Güney Kürdistan’da 16 Ekim'den sonra temel gündem, Güney Kürdistan bölgesel yönetimi ile Irak Merkezi hükümeti arasında yaşanan sorunlar olmuştu. Bu sorunların çözümünün nasıl olacağı, memur maaşlarının ödenip ödenmeyeceği, Merkezi Hükümet ile yaşanan bütçe sorunu, sınırlar sorunu, tartışmalı bölgeler sorunu temel gündemdi. Türk Devleti'nin işgal amacıyla Efrîn’e saldırı başlatmasıyla Güney Kürdistan yönetimi, partileri ve en önemlisi halkının temel gündemi bu saldırılar oldu.

GÜNEY KÜRDİSTAN'DA HER YER EFRÎN OLMUŞ!

DAİŞ ve El Kaide ile işbirliği yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın Efrîn’e yönelik işgal saldırılarını başlatması 16'ncı gününü geride bırakıyor. Saldırının başladığı günden bu yana büyük sorunlarla boğuşmasına rağmen Güney Kürdistan’ın temel gündemi bu işgal saldırılarına karşı Efrîn’e destek verme, Efrîn için bir şeyler yapma, Efrîn’in yalnız olmadığını göstermek oldu. Halk işgal girişiminin başladığı günden beri her yerde ayaktadır. Pencwin’den Selehaddin'e, Raperinden, Zaxo’ya, Germiyan'a, Helepçe’den Hewler’e kadar Güney Kürdistan’ın tüm il, ilçe, kasaba ve köylerinde Efrîn’e destek eylemleri yapıldı. Sadece bir miting, yürüyüş, gösteri ile bu eylemler sınırlı kalmadı. Saldırıların başladığı günden bu yana halk çok çeşitli eylemlerle Efrîn ile birlikte olduklarını gösteriyor. Seyid Sadıq gençleri 12 metre boyunda Rojava sembolü olan yeşil, kırmızı, sarı bayrakları ile Süleymaniye’ye kadar yürüyerek Efrîn yalnız değildir dedi. Süleymaniye ve Hewler’de iki büyük miting yapıldı. Mitinglerin dışında günlük olarak çok çeşitli eylem türleri ile bu destek sürüyor. Halepçe, Raperin üniversitelerinde hocalar Efrîn ile birlikte olduklarını açıklayarak gerekirse direnişe katılmak için Efrîn’e gitmeye hazır olduklarını kamuoyuna deklere etti.

ÇAĞIN DİRENİŞİ ULUSAL BİRLİK RUHUNU YARATTI

Güney Kürdistan halkını saran Efrîn direniş ruhu Hewler ve Süleymaniye’de aydın, yazar, siyasi parti temsilcilerinin de içinde olduğu Efrîn’e destek komiteleri oluşturuldu. Komiteler Efrîn için yapılacak eylem planlarını hazırladı. Bununla Efrîn’in yalnız olmadığı gösterilmeye çalışıyor. Süleymaniye ve Hewler’de meydanlara çıkan yazar, aydın ve şairler Efrîn’e yazdıkları destanları, şiirleri okuyarak çevresine toplanan gençlere “Ne duruyorsunuz, ülkemizin gül bahçesine saldırı olmuş, işgal edilmek isteniyor, neden gidip direnişine katılmıyorsunuz” diye sorarak gençleri direnişe katmaya teşvik ediyorlar. Halkın bu tepkisi Güney Kürdistan Parlamentosu'nun toplanarak Efrîn ve ulusal birlik kongresinin yapılmasına ilişkin karar almasına zorladı. O yüzden 4 gün önce toplanan parlamento bu yönlü kararlar almak zorunda kaldı. Parlamentonun aldığı kararlardan ötürü Türkiye Hewler büyük elçiliği, KDP ve Parlamentodan bazı kişileri tehdit etti. Türk Devleti'nin bu tehdidine karşı parlamento başkanı, “Bu kararları almak zorundaydık. Bu kararları almasaydık, Güney halkı bizi taşlar, bizi bir daha bu parlamento binasına sokmazdı” diyerek Güney Kürdistan halkını saran Efrîn direniş ruhunun gerçeğini dile getiriyordu.

Güney Kürdistan’da değerli emekleri ile bilinen Derin, yani Kadim Peşmergeler her şehir, köy ve ilçede sokaklara dökülerek Efrîn direnişine sahip çıktılar. Yaşımıza, başımıza bakmayın Efrîn’i savunmak için en önden gitmeye hazırız şeklinde mesajlarını yüksek sesle dile getirdiler.

