Türk iktidarı Kürtlerin varlığına karşı
Başûrlu araştırmacı yazar Ferset Doskî, Türk iktidarının yalnızca Kürt partilerine, örgütlerine değil, Kürtlerin varlığına doğrudan karşı olduğunu söyledi.
Başûrlu araştırmacı yazar Ferset Doskî, Türk iktidarının yalnızca Kürt partilerine, örgütlerine değil, Kürtlerin varlığına doğrudan karşı olduğunu söyledi.
Araştırmacı yazar Ferset Doskî, Erdoğan iktidarının Başûr, Bakur, Rojava ve Rojhilat ayrımı yapmaksızın Kürt halkına ve ülkesine yönelik bir tehdit olduğunu ifade etti.
ANF’ye konuşan Doskî, Kurdistan tarihinin ders çıkarılması gereken önemli kırılma ve fırsatlarla dolu olduğunu hatırlatarak, “Türk iktidarı bugün Roiava’yı tehdit ediyor ve yok etmek istiyor, ancak bunlar sadece Kürtlerin bir bölgesine ya da kurumuna karşı değil, bütünüyle Kürt halkının varlığına karşıdırlar” dedi. Kürt siyasi oluşumların, Erdoğan iktidarını, yalnızca PKK ya da YPG karşıtı bir politika üzerinden değerlendirmemesi gerektiğinin altını çizen Doskî, Rojava’ya devam eden saldırıların, Kürtlerin varlığına yönelik bir saldırı ve tehdit olduğunu kaydetti. “Hangi Kürt partisi, kurumu ya da şahsiyeti olursa olsun varlık gösterdiği yerde bu rejim ona karşı bir tutum alır” diyen Doski, özelikle Rojava’da yaşanan kritik günlerde, Kürtlerin tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak ortak bir tutum sergilemesi çağrısında bulundu.
PARTİSEL ÇIKARLARA HEBA ETMEYELİM
Doskî, Rojava’daki kazanımların korunmasının hayati önemde olduğunu belirterek, “Şehitlerimizin kanını ve halkımızın ödediği bedelleri, kişisel ya da partisel çıkarlar uğruna heba etmeyelim. Şehitlerimizin fedakârlıklarına ihanet etmeyelim. Tarih, ihaneti asla affetmez” dedi. Bugün Rojava’da siyasi farklılıklar üzerinden tartışma zamanı olmadığını vurgulayan Doskî, Kürtlerin birlik içinde Şam’a gitmesi ve ortak bir siyaset yürütmesi gerektiğini; Kürt halkının haklarının savunulması için bu birliğin şart olduğunun söyledi.
YENİ BİR LOZAN YAŞANMASIN
Doskî, 100 yıl önce Kürt halkının yaşadığı acı tecrübe olan Lozan Antlaşması’nın tekrar yaşanmasına izin verilmemesi gerektiğini belirterek, “Halkımızın umudu, acıları ve ödediği bedeller bir kez daha siyasi anlaşmazlıklara kurban edilmemelidir. Bizi özgürleştirecek tek şey birliğimizdir” şeklinde konuştu.
EBDÎ’NİN ÇAĞRISI ETRAFINDA BİRLEŞELİM
DAİŞ, Cephet el Nusra ve günümüzde HTŞ gibi grupların, kılıf değiştirilerek diplomasiyle meşrulaştırıldığını, ancak Kürt halkının kanına bulaşmış bu grupların Serêkaniyê, Girê Spî ve Efrîn’de işlediği suçları unutmamak gerektiğini vurgulayan Dostkî, şunları söyledi: “Bunlarla gerçekleştirilecek görüşmelerde halkımızın dört parçadaki umutları, kazanımlarını korumak için katlanıyoruz. Onun için el ele vererek bu görüşmelerde yer alalım. Rojava’da silahlı güçler, yanlış bir çizgide değil, halkı savunarak bu uğurda canlarını feda ettiler. Bu Kürtler açısından tartışma konusu değildir. Mazlum Ebdî’nin tutumu ve çağrısı etrafında ortak bir siyaset geliştirilmelidir. Bu güç, siyasetimizin ve halkımızın geleceğinin garantisidir. Rojava kazanımlarının etrafında gelişecek bir birlik, Kürt halkının umududur. Kürtler, ancak birlik içinde hareket ederek Rojava kazanımlarını koruyabilir ve herkesin bunun için çalışması gerekir.”