DTK: Zulme karşı direniş ve dayanışma Müslümanların görevi

DTK, Ramazan ayına ilişkin mesajında AKP'nin Kürdistan'daki işgalci saldırılarına dikkati çekerek, "Zalim ve diktatörlerin sofrasında ve yanında yer almak, onların vahşetini kabul etmek anlamına geldiğini bilinmelidir" dedi.

Dayanışmanın tüm Müslümanların görevi olduğuna işaret eden DTK, direnişteki kentlere destek vermeye çağırdı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Haklar ve İnançlar Komisyonu, Ramazan ayı vesilesiyle bugün yazılı mesaj yayımladı.

İslamiyet'in haksızlık, adaletsizlik, ötekileştirme, düşmanlaştırma ve zulme karşı bir başkaldırı dini olarak doğduğuna vurgu yapılan mesajda, "Müslüman âleminin barışa en çok ihtiyaç duyduğu günümüzde, Erdoğan gibi diktatörler, İslam'ı kendi çıkarlarına ve kirli savaşlarına alet ederek, başta Müslümanlar olmak üzere tüm topluma zulüm uygulamaya devam etmektedirler. İslam'ın en yüce ve kutsal değerlerini kendi zulüm politikalarının bir aracına dönüştürerek bütün bir Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmekle kalmadılar, aynı zamanda Müslümanı Müslümana kırdırmaya başladılar. DAİŞ çeteleri gibi insanlığın başına bela olan çete gruplarının Kürdistan ve Ortadoğu’da uyguladıkları vahşet bunun en somut örneğidir" denildi.

'İŞGALE KARŞI DAYANIŞMA MÜSLÜMANLARIN GÖREVİ'

"İslam düşmanı Erdoğan-AKP, öz direnişin geliştiği Sur’da 'Kentsel dönüşüm' adı altında halkın evlerini işgal etmektedir" hatırlatmasını da yapan DTK, şunları kaydetti:

"İşgale karşı direnen halka karşı her türlü baskı ve zorbalığı reva görmekte, açlık ve susuzlukla terbiye etmek istemektedir. Ramazan ayında, Sur’da adeta ikinci Kerbela yaşatmak istenmektedir. Sur halkını susuz bırakarak direnişlerini kırmaya dönük bu insanlık dışı uygulamayla Erdoğan-AKP’nin Kürt düşmanlığını bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

Bu nedenle zulmedenler kim olursa olsun, zulüm politikalarını hangi gerekçe ile adlandırırlarsa adlandırsınlar, onların zulmüne karşı koymak, direnmek ve gerçek İslam'ı Türkiye, Kürdistan ve tüm Ortadoğu'da yaşanır ve yaşatılır kılmak tüm Müslümanların öncelikli görevi olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, Ramazan ayında, zalim ve diktatörlerin sofrasında ve yanında yer almak, onların vahşetini kabul etmek anlamına geldiğini bilinmelidir. Ramazan ayında Sur, Nusaybin, Cizre, Şırnak, Silopi, Gever gibi öz direniş kentlerinde yaşayan halkımıza sahip çıkmak, onların yanında olmak ve dayanışma içinde olunarak, zalim ve diktatörlere verilecek en büyük cevap olacağına inanıyoruz.

Bu inanç ve duygularla bir kez daha tüm İslam âleminin mübarek Ramazan ayına Hoş Geldin diyor, Ramazan ayının, yok edilmeye çalışılan, dayanışma, ortak mücadele, sevgi, saygı, kardeşlik, dostluk ve barış duygularımızı ve bilincimizi güçlendirmesini diliyoruz."