Kobanê ile başlayan ulusal birlik ruhu, RTE ve çeteleri tarafından başlatılan Efrîn saldırıları ile pekişti. Zira Güney Kürdistan halkı artık hep bir ağızdan birlik olsaydı, Kerkük’ü kaybetmezdik, bu gün Efrîn’e saldırı da olmaz diyor. Güney Kürdistan’da insanlar bizimki bir devrim değil, devrim Rojava ve Kuzey Suriye’de, tüm Kürtlerin gözleri ve umudu orası olmuş, onun için Efrîn’e yönelik saldırının Süleymaniye, Hewler, Zaxo, Duhok, Amed, Sine, Mahabat’a yönelik saldırı olduğunu söylerler. Bu Efrîn’de gösterilen çağın direnişinin yarattığı ulusal birlik ruhudur.

SİYASİ PARTİLER HALKIN BASKISI ALTINDA

Güney Kürdistan halkını saran Efrîn’deki çağın direniş ruhunun baskısı altında kalan siyasi parti ve bölgesel halkın baskısından dolayı tutum almaya çalışıyorlar. Bir yandan bunu yaparken öte yandan Irak Merkezi hükümeti ile yaşanan sorunların çözümü için görüşmeler gerçekleştiriyorlar. Şu ana kadar yapılan görüşmelerde kayda değer bir sonuç alınmış değil. Irak Başbakanı'nın daha önceki toplantısını terk eden Kürt parlamenterler geçen günlerde tekrar Başbakan Ebadi ile sorunların çözümü için bir araya geldi. Merkezi hükümet 261 milyon dolar para aktardı Güney Kürdistan bölgesel yönetimine ancak bölgesel yönetim bu paranın ne için gönderildiğini bilmediğini açıkladı.

Bir yandan bu görüşmeler devam ederken öte yandan yaklaşmakta olan bölgesel ve merkezi seçimler için arayışlar sürüyor.

Seçim arayışları Kürt parti ve örgütleri arasında yeni ittifaklar, aynı liste ile seçime girme şeklinde somutlaşmaya başladı. Bir süre önce Goran, Komala İslami ve Demokrasi ve Adalet için koalisyon grupları arasında bölgesel ve genel seçimler için ittifak yapılmıştı. Yaklaşık bir hafta önce Yeni Nesil Hareketi, Tevgere Azadi ve Berey Demokrasiya Gel parti ve hareketleri arasında da bir seçim ittifakı imzalandı. YNK ve KDP hala seçimlere ilişkin görüşlerini çok fazla yansıtmadılar. KDP Kerkük’te seçimlere katılmayacağını açıklasa da katılmak için arayışlar içinde olduğu gelen bilgiler arasında. YNK yaşadığı iç sorunlardan ötürü henüz genel seçimlere ilişkin çok fazla rengini belli etmedi. Ancak geçtiğimiz günlerde Selahaddin Vilayetinde Arap koalisyonu ile ittifak yaparak seçimlere girme kararı aldığını duyurdu. YNK Hemrin Teşkilatı sorumlusu Mele Kerim Şükür, partisinin Xurmatu ve çevresindeki seçimlere Arap koalisyonu listesi ile birlikte katılacaklarını duyurdu. Selahaddin vilayetinde Arap koalisyonu listesi ile birlikte seçime girme kararı alan YNK, Güney Kürdistan genelinde seçime kimlerle ve nasıl gireceğine dair kararını vermiş değil.

KÜRTLERİN GÖÇERTİLMESİ, KÖYLERİN BOŞALTILMASI PLANI SÜRÜYOR

Güney Kürdistan’da Efrîn direniş ruhu, seçim ittifakları gibi gündemlerle birlikte RTE’nin, İTC eliyle Kerkük ve çevresinde Kürtlerin hedef alınması, göçertilmesi planı da devam ediyor. Kerkük’te evleri işaretlenen Kürtlere İTC elemanları aracılığıyla baskı yapılırken Sergaran nahiyesi ve Sergeran’a bağlı Palkane köyündeki Kürtlerin evlerini terk etmeleri için süre verildi. Palkane köyüne baskın yapan İTC elemanları kendilerini Bedevi Arap olarak tanıtarak, Kürtlerden evlerini 72 saat içinde terk etmelerini istemiş. Söz konusu köyden Saddam döneminde Kürtler göçertilmişti, 2003 yılından sonra Kürtler yeniden evleri ve topraklarına dönmüştü.

Bu durum işgalci Türk Devleti'nin Efrîn’i işgal etme planı çerçevesinde Güney Kürdistan’da da Kürtsüzleştirme planını paralel bir şeklide devreye soktuğunu gösteriyor.

Güney Kürdistan halkı Türk Devleti'nin bu planlarının farkına vardığı için şu an Türk Devleti'nin işgaline karşı daha çok direnip, işgal planlarını boşa çıkarmak gerektiğinin bilincine varmış durumda.