ahlakı tanımayan politikalar izliyor. Peki o zaman neden dünya kamuoyu bu kadar vurdumduymaz yaklaşıyor? Yeni çağın kurnaz akılları tarafından stratejisi belirlenen ‘Hibrit Savaş’ta öylesine zamana yaydırılarak ahlak dışı yöntemler izleniyor ki; bu giderek bir normalleştirme yaratıyor. Aslında yöntem hafızalara aşina geliyor; kurbağanın suyunu yavaş yavaş ısıtmak. Şu anda global eksende milyonlara varan insan kıyımı yaşandığı halde halen adı konulmamış bir savaş yürütülüyor. Her yerde kıyım ve yıkım var fakat kimse "3. Dünya Savaşı" deme cesaretini göstermiyor, çünkü politika gereği bu savaşın savaş olduğu anlaşılmamalı. İktidar çıkarları adına insanlık dışı her türlü yaptırıma başvuran çağımız hegemonyası, sabırları tüketircesine Kürtlerin haykırışlarını duymazdan gelmeye devam ediyor. OPCW’nin de gerilla alanlarına karşı gerçekleştirilen kimyasal gaz saldırılarını görmezden gelmesinin nedeni de "Hibrit Savaş" politikalarına hizmet etmekten başka bir şey değildir.

IRAK HÜKÜMETİ DE GÖZÜNÜ KAPATMIŞ

PKK’yi "yasa dışı" gördüğünü duyuran Irak hükümeti de yasaklı gaz ve patlayıcılara gözünü kapatmış durumda. Irak'ın gerillanın kaldığı alanlar üzerinde söz söyleme kudreti varsa, o zaman yıllardır yaşanan doğa ve insan kıyımının suçlusu TC devletini engellemesi gerekirdi. Gerilla ise 30 yılı aşkın bir süredir bu coğrafyaya zarar vermedi. TC’nin sadece son üç yılda bölgeye ve sivil insanlara verdiği zarar ortada. Bu süre zarfında 400’den fazla köyün boşaltılması, gerillanın orada olmasından değil TC’nin kullandığı savaş tekniğinden kaynaklıdır. Bunun doğruluğu yıllarca gerillaya yakın bölgelerde yaşamış köylü halkın ağzından teyit edilebilir. 

EŞİ GÖRÜLMEMİŞ DİRENİŞ AZMİ

Kürt halkı, her zaman dişini tırnağına takarak kendi dağlarında varlığını ve onurunu koruma mücadelesi verdi. Önder Apo’nun insanın öz çabasına büyük güven duyan ideolojisiyle yoğrulan Kurdistan Özgürlük Gerillası ise, bugün en ileri teknolojiyi boşa çıkartacak savaş tünellerini tamamen kendi aklı ve emeğiyle inşa etti. Üç yıldır kesintisiz bombardıman ve kimyasal gaz kullanımına rağmen geçilmez savaş tünellerindeki direniş, eşi görülmemiş bir azimle devam ediyor. Bu irade, sadece Türk hükümetini değil tüm komplocuların planlarını altüst etmiş durumda. Gerillanın yenilmezliğini anlamayan her blok, günden güne güç kaybetmeye devam edecektir.