'Tüm Kürtler Rojava'yı sahiplenmeli, ulusal birliği sağlamalı'
Kurdistani İttifak partilerinin temsilcileri, tüm Kürtleri Rojava'yı sahiplenmeye ve ulusal birliğe çağırdı.
Kurdistani İttifak partilerinin temsilcileri, tüm Kürtleri Rojava'yı sahiplenmeye ve ulusal birliğe çağırdı.
Kürdistani İttifak partileri, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara karşı Kürtlerin ulusal birliği sağlaması gerektiğine dair Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada Rojava'yı sahiplenme mesajları verildi.
'KÜRTLER BİRLİK OLURSA MUHATAP ALINIR VE KURTULUR'
Açıklamanın ardından konuşan Azadî Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşitî, dindar bir parti oldukları için meseleye dini boyutta bir açıklık getirmek istediğini söyledi. Allah’ın ezilen halklar için Kur’an-ı gönderdiğini belirten Aşitî, Ortadoğu’daki İslam’ın barış ile değil olaylar ve savaşlar ile geçtiğini ifade etti. Aşitî, “Nasıl ki İslam dini halkların özgürlüğü için geldiyse; bizimde bir yanılgımız var, tüm suçu düşmana atıyoruz. Kur’an’da bir ayet var, ‘İyi olanlar benim nimetimdir, kötü olanlar ise sizin amellerinizdir’ diyor. Düşman bizim sınavımızdır. Ama bizimde düşünmemiz lazım neden sorunlarımız çözülmüyor. Biz niye çözüm üretemiyoruz. Bilmediğimizden değil, birbirimize tahammül edemememizden kaynaklıdır. Birlik içinde hareket etmeliyiz. Birlik sağlarsak, kazanç sağlarız. Yurtseverlikte ideolojiler önemli değildir. Kürt ve Kürdistan meselesine ortak bakmalıyız. Ulusal birliğimizi oluşturmazsak; iki yüz yıl daha bu halde olacağız. Kürt sorunun özgürlüğü Kürtlerin birliğinden geçiyor. Bunun somut örneği de Rojava’dır. Kürt halkı Rojava meselesinde birlikte hareket ederse dünya onları muhatap kabul eder ve Kürtler kurtuluşa ulaşır” diye konuştu.
KATLEDİLEN GAZETECİLER ALINDI
Kürdistan Komünist Partisi adına konuşan Yasin Yetişgen ilk olarak Türkiye’nin SİHA saldırısında katledilen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i andı. Cihan Bilgin ile üniversiteden arkadaş olduğunu belirten Yasin Yetişgen, “Doğruya ve hakikate olan inancı hiç kaybetmedi bu uğurda da canını kaybetti. Onların kalemini arkadaşları yere düşürmeyecektir” dedi.
'ULUSAL BİRLİĞİ SAĞLAMALIYIZ'
HTŞ’nin İdlib’de yola çıkarak Şam’a ulaşmasının nedeninin küresel ve bölgesel güçlerin önünü açması olduğunu belirten Yetişgen, “Kürtler başta olmak üzere halklar ve inançlar üzerine yeni bir durum oluştur. Bu durum riskler ve kazançlar belirlediği çok açık. Rojava Kürdistanı büyük bedeller ödeyerek, kendisinin yarattığı bu fırsatları değerlendirmelidir. Riskleri ise ulusal birlik ile bertaraf edilebilir. Kürtler ancak ulusal birliğini sağlayarak, buradan çıkabilirler. Yeni oluşacak Suriye’de tüm halklar yerini alabilir, bunun yolu federasyondur. Türk devleti, federasyondan bölünmeyi anlasa da federasyonun aslında bir birlik yolu olduğunu herkes gayet iyi biliyor. Türk devletinin Kürt anasını görmesin politikası artık iflas etmiştir. Kürtsüz ne Ortadoğu ne de barış mümkündür. Türk Devleti, Kürde ‘terör’ yaftası yapıştırmaktan vazgeçmelidir, QSD ile görüşmelidir, barışçıl ve demokratik yollarla bölgede sorunu çözmelidir” ifadelerini kullandı.
Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD) Sözcüsü Abdulhey Okumuş, Ortadoğu’da bir dizi gelişmeler yaşandığını belirtti. Asıl önemli olanın Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerde Kürt halkının kendi haklarını nasıl koruyacağı olduğunun altını çizen Okumuş, “Artık kapımıza geldi. Gelişmeler Lozan gibi kapımıza geldi. Her gün gelmiyor bu fırsat 100 yılda bir geliyor. Kürtler bunu doğru kullanmalıdır. Ulusal birliğini oluşturmalıdır. Muhataplığını oluşturmalıdır. O zaman diğer parçadaki Kürtlere de umut olur. Rojava’nın statüsünü savunmalıyız ki resmi olarak tanınsın, dünyada tanınsın. Yeni Suriye rejiminin de tabanı çok sağlam değil. Kürtler onlarla muhatap olup taleplerini dile getirerek, başarılarını artırabilir. Dünyaya da bunu kabullendirir” dedi.
Şêx Sêid Derneği Üyesi Azad Zal, “Her Kürt insanı kendi için huzur ve barış sağlamalıdır. Herkes kendisi ile barışırsa etrafındaki, komşularıyla, ülkesindekilerle barış ve huzur içinde olur. Kürtler adına yapılan siyaset irade sahibidir. Savaş her zaman var. Dünya paylaşıldığından beri savaş vardır. Halkların menfaatleri, başta Kürt halkının menfaati çünkü Kürt halkı ezilmeye baş eğmedi. En çok Kürt halkı bunu hak ediyor. 100 yıl önceki 1925’ten ziyade 2025 yılı, barış, özgürlük, Kürtlerin kurtuluş yılı olsun” dedi.
'ROJAVA'YA BUNDAN SONRA DAHA FAZLA SAHİP ÇIKACAĞIZ'
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i anarak, söze başladı. Kürtlerin haklarının, statüsünün tanınması için önemli bir süreçten geçildiğinin altını çizen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürtlerin geleceği tehlike altındadır. SMO üzerinden kontrolü ele geçirmeye çalışıyorlar. Araplar, Kürtler, Süryaniler Rojava’da var. Baskıcı anlayışa karşı bu halk orada bir devrim yaptı ve demokratik bir sistem kurdu. Bu sistemi koruyacağız. Türkiye ona müdahale edemez. Suriye’de ancak halklar kendi sistemini inşa edebilir. Suriye halkları otoriter, destpotik rejimleri biliyorlar ve bunu istemiyorlar. Sadece dört parça Kürdistan değil bütün dünyanın Rojava’ya borcu var. Rojava’yı koruyarak ona olan borcumuzu ödeyelim. Rojava bizim gözümüzde bir sarmaşık gibidir bu sarmaşığın her tarafa dolanmasını temenni ediyoruz. Elimizde sadece Rojava kaldı. Ya bu sistemi kuracağız ya da otoriter rejim bizi boğacak. Rojava’ya bundan sonra daha fazla sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.