Yıldırım: Güney halkı ulusal birlikten yana

Federal Güney Kürdistan Bölgesi’nde temaslarda bulunan HDP Milletvekili Nadir Yıldırım, referandum nedeniyle bölge devletlerinin tehdidi altındaki halkın, ulusal birlikten yana net tutum takındığına dikkat çekti.

Federal Güney Kürdistan Bölgesi’nde yüzde 92 oranında ‘Evet’ çıkan bağımsızlık referandumu ardından Türkiye, İran ve Irak devletleri birleşerek hem ambargo hazırlıklarına başladı hem de askeri müdahale tehditleri savurma yoluna gitti. Referandum sonrası Federal Kürdistan Bölgesi’nde kimi temaslarda bulunan HDP’li vekiller önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Bu heyette yer alan HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, ajansımıza önemli değerlendirmelerde bulundu.

‘REFERANDUM EMRİVAKİ ŞEKİLDE DAYATILDI’

Referandumun ardından Güney Kürdistan’da iç tartışmaların çok yoğun yaşandığını söyleyen Yıldırım, referandumun demokratik bir yol ve yöntemle başlatılmış bir süreç olmadığını; son ana kadar toplumun yarısından fazlasının referandumun zamansız yapıldığını dile getirdiğini aktardı. Referandum kararının halkla tartışılmadan ve sorulmadan alınmasını eleştiren Yıldırım, “Bu anlamda ciddi tepkiler vardı. Bir çok kesim ve Güney halkı referandum sürecini emrivaki şekilde dayatılmış bir gündem olarak değerlendiriyor. Özellikle sonrasında gelişen Kürtlere dönük bölgedeki saldırı ve hakaretlere karşı halk belli bir tutum aldı. Fakat referandum sürecinden sonra Güney halkının bu anlamdaki eleştirileri ve tutumları sertleşerek devam ediyor diyebiliriz” dedi.

‘GÜNEY HALKI SÜRECİN TAKİPÇİ OLACAK’

Referandumdan sonra Güney halkının tedirgin olduğunu dile getiren Yıldırım, gözlemlerini şöyle aktardı: “Genel olarak Güney’de şöyle bir eğilim gözlemledik. Referandum sürecinde esas olarak toplumsal bir amaçtan ziyade iç siyasete dönük kimi hesapların yapılması konusunda bir tepkinin hâlâ olduğunu fark ettik. Bu tepki gittikçe büyüyor. Özellikle referandumdan sonra Kürdistan Federasyon Başkanlığı’nın seçimi var. Bu seçimin gündeminin hızla ısıtılması referandumun iç politik meselelerin hizmetine sunulan bir taktik olarak vurgulanması önemli. Öte yandan Sayın Mesut Barzani’nin ‘Ben bir daha aday olmayacağım’ hatta ‘Barzani ailesinde bir daha başkanlık için aday olmayacak’ diye kamuoyuna açıklamaları vardı. Güney halkının bu tutumun takipçisi. Eğer tekrar bir adaylık durumları gelişirse bunun ciddi anlamda tepkiyle karşılanacağını anladık. Bu yaşanırsa referandumun bu duruma hizmet olarak gündeme alındığı konusunda Güney halkı biraz netleşmiş olacaktır. Çünkü bu yönlü kaygılar ciddi boyutta.”

‘GÜNEY DIŞARIYA BAĞIMLI BİR ŞEKİLDE YAŞAMINI SÜRDÜRÜYOR’

Referandumdan sonra Güney halkının günlük yaşamında çok ciddi değişim olmadığını ifade eden Yıldırım, ancak Güney halkının ekonomik olarak dışarıya bağlı bir yaşam sürdürmesinin kimi sorunları beraberinde getirdiğini kaydetti. Yıldırım, “Ekonomi; gıda, enerji ve toplumun diğer ihtiyaçlarını üretecek bir kapasitede değil. Geride bırakılan 15 yılı aşkın sürenin bu anlamda yönetim tarafından doğru değerlendirilmediği eleştirileri vardı. İleriye dönük tedirginlikler var. Özellikle Türk hükümeti ve devletinin Güney halkı şahsında tüm Kürtlere karşı tutumu burada ciddi bir tepkiye neden olmuş durumda. Halk, Kuzey’deki özgürlük mücadelesinin daha fazla sahiplendiği ve değer sahibi olduğunu da bir kez daha gördü” dedi.

GÜNEY HALKI ULUSAL BİRLİKTEN YANA

Güney Kürdistan yönetiminin uzun zamandır AKP ile geliştirmiş olduğu ilişkilerin çok ciddi bir şekilde eleştirilere neden olduğunu aktaran Yıldırım, bu tutumun geçmişte Kürtlerin özgürlük mücadelesine ve ulusal birlik oluşturulması noktasında nasıl bir engelleyici olduğunu Güney halkının ciddi bir biçimde fark ettiğini dile getirdi. Güney halkının referandum sonra yaşanacakların takipçisi olduğunu dile getiren Yıldırım, “Güney Kürdistan yönetiminin yeniden Türk devletiyle birlikte Kürtlerin ulusal çıkarlarına ve birliğine zarar verecek ilişki içine girmeleri durumunda, halkın büyük bir tepkisinin olanacağını fark ettik. Bu önemli bir konu. Ben defalarca Güney’e gittim. Ama ilk kez şu durum; Güney Kürdistan’da açık konuşulan ve herkesin olmazsa olmaz dediği bir şey haline gelmiş. O da ulusal birlik meselesi. Artık ulusal birliğin sağlanması, bunun önünde engel olacak kim olursa olsun aşılması gerektiği konusunda Güney’de ciddi bir tutum var. Siyasi partiden, sivil toplum örgütüne, kanaat önderinden, en ücra köşesinde oturan halkına kadar bu eğilim çok fazlaydı. Bu anlamda Güney’de yaşanan bu durum kesinlikle bize birebir yansıdı. Daha büyük bir saygı ve heyecanla Kuzey delegasyonumuz sahiplenildi. Bu şunu gösteriyor: Kuzey’de gelişen Kürtlerin özgürlük mücadelesi sonuçlanmadığı sürece bir anlamda diğer parçaların tehdit altında  olmayı sürdürebileceği gerçeği bir kez daha görüldü” dedi.

Güney halkının Kuzey’de ve Rojava’da gelişen demokrasi ve özgürlük mücadelesini daha büyük bir heyecanla sahipleneceğinin altını çizen Yıldırım, “Tarih bizleri bu anlamda ciddi bir şekilde haklı çıkardı. Güney halkı özellikle Türk devletinin ve AKP hükümetinin Kürt politikasındaki iki yüzlü ve tutarsız zihniyetini, düşmanlık ile oluşturduğunu çok açık bir şekilde gördü. Bu anlamda da çok ciddi bir sahiplenme, birlik ve mücadeleyi ilerletme konusunda bir tutumun açığa çıkacağını söyleyebiliriz” diye ekledi